Geçtiğimiz günlerde bir grup eczacı odası ile birlikte "eczacı kamuoyuna" başlıklı bir yazı yayınladık. Yazının içeriğinde İstanbul’da yüksek cirolu eczanelerle yapılan bir toplantı sonrası oluşan kaygılar ve tespitler yer alıyordu.
Yüksek cirolu eczanelere "eczanelerin farklı ürünlerde satış hacmini artırma, daha iyi satın alma, çeşitli konularda eğitim sunma, hukuksal destek ve mesleki dayanışma gibi konularda destek" başlığı ile sunulan cazip danışmanlık önerisi ciddiyetle değerlendirilmelidir.
Siyasi otoritenin sağlık hizmetlerine ve eczacılığa bakışı, sağlıkta dönüşüm süreci ile başlayan tasarruf tedbirleri, global bütçe uygulaması, ilaç fiyatlarının sürekli düşmesi ve satın alma koşullarındaki farklılıklar küçük ve orta ölçekli eczanelere her geçen gün biraz daha sıkıntılı süreçler yaşatmaktadır.
İlaç firmalarının ve dağıtım kuruluşlarının sunduğu satış koşullarındaki (ciro pirimi ve çıkışa mf gibi) farklılıklar ile zaten ayrışma noktasında olan eczanelerin yurt dışında bazı ülkelerde uygulanan modeller ile çok daha ciddi farklar oluşacak şekilde farklılaştırılması, kategorilere ayrılması ülkemizde serbest eczacılığın sonu olacaktır.
Siyasi otoritenin sağlık hizmetlerinin finansmanı için ürettiği dayatmalar ile her geçen gün çok daha büyük sorunlarla kararlı ve planlı bir mücadele gerektiren bu süreçte ayrışmalara değil birlikteliğe gerek duyulmaktadır.
Sağlık hizmetlerinin finansmanında ilaç harcamaları üzerindeki baskı dayanılmaz boyutlara gelmişken şimdi de sundukları mal fazlaları ile öne çıkan bazı ilaçlarda "taban fiyat" uygulaması gündemde . Eski SSK uygulamalarını anımsatan bu uygulama ile yıllardır erimekte olan eczane ciroları ve zaten yetersiz olan karlılıkları biraz daha azalacak.
İlaç fiyatlarının belirlenmesine esas olan Euro kurunun 1.95’e sabitlenmesi sonrasında çok sayıda ilaç bulunamaz oldu. Vatandaşın ilaca kolay ulaşması ve bulunabilir olması için çaba harcaması gereken üst birliğimiz ise bulunamayan veya ülkemize hiç gelmemiş ilaçları getirmek gibi ulvi(!) bir tedarikçilik faaliyetine soyundu. Sağlık hizmetlerinde yaşanan bu sorunun çözümü için mücadele vermek, karşı durmak yerine bir süredir devam eden uzlaşmacı tavır öne çıktı ve kalıcı çözüm yerine bu pansuman tedbir ortaya atıldı.
Bir meslek örgütünün ticari faaliyet ya da büyük paralarla anılmaması gerekirken, işlem hacmi her geçen gün biraz daha büyüyen ithal ilaç birimi ticari bir organizasyona dönüşerek ciddi rakamlara ulaştı.
Eczaneleri ve eczacının danışmanlık görevini devre dışı bırakarak kargo ile ilaç gönderen bu garip uygulama ile hem hastalar ilaca günlerce geç ulaştı hem de günde yaklaşık 200 hastanın ilacını temin eden bu sisteme ödenen büyük pay da eczanelerin genel payından düştü.
Meslek yasamızın uygulanmasını netleştirmesi beklenen yönetmelik ise eczacı odalarından sır gibi saklanarak 22 ayda yayınlanabildi. Ancak, netleştirmek bir yana bazı hükümlerin uygulamalardaki belirsizliği artırdığı görülen yönetmeliğin bazı değişikliklere gebe olduğu da çok açık.
Uzunca bir zamandır her yıl anlamsızca yenileri açılan eczacılık fakültelerinin , zamanla mesleğimizi değersizleştireceğini ve ciddi işsizlik sorunu yaratacağını dile getirmemize karşın bu yönde hiçbir adım atılmıyor.
Yönetmelikteki ciroya dayalı ikinci eczacı çalıştırma zorunluluğu, salt ciro esasına göre kurgulandığı için planlandığı şekliyle ufuktaki işsizlik sorununu çözemeyeceği gibi , uygulamadaki zorlukları ile yeni sorunlar getirecektir.
Sonuç olarak, sağlıkta dönüşümle başlayan ve sağlık hizmetlerini piyasalaştıran sürecin devamında işler çok da iyi gitmiyor. Eczanelerimizi ayakta tutmak ,hizmet kalitesini artırmak ve kamudaki meslektaşlarımızın koşullarını iyileştirmek için çalışmaya devam ediyoruz.
Ancak, bir yandan gündelik sorunların çözümü ile uğraşırken diğer yandan da geleceği de planlamamız gerekiyor. Artık yeni şeyler söylemeli ve eczacılık mesleğini şekillendirecek yeni bir vizyon ortaya koymak zorundayız.
Bu görev dönemimizde aramıza katılan genç meslektaşlarımızın çalışma azimleri, olaylara yaklaşımları, ekip çalışmasına olan yatkınlıkları ve sorunları çözme hevesleri bizlerin umutlarını artırıyor, birlikte çalışmaktan mutlu oluyoruz .
Kurullarda görev alarak taşın altına elini koyan arkadaşlarımızın yanı sıra ,çalışma gruplarımızda ve gençlik meclisimizde geleceğe ışık tutan önemli çalışmalar çok sayıda genç meslektaşımız katılıyor, katkı koyuyor ve kendileri ile ilgili alınacak kararlarda söz sahibi oluyorlar.
Meslek içi eğitim programlarımızın yanı sıra kısa bir süre sonra gerçekleştirmeyi düşündüğümüz genç eczacılar çalıştayı ile daha çok arkadaşımızın fikirlerini, önerilerini ve projelerini masaya yatıracağız.
Ülkemiz ve mesleğimizin çıkarları için çoğunluğun dediklerini değil doğru bildiklerimizi hiç kimseden çekinmeden dile getirdik, getirmeye de devam ediyoruz.
Birlikteliğimizin en önemli gücümüz olduğunu iyi biliyor ve aydınlık bir gelecek için hep birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Geleceğe güvenle bakabildiğimiz sorunsuz günler dileklerimle…
Ecz. Tuncay SAYILKAN
İzmir Eczacı Odası Başkanı