Ecz.Tuncay SAYILKAN

İzmir Eczacı Odası Başkanı

 

Yıllar önce Ülkemiz’de bulunmayan az sayıdaki ruhsatsız ithal ilaçları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak ve ilaçta karaborsanın önünü kesmek amacı ile  bu ilaçları yurtdışından getirerek hastalara ulaştırma görevini TEB üstlendi. Ama her geçen gün fiyatı düşen veya dövizdeki artış nedeni ile beklediği zammı alamayan ruhsatlı ilaçlar da zamanla bulunamayan ilaçlar listesine dahil oldu.

Önce gerçekçi olmayan “Global Bütçe” ısrarı, daha sonra da (gerçekte 3 TL’yi geçse bile) ilaç fiyat kararnamesi ile 1.95 TL’ye sabitlenen kur nedeni ile fiyat zammı alınamadığından, yıllar içinde ruhsatlı ilaçlar da bulunmaz hale geldi ve TEB ruhsatlı ama fiyat alamadığı için bulunamayan ilaçların yurtdışından getirilmesi görevini de üstlendi. 

Bu arada TEB aracılığı ile getirilen ilaçların ödemesi    firmaların belirlediği yüksek fiyatlardan ,KKİ ve eczacı ıskontosu olmaksızın ödendi. Çünkü uzun bürokratik işlemler ve vatandaşın bu sistemin varlığından haberdar olma oranının düşüklüğü nedeni ile toplamda fazla bir oran içermeyen  bu rakam kurum tarafından da ödenebilir olarak değerlendirildi.

Ancak ,her geçen gün sayısı hızla artan ruhsatlı ya da ruhsatsız ilaçlara ulaşmak öylesine güçleşti ki ,adı geçen ilaçların hastalara ulaştırılması tüm iyi niyetli ve özverili çabalara karşın 25-30 günlük süreleri buldu. Bu öngörülen bir durumdu aslında. Bulunamayan ilaçların sayısı bu kadar büyük rakamlara ulaşılmışken ,bir meslek örgütünden sorunsuz bir  ilaç tedarik hizmeti veya depoculuk faaliyeti beklemek ne kadar doğru bir yaklaşım olabilirdi?

Kaldı ki; Eczacı Odaları  ‘’ilaç sadece eczaneden ve eczacı danışmanlığında alınır’’ derken, “kargo ile ilaç sağlık hizmeti için felakettir” ve “eczaneler en yakın sağlık danışma merkezleridir” diye kamuoyuna net mesajlar verirken, üst birliğimizin her gün büyüyen işlem hacmi ile eczanesiz ilaç hizmetindeki anlamsız tedarikçilik  ısrarı devam ediyor.

Hatta yöneticilerimiz bu işi o kadar benimsemişler ki, sistemi eleştirenlere aman bu konuyu fazla dillendirmeyin yoksa sıkıntı olur diye ciddi ciddi uyarılarda bile bulunmaktalar. Doğru politikalar sonrasında Ülkenin her köşesinde ilaca ulaşılması gerekirken, halk sağlığını ve mesleğimizi tehdit eden yanlış modellerde çözüm ortağı olmaya devam ediyorlar.

Bu süreçte bizler; ilaçlar bulunamıyor, tedaviler yarım kalıyor, yanlış politikalarda ısrardan  vaz geçilsin çağrıları yaparken, üst birliğimizin yöneticileri ya suskun kaldılar , ya da ülkemizde bulunmayan ilaç sorunu yoktur mealinde açıklamalar yaptılar.

Dövizdeki önlenemeyen yükseliş olanca hızı ile sürerken, ilaç fiyatlarına esas  kurun hala 1.95 TL’de olması, “önümüzdeki günlerde çok daha fazla ilacın yok olmasına ve vatandaşın mağduriyetine yol açacaktır” öngörüsünde bulunmak için de müneccim olmaya gerek yoktur.

İşte tam bu süreçte,  yani bulunamayan ilaçların sayısının hızla arttığı günlerde, Sağlık Bakanı çıkıp “bulunamayan ilaçlar için ihale açıp, TEB ithal ilaç birimi örneğine benzer farklı kurumlar aracılığı ile vatandaşa ilaç ulaştıracağız” açıklamasını yaparak bulduğu çözümü dile getirdi.

Yani sorunu çözmek için adım atmak yerine yanlışta ısrar edilerek her geçen gün daha çok ilaç bulunamayacak, vatandaş ilaca ulaşmak için daha çok eziyet çekecek, eczanelerin pazardaki payı azalmaya devam edecek ama sadece  bazı aracı firmalar bu işten karlı çıkacak.

Eczanesiz ve kargo ile ilaç temininin önünü açan yasa dışı bu modeli baştan kabullenen ilaç  dağıtım kuruluşu görünümlü üst birliğimiz ise bu duruma tepki veremedi ,uzun zamandır süregelen  suskunluğunu korumayı istikrarlı biçimde sürdürdü. Olup bitenden kaygı duyan on eczacı odası yaşananları kamuoyu ile paylaşmak istediğinde ise, olayın ciddiyetini bir kenara bırakıp siyasi hesaplar içine girerek basın açıklamasına destek verecek oda sayısını azaltmak için ikna çalışmaları bile denendi.

Oysa durum hiç de iç açıcı değildir. Ülkemizin dört bir yanındaki  25 bine yakın eczaneden kolaylıkla ilaca ulaşması gereken ve nitelikli sağlık hizmeti almayı hak eden halkımıza sunulan ihale ile ilaç temini ve kargo ile ulaştırılması gibi anlamsız çözüm önerileri kesinlikle kabul edilemez.

Geldiğimiz noktada;

*her geçen gün daha fazla ilaç bulunamıyor hale geldiği için vatandaş kapı kapı ilaç arıyor ve tedaviler aksıyorsa, yani insan sağlığını olumsuz etkileyen koşullar oluşuyorsa,

*bir çok hasta için umut anlamına gelen yeni nesil ilaçlar ülkemize gelmek için başvuru bile yapmıyorsa,

*ruhsatlı ilaçların bir kısmı bulunmazken ve önemli bir kısmı da artan maliyetler sonrası ilaç alım koşullarında eczanelere olumsuz yansıyacak değişiklik hazırlığındayken,

*eczanelerin aradan çıkarılacağı yasaya aykırı bir modeli bu ülkenin  Sağlık Bakanı dillendiriyorsa ve bir meslek örgütü bütün bunlara ses çıkartmıyorsa bu durum nasıl açıklanabilir?

Üst birliğimizi sessiz kalmakla suçlayarak haksızlık yapmayalım. Biz  “bulunamayan ilaçlar, tehdit altındaki halk sağlığı ve eczaneleri devreden çıkaracak ihale ile ilaç temini”  konulu basın açıklamasını yaparken , onlar da aynı gün yani 21 Ocak 2014 tarihinde, “risk grubundaki herkes grip aşısı vurulmalıdır”  konulu zamanlaması manidar bir basın açıklamasını yaptılar.

Bir de günün anlam ve önemine uygun(!)  olarak “eczacı anıları” konulu yarışma düzenlediler. Bu yarışma nasıl sonuçlanır, kimler kazanır ,kimler  kaybeder  bilinmez. Ama son yıllarda mesleğimizle ilgili pek de hoş anılarımızın olmadığını şimdiden söyleyebiliriz.

Üst birliğimiz uzunca bir süredir izlediği siyasi otorite ile uyumlu politikalardan vaz geçerek,  gerçek anlamda bir meslek örgütü kimliğine hızla geri dönmelidir. Yakıcı sorunların hızla arttığı ,eczane ekonomilerinin dibe vurduğu ,meslektaşlarımızın ciddi sorunlarla mücadele etmeye çalıştığı ve geleceğe güvenle bakamadığı  bu  zorlu bir dönemde , yani sorunların çözümünde örgütlü mücadeleye en fazla gerek duyulan bu günlerde hızla güven tazelemek için gereğini yapmak kaçınılmaz hale gelmiştir.

Aksi halde her şey için çok geç kalınacak ve bir sonraki yarışmanın başlığı ‘’büyüklere masallar’’ olacaktır.

Saygılarımla…

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat