Doğumsal kronik hastalıklar nedeniyle hastanelerin çocuk servisinde tedavi gören hastalar, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun çocuk yaş üst sınırını 21'den 16'ya düşürmesi nedeniyle hastanesiz kaldı. Çocuk servisleri 'para ödenmiyor' diye çocukları tedavi etmiyor, erişkin servisleri de yer olmadığı için çocukları alamıyor. Sonuçta yaş sınırına takılan çocuk hastalar, çaresizce dolaşıyor!
Doğumsal kronik hastalıklar nedeniyle hastanelerin çocuk servislerinde tedavi gören hastalar, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) çocuk yaş üst sınırını 21'den 16'ya düşürmesi nedeniyle hastanesiz kaldı. Hastanelerin çocuk servisleri, "SGK faturayı ödemez" gerekçesiyle 16 yaşını dolduran çocukları tedavi etmiyor.
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın birleşmesiyle kurulan SGK, Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile sağlık tesisleri arasında, fatura bilgisini elektronik olarak toplamak ve hizmetlerin ödemesini gerçekleştirmek için "Medula" adlı bir sistem kurdu. Bu otomasyon sisteminde, doğumsal kronik hastalıklar için daha önce 21 olan "çocuk yaş sınırı" 16'ya indirildi.
Kapıları kapattılar
Bu sınırlandırma, bazıları ölümcül olan doğuştan kan hastalıklarının yanı sıra, çocuk kardiyoloji ve metabolik hastalıklardan tedavi olan çocukları vurdu. Doğuştan veya hastalığın teşhisinden itibaren tedavi sürecini takip eden hastanelerin çocuk klinikleri, "16 yaşını doldurdukları" gerekçesiyle çocuk hastalara kapılarını kapattı.
Sağlık Bakanlığı'nın bu sınırlandırmaya ilişkin yayımladığı bir genelge bulunmuyor. Yeni durum, SGK'nın hastane ve eczanelere "faturaları ödemeyeceğini" bildirmesinin ardından ortaya çıktı.
'Faturalar döndü'
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Başhekimi Doç. Dr. Sezai Vatansever, "Kan ve kan hastalıklarının yanı sıra, çocuk kardiyoloji ve metabolik hastalıklarda tedavi gören hastalar da, yaş grubunun 16'ya düşürülmesiyle mağdur oldu. Faturalar dönünce durumu fark ettik ve hasta mağduriyetini gidermek için SGK'dan toplantı talep ettik" dedi.
İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Ömer Devecioğlu, sorunu şöyle anlattı:
'Sen büyüdün git' denmez
"Geçen hafta mali işler sorumlumuz bizi aradı, durumu bildirdi. SGK'dan para tahsil edilemiyormuş. Son derece yanlış olan bu uygulamanın düzeltilmesi için SGK'ya yazı yazdık. Doğrusu 21 yaştır, ama son yıllarda ergenlik yani adolesan hekimliği dediğimiz bir hekimlik ABD'de yaygınlaştı.
'Çocuk üst yaş sınırı 24'e hatta 30'a çıksın' tartışması başlattılar. Genetik hastaları çocuk doktorları, edinsel yani sonradan olma hastalıkları da erişkin doktorlar daha iyi bilir. Ayrıca, doğumsal hastalıklarda doktor-aile ilişkisi çok kuvvetli. 16 yaşına gelince 'Hadi sen büyüdün, erişkine git' diyorsunuz. Hasta psikolojisi bozuluyor ve gitmek istemiyorlar.
Hastanın doktor seçme özgürlüğü açısından bakınca da haklılar. Erişkin hematolojide hasta sayısı da çok fazla, bu çocukları tedavi edecek hastane bulmak da sorun olabiliyor."
'Hastayı devredemiyoruz'
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Akif Yeşilipek, "Doğuştan itibaren bu hastaları çocuk polikliniğinde izlediğimiz için belli yaşa geldiğinde de devredemiyoruz. Erişkin hematolog arkadaşlar bu konuda çok tecrübeli değiller ve hasta yükü çok daha fazla olduğu için zaman ayıramıyorlar.
İlik nakli için gereken ilaçlar pahalı ve dışarıdan alınması gerekiyor. Hasta eczaneye gittiğinde de 'Hasta 16 yaşını doldurmuş bu nedenle de çocuk doktoru ilaç yazamaz' diye geri çevriliyor" dedi.
'Kan alamazsak zehirlenip öleceğiz'
Dünyaya geldiklerinin üçüncü ayında talasemi (Akdeniz anemisi) hastalığıyla tanışan hastaların yardım talebi üzerine gittiğimiz Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çaresizlik yaşanıyordu.
Her biri, 15-20 günde bir damarlarına nakledilen bir veya iki ünite kanla yaşamlarını sürdüren 17 hasta, geçen hafta kapıdan çevrildikleri hastanelerine, başka hastane bulamadıkları için geri dönmüştü. Sıkıntılarını, "Kan almazsak, demir zehirlen-mesinden öleceğiz. Erişkin hematoloji, 'Yer yok' diye bizi kabul etmedi. Kapı kapı dolaşıp hastane arıyoruz. Bir hafta önce almamız gereken kanı halen alamadık" diyerek anlattılar.
Sonunda başhekimin kapısını çaldılar ve son kez olmak koşuluyla kan alabildiler.
Milliyet Gazetesi 16. Aralık. 2007