Yatan hastaların ilaç ve malzemelerini artık hastaneler karşılayacak

Resmi sağlık kurumlarında yatarak tedavi olan hastalara 1 Ocak’tan itibaren ilaç ve malzeme temin ettirilmeyecek. Bu hastaların ilaç ve malzemeleri hastaneler tarafından karşılanacak.

Daha önce 15 Ekim’de başlaması öngörülen uygulamanın yürürlük tarihi, Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklikle 1 Ocak olarak düzenlenmişti. 1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak düzenlemeyle, yatarak tedavilerde hastanede kullanılacak ilaçlar hastane tarafından temin edilecek.

Resmi sağlık kurumlarınca çeşitli nedenlerle temin edilemeyen ilaçlar, hak sahiplerinin sağlık karnelerine, "Eczanemizde yoktur, yatan hasta" kaşesi basılıp başhekimlik onayı alındıktan sonra sözleşmeli eczanelerden temin edilebilecek.

Bu şekilde düzenlenecek reçeteler 5 günlük maksimum tedavi dozunu geçemeyecek. İlacın hastane eczanesince temin edilememesi ve tedavinin devam ettiği durumlarda doz bitiminde yeniden reçete yazılması mümkün olabilecek. Ancak, sağlık kurumlarında uzun süre yatarak tedavi gören tüberküloz hastalarına, kullanım dozu belgelenmek kaydıyla bir aylık miktarda tüberküloz ilaçları yazılabilecek.

Yatarak tedavilerde kullanılan tıbbi malzemeler de 1 Ocak’tan itibaren hastane tarafından temin edilecek. Ancak, bunların da zorunluluk nedeniyle hastalara aldırılması halinde fatura tutarı hastaya ödenerek sağlık kurumundan mahsup edilecek.

Yürürlükteki uygulamaya göre, hastanede bulunmayan tıbbi malzemeler hasta veya yakınları tarafından sağlanıyor. Hasta veya yakınları tarafından temin edilen tıbbi malzemelerin ödenmesinde fark ücreti çıkması halinde, bu fark hasta tarafından karşılanıyor.

TAHLİL VE TETKİK İÇİN SEVK YOK

1 Ocak itibariyle geçerli olacak bir başka uygulamaya göre, kurumla

sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, hastaları sadece tetkik ve/veya tahlil için başka bir sağlık kurum veya kuruluşuna sevk edemeyecek. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile halen tetkik/tahlil sözleşmeleri bulunan merkezlerin bu sözleşmeleri bu tarih itibariyle feshedilecek. Sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, bünyelerinde yapılamayan tetkik ve tahlilleri hizmet alınması yoluyla başka sağlık kurum veya kuruluşlarından alabilecek. Bu şekilde hizmet alınan sağlık kurum ve kuruluşlarının listesi, hizmeti alan sağlık kurum ve kuruluşunca SGK’ya bildirilecek. Hizmet alımı yoluyla sağlanan ve kuruma fatura edilebilir tetkik ve tahlil bedelleri, sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde üretilen hizmetlerden ayrımı yapılmaksızın, ilgili tebliğ esasları doğrultusunda ödenecek. Yatarak tedavi gören hastalara verilen bazı kan ürünlerinin hastanelerce teminini öngören düzenleme de yine 1 Ocak’ta yürürlüğe girecek.

"ERTELEME SORUNLARI ÇÖZMEDİ"

Öte yandan, Ankara’daki üniversite hastanelerinin yetkilileri, yatarak tedavi gören hastaların ilaç ve malzemelerinin hastanelerce karşılanmasına ilişkin uygulamanın ertelenmesinin "sorunlarını çözmediğini" dile getirdiler.

Uygulamanın önceki yürürlük tarihi olan 15 Ekim 2007’den önce, "İhale yasası ve geri ödemelerden kaynaklanan sorunlarından dolayı sistemin sağlıklı işlemeyeceğini" savunan yetkililer, "ertelemeden sonra geçen 2,5 aylık sürede ihale mevzuatında bazı düzenlemeler yapılmasına rağmen

sıkıntılarının hala devam ettiğini" öne sürdüler.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Şare, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, ihalelerde çerçeve sözleşme ve doğrudan temin gibi yenilikler getirildiğini belirterek, "En az 3 firmanın teklif vermesi lazım. Ancak üreticisi veya dağıtıcısı tek olan ilaç ve malzemeler için bunu yapamıyoruz" diye konuştu.

Bu sorunlardan dolayı henüz ihalelerini tamamlayamadıklarını anlatan Şare, özellikle tek dağıtımcısı olan ithal ortopedik malzemelerle kanser ilaçları ve antibiyotiklerde büyük sıkıntı yaşadıklarını belirtti.

Mevzuatın en düşük fiyatlı ürünlerin satın alınmasını zorunlu kıldığını, ancak bu durumda kalitesiz sağlık ürünleri kullanmakla karşı karşıya kaldıklarını anlatan Şare, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mesela bir hasta ilaçlı stent takılmasını istiyor ama pahalı olduğu için bunu alıp takamıyoruz. Hasta belki fiyat farkını ödeyerek ilaçlı stent taktırmak isteyebilir ama mevzuat buna izin vermiyor. Bizim önerimiz kurum bir fiyat limiti belirlesin, bu limit dahilindeki ürünlerin satın alınabilmesine olanak sağlansın ama seçme hakkını bize bıraksınlar. Vatandaşın da böylece seçme hakkı olur. Bu sayede kalitesiz ürünleri kullanmak zorunda kalmayız."

"KAMUYU ZARARA UĞRATMAMAK İÇİN..."

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Akal da, "ilaç ve malzeme temini için hazırlık yaptıklarını, ancak açtıkları bir çok ihaleye firmaların ya girmediğini ya da yüksek fiyat verdiklerini" söyledi.

Kendilerinin de kamu yararını gözetmek zorunda olduklarını ifade eden Akal, "Ederin çok üzerinde, 2-3 katına yaklaşan fiyatlarla önümüze geliyorlar. Göz göre göre kamuyu zarara uğratmamak için bunlara onay vermiyoruz" dedi.

Akal, "Bunun nedeni nedir?" sorusunu, "Mali kaynak sıkıntımız var.

Devletten yüksek miktarda alacağımız, bunun yüzde 40’ı kadar da piyasaya borcumuz var. Geri ödemeler yapılmıyor. Böyle olunca biz de ilaç ve malzeme firmalarına borcumuzu ödeyemiyoruz. Onlar da bu nedenle ihalelerde yüksek fiyat veriyor" diye yanıtladı.

Özellikle Ankara’ya dışardan sevk edilen hastalarla yeşil kartlıların geri ödemelerinde sıkıntılar yaşandığını ifade eden Akal, şöyle konuştu:

"Geçenlerde, Ankara’da ambulanstan düşürülen hasta bizde tedavi görüyor. Bu hastanın sosyal güvencesi yok. Göğsüne tüp konuldu, bacağından da ameliyat olacak. Bu ve bunun gibi hastaların tedavisini yapmak zorundayız çünkü genelge var. Ancak tedavi masrafları ödenmediği zaman Sayıştay bize zimmet çıkarıyor. Hastaya ’tedavi ücretini ödeyene kadar seni hastanede tutacağız’ demeye de hakkımız yok. Hastayı Sağlık Bakanlığı’nın elemanları ambulanstan düşürdü ama Bakanlığın tedavisine bir katkısı yok. Hasta yeşil kart çıkartabilir, ancak bunların geri ödemesinin ne zaman yapılacağı belirsiz." "Çerçeve sözleşme" yönteminin getirilmesinin sorunlarını çözmediğini kaydeden Akal, "En az 3 teklif alınması zorunluluğu tek üreticisi ve dağıtıcısı olan ürünler için sorun yaratıyor. Özellikle kanser ve kardiyoloji ilaçlarıyla ortopedi malzemelerinde sorun yaşıyoruz" dedi.

İlaç ve malzemelerin hastanelerce temin edilmesi zorunluluğunun hasta mağduriyetine yol açacağını savunan Akal, "Hasta hastanede bulamadığı ilaç veya malzemeyi gidip dışardan alacak. Ancak bu da vakit kaybına yol açacak. Hasta mağduriyeti özellikle acil durumlarda daha fazla olacak" diye konuştu.

"4 İHALE AÇTIK GİREN OLMADI"

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener de "sıkıntıların aşılacağı bir ortamın doğması gerektiğini" söyledi.

Devletten çok yüklü miktarda alacakları olduğu için kendi ödemelerinin de geciktiğini ifade eden Erdener, "Firmalar ihaleye girmiyor. 4 ihale yaptık giren olmadı" dedi. Erdener, fiyat veren firmaların da teklifleri yüksek olduğu için bunları alamadıklarını dile getirdi.

DAHA ÖNCE ERTELENMİŞTİ

Haziran ayında çıkarılan Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’nde resmi kurumlarda yatarak tedavi gören hastaların ilaç ve malzemelerinin hastaneler tarafından temin edileceği düzenlemesi getirilmiş, uygulamanın yürürlüğe girmesi için de 4 aylık geçiş süresi tanınmıştı.

Bunun üzerine bazı üniversite hastaneleri de uygulamaya ilişkin sorunlarını dile getirmişti. Sağlık Bakanlığı ise "konunun hassasiyetle tekrar incelenmesi için" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SGK’ya başvurmuştu.

SGK tarafından söz konusu tebliğde değişiklik yapılarak, uygulamanın yürürlük tarihi 1 Ocak olarak düzenlenmişti.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat