YATAN HASTA REÇETELERİNİN HASTANELERDEN KARŞILANMASI HAKKINDA BASIN TOPLANTISI YAPILDI

Yatan hasta reçetelerinin hastaneler tarafından karşılanması uygulamasında yaşanan sorunlarla ilgili olarak bugün Oda merkezinde düzenlediğimiz basın toplantısında yaptığımız açıklamayı aşağıda meslektaşlarımızın bilgisine sunarız.


3 Ocak 2008

BASINA VE KAMUOYUNA

     Sosyal Güvenlik Kurumu’nca önce 15 Haziran 2007’de sonra 15 Ekim 2007’de yürürlüğe girmesi iki kez ertelenen yatan hasta ilaçlarının ve tıbbi malzemelerinin hastane eczanelerinden temin edilmesi zorunluluğunu getiren düzenleme sonunda 1 Ocak 2008 tarihinde hayata geçti.

     Uygulamanın ilk gününde aylardır kaygısını taşıdığımız sorunların büyük çoğuyla karşı karşıya kaldık. Üniversite ve devlet hastanelerinin bir kısmı hastalarına ilaç hizmetini ya hiç veremedi ya da eczanelerinde yeterli ilaç olmaması ve personel eksikliği nedeniyle sağlıklı olarak veremedi.

     Biz İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu olarak daha önce defalarca bu hizmetin doğru verilebilmesi için gereken koşulları kamuoyuyla paylaşmıştık.

          1) Yatan hasta reçetelerinin sağlıklı bir biçimde eczacı danışmanlığında verilebilmesi için, Türkiye genelinde kamu ve özel hastanelerde yaklaşık 4 bin eczacının istihdam edilmesi gerektiğini;

          2) Yatan hasta reçetelerindeki ilaç ve tıbbi sarf malzemelerinin ayrılması gerektiğini, tıbbi sarf malzemelerinin satış fiyatları standart olmadığından hastane tarafından ihaleyle temin edilerek yatan hastaya verilmesinin doğru olduğunu;

          3) Eczacı odaları tarafından yatan hasta ilaçlarının dağıtımı organizasyonuna başlanmadan önce yaşanan suiistimaller göz önüne alındığında, israfın önlenmesi ve yolsuzlukların önüne geçilmesi için, hastane eczanelerinden verilecek ilaçların hastane ambalajında olması, bunun için ilaç fiyat kararnamesinde değişiklik yapılarak hastane ambalajlı ilaçların fiyatlandırılması ve ardından ilaç sanayisinin hastane ambalajlı ilaç formlarının üretimine geçmesinin sağlanması gerektiğini söyledik.

     Uygulamanın ilk günü yaşananlar bugüne kadar söylediklerimizi doğrulamıştır. Hastaneler ilaç hizmeti verecek ne yeterli personele sahiptir, ne de ilaç alımlarını tamamlayabilmişlerdir. Öte yandan Sosyal Güvenlik Kurumu, hastanelerin eczanelerinde olmayan ilaçlar için dışarı çıkaracakları reçete bedellerini hastane alacaklarından keseceklerini bildirmiştir. Hastanelerin buna mecbur kılınması, dün hastaların uzun süre ilaca ulaşmak için beklemelerine neden olmuştur.

     İstanbul’daki 11 hastanede bulunan Yatan Hasta Bürolarımızdan edindiğimiz bilgilere göre; uygulamanın ilk günü tam bir kaosa dönüşmüştür. Bu hastanelerin bir kısmında yetkililer, henüz kendilerine düzenlemeyle ilgili yazılı bir tebliğin gelmediğini söyleyerek, yatan hasta ilaçlarını karşılamaya başlamadıklarını ifade ettiler. Bir kısmı ise eczanelerinde olmayan ilaçların bulunduğu bu reçeteleri dışarıya çıkaramayarak hasta mağduriyetlerine neden oldular. Hâlâ ihale için çerçeve anlaşmasını yapamayan, bu nedenle ne şekilde ilaç temin edeceği belli olmayan hastaneler mevcuttur.

     Bu kaosu en iyi gösteren örnek bir üniversite hastanemizde dün yaşanmıştır. Çapa Tıp Fakültesi onkoloji bölümünde yatan hastalar, ilaçları hastane eczanesinde bulunmadığından “kaloriferlerimiz arızalıdır” gerekçesiyle taburcu edilerek, bu hastaların tamamına ayaktan reçete yazılmış ve ilaçlarına ulaşmaları ancak bu şekilde sağlanabilmiştir.

     Sonuç olarak bu uygulama; her ne kadar temelde kamusal bir amaç taşır gibi gösterilse de, Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında ülkemizde sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesinin bir parçası olmaktan öteye gidememektedir. Kamu hastaneleri önce ödenekleri geciktirilerek ekonomik açmaza sokuldular, varlıklarını sürdüremez hale getirildiler. Şimdi de yatan hasta ilaç hizmetini yüklenen bu hastaneler, yakında bu hizmeti veremez duruma getirildiğinde bu hastanelerdeki ilaç hizmeti sermaye gruplarının eline geçecektir.

     Oysa yapılması gereken kamusal sağlık hizmetlerinin niteliğini artırmak, ulaşılabilir ilaç hizmeti için gereken koşulları yaratmaktır. Hastanın ilaca ulaşmasındaki tek araç olan biz eczacılar, bu hizmet sağlıklı koşullarda verilene kadar sessiz kalmayacağız ve uyarılarımızı sürdüreceğiz. Bugüne kadar İstanbul’un 11 hastanesindeki Yatan Hasta Bürolarımız kanalıyla sürdürmekte olduğumuz ilaç hizmetini tüm İstanbul’u kapsayacak şekilde yaygınlaştırmaya ve bu alanda sorumluluk almaya hazırız.

İSTANBUL ECZACI ODASI
YÖNETİM KURULU





Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat