TTB Merkez Konseyi üyeleri dün basın toplantısı düzenleyerek 19-20 Nisan grevine katılanların Sağlık Bakanlığı müfettişleri tarafından sorgulanmasına tepki gösterdi. TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu, hekimlerin "Sağlıkta özelleştirmeye karşı iyi hekimlik, nitelikli sağlık hizmeti" kampanyası kapsamında Aralık ayından bu yana farklı etkinliklerle taleplerini dile getirdiklerini hatırlattı. "Türkiye çalışan haklarının sürekli kaybının yaşandığı bir ülke. Hak arama, iktidarın kültürü nedeniyle zorluklarla karşılanıyor, baskı görüyor" diyen Bilaloğlu, bunu bilerek sıkıntılarını basın toplantılarıyla, kliplerle, şarkılarla dile getirdiklerini, mitingler yaptıklarını, ancak bunlara rağmen sorunlarının görmezden gelindiğini söyledi. 13 Mart günü yaptıkları mitinge katıldığı gerekçesiyle Kayseri’de bir başhekimin görevinden alındığını hatırlatan Bilaloğlu, bu süreçte Sağlık Bakanı ve YÖK Başkanıyla görüşme çabalarının da sonuçsuz kaldığını anlattı. Bilaloğlu, bu nedenlerle greve çıkmak zorunda kaldıklarını belirtti. Sağlık Bakanlığı’nın greve yanıtının müfettişlerle sağlık çalışanları üzerinde baskı kurmak olduğunu kaydeden Bilaloğlu, "Bizi çileden çıkarma faaliyeti yürütülüyor. Sabır taşımızı çatlatmaya çalışıyorlar. Ama sakin olacağız. Bu senaryoya malzeme olmayacağız" dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün "Hekimleri anlamak lazım ince ayar yapılsın" sözleri sonrası Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın "ayar vapmak" için müfettişleri görevlendirdiğini belirten Bilaloğlu, "Bu ayar tutmaz. Bu ayarı bozarız" diye yanıt verdi.
’HEKİM CAN, BAKAN OY DERDİNDE’
Konuyu görüşmek istedikleri Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın "sahaya indiğini" söyleyerek görüşmeyi ertelediğini ifade eden Bilaloğlu, "Anlaşılıyor ki, hekim can derdinde, sayın Bakan oy derdinde" yorumunda bulundu. Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı ve YÖK Başkanı’na "Durum çok acil" diye seslenen Bilaloğlu, "Bu aciliyeti kavrayan bir makam varsa, onla görüşmeye hazırız" dedi. Bilaloğlu acil taleplerinin, Kayseri’de görevden alınan üyelerinin görevine iade edilmesi, müfettişlerin hekimleri sorgulamaktan vazgeçmesi olduğunu söyledi. Bilaloğlu, hekimlerin TTB’nin çağrısıyla greve çıktıklarını belirterek, "Birini sorgulavacaklarsa bizi sorgulamalılar" diye konuştu.
BAKAN HEDEF GÖSTERİYOR
Diyarbakır Kocaköy’de aile sağlığı merkezinden acil hizmet görevi veren meslektaşlarına yönelik saldırının hekimlerin öfkesini arttırdığını belirten Bilaloğlu, yaşananların Sağlık Bakanlığının hekimleri hedef gösteren tutumunun bir sonucu olduğu ifade etti. Bakanlık tarafından atılacak adımları takip edeceklerini belirten Bilaloğlu, "Başta Kocaköy olmak üzere, bizleri tatmin eden adımlar atılmadığı takdirde süresiz grev gündeme gelebilir" uyarısında bulundu. (Ankara/EVRENSEL)
SORGU YASAL DEĞİLMİŞ
TTB Hukuk Bürosu ndan avukat Mustafa Güler de müfettişlerin sağlık çalışanlarını greve katılıp katılmadığı yönünde sorgulamasının hukuka aykırı olduğunu söyledi. "Soruşturma yapılabilmesi için ortada suç iddiası olmalı’’ diyen Güler, hekimlerin TTB’nin çağrısıyla eyleme katılmalarının suç teşkil etmediğinin defalarca mahkemelerce onaylandığını hatırlattı Yapılanın açıkça çalışanlar üzerinde baskı kurmaya donuk bir uygulama olduğunu ifade eden Güler, "Bu amaçla yapılan her işlem görevi kötüye kullanmaktır" dedi.
SES: BİZİ KORKUTAMAZSINIZ
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), üyelerinin 19-20 Nisan grevine katıldıkları için Sağlık Bakanlığı müfettişlerince sorgulanmalarının korkutma amaçlı olduğunu belirtti. SES tarafından dün yapılan açıklamada, grevin haklı ve yasal olduğu ifade edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kamu çalışanlarının sendikalarının çağrısıyla iş bırakmasını örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirerek. Türkiye’yi mahkum ettiği hatırlatılan açıklamada şunlar ifade edildi: "Bütün bunları bilmemelerine imkan yoktur. Öyleyse yapılmak istenen korkutma, yıldırma, şantaj ve tehditten başka nedir? Belli ki bizden korktunuz, ama bizi korkutamazsınız. Sağlık Bakanlığı’na hiçbir meşruiyeti ve yasallığı bulunmayan bu soruşturmaları bırakıp emekçilerin haklı taleplerine hemen olumlu karşılık vermesini öneririz. Eğer bu yapılmazsa, daha buyuk ve daha uzun grevlere ve direnişlere hazır olduğumuzu bir kez daha anımsatırız".
