Sağlık Bakanlığı tıp fakültelerine el atıyor
MİLLİYET Gazetesi’nin haberine göre ocak ayında yürürlüğe girecek yönetmelikle turizm mevsiminde kongre düzenlenmesinin de önüne geçiliyor.. Bakanlığın geçtiğimiz aylarda yayımladığı Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca, bütün toplantı ve kongreler ile katılımcılar tek bir veri tabanına kaydedilip izlenebilecek. İlaç firmalarının tıbbi kongrelere desteğini doktor başına yılda 5 defayla sınırlandıran yönetmeliğe göre ürün tanıtım toplantılarına katılacakların konaklama ve ulaşım giderleri ilaç firmalarınca karşılanamayacak. İlaç tanıtımı yapacaklar, Sağlık Bakanlığı’nca sertifikalandırılan eğitim programından geçirilecek. Kimi hekimlere göre eş, sevgili, çoluk çocuk gidilen, şarkılı dansözlü bayi toplantılarından farkı kalmayan tıp kongrelerine geç bile el atıldı. Kimi hekimlere göreyse karşılıklı mesleki etkileşim için bu kongreler gerekli. Bakanlık’ın kararını ve tıp kongrelerinin durumunu sorduk, işte farklı görüşler...
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta:
’Tıp kongreleri dansözlü bayi toplantılarına döndü, temelden karşıyım’
HEMEN hemen herkesin cebinden ’beş kuruş çıkmadan’ katıldıkları bu toplantılar benim gözümde "bayi toplantısından başka bir şey değildir. Birçok tıp kongresi bilinenin tekrar edildiği, bilimsel özelliklerinden çok sosyal etkinliklerin ön planda olduğu ’turistik toplantılar’ haline gelmiştir. Kongrelere eşleri, sevgilileri, çocukları ve hatta baldızı, kaynanası ile biraz da tatil yapmaya gidenler ve birçok kongrenin tatil yörelerindeki pahalı ve lüks plaj otellerde düzenlenmesi de bunun delilidir. Kongrelere kayıt ücretleri bilinçli olarak çok yüksektir. Bundan amaç, doktorların kendi imkânları ile kongrelere katılabilmelerini engellemek ve onları ilaç firmalarına muhtaç duruma düşürmektir. Elbette ülkemizde çok iyi kazanan doktorlar vardır ama çoğu geçim derdinde olan, aybaşını iple çeken meslektaşlarımın ’ortalama doktor maaşı’ ile bu kongrelere katılmaları hemen hemen imkânsız gibidir. Kendi parası ile kongreye katılabilecek gücü olanlar da ’enayi’ damgası yememek için bedavacılığı seçmek zorundadır. Amaç gerçekten ’kongre’ ise bu toplantılar plaj otellerde değil, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde kamuya ait merkezlerde düzenlenmeli. Katılımcı sayısı çok yüksek, aynı zamanda çok sayıda oturumun yapıldığı, günlerce süren kongreler yerine, bir veya en fazla iki günlük, daha spesifik konularda ve katılanların birbirleriyle görüş alışverişinde bulunabilmelerinin mümkün olduğu toplantılar yapılmalı. Açılış kokteyli, gala yemeği, çalgılı, dansözlü akşam yemekleri gibi bilimsel olmayan ve maliyeti fırlatan işlerden vazgeçilerek epeyce tasarruf edilebilir.
Marmara üni. Tıp Fak. Çocuk Sağ. Hast. ABD Öğr. Üy. Prof. Dr. Mustafa Bakır:
’ABD’de hekimler kahve ikramını bile kabul edemiyor, bizdeki rüşvet’
ASLINDA bu tıp kongreleri meselesi dünyanın her yerinde sorun. Son olarak ABD’de gittiğim bir kongrede bazı eyaletler ilaç firmalarının kahve ikramını bile kabul edemezsiniz diye yasa çıkarmış. Birçok kişi orada kahve alamadı. Bu tabii ki fazla ileri götürülmüş hali. İlaç tanıtımı belli kurallar çerçevesinde yapılmak zorunda. Ana felsefe şu olmalı: Tanıtım yapılan kişi kendisini herhangi bir şekilde karşı tarafa borçlu hissetmemeli. Bu dengeyi kurmak lazım. Eşli çocuklu ikram şekline dönüştüğü zaman bunun rüşvetten farkı kalmıyor. Öte yandan hekimlerin de kongrelere gitmeleri, bilgilenmeleri gerekiyor. Aksi takdirde kendilerini yenilemeleri mümkün değil. İlaç firmalan, ilaç tanıtımlarını da yapmalı, aşılarını da tanıtmalı. Dolayısıyla ihtiyaç olan şey denge. Sağlık Bakanlığı’nca belirli sayıda kongreye gidecek kişilere maddi açıdan kaynak sağlanması, desteklenmesi lazım. Ancak akademik araştırmalara ayrılan kaynak bile çok kısıtlı.
Eski İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Kaplan:
’Tıp kongreleri sayesinde hekimler dünyayı takip ediyor’
BEN tıp kongrelerine karşı değilim. Hekimlerin ilaçla dünyayı takip etmesinin, yeni gelişen ilaçlarla ilgili, yeni tedavi teknikleri ile ilgili bilgi alabilmelerinin en sağlıklı platformları kongrelerdir. Kongre dışındaki yayınlar veya diğer yöntemler maalesef ilaç firmalarının kurgusuyla oluşan şeylerdir. Ama kongreye gidildiği zaman uluslararası, çeşitli uluslardan gelen o alandaki yetkin tıp adamları kendi deneyimlerini dile getiriyorlar, çeşitli raporlar sunuyorlar, karşılıklı etkileşim ve bilgi edinme oluyor. Kongreler bence çok sağlıklı. Kongreleri firmalar finanse ediyor, etmese daha iyi olur. Keşke üniversitelerin kaynakları yeterli olsa da hocaları kendi kaynaklarıyla kongrelere gönderseler ve hiçbir şaibe altında kalmasalar. Böyle bir imkân olmadığı için mecburen ilaç firmaları götürüyor, hocalar da gidecekler tabii başka bir şansları yok.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Hüseyin Demirdizen:
’Tıp kongreleri yasaklarla daha da kötüleşir, bu Sağlık Bakanlığı’nin işi değil’
BU kongrelere gidip bilimsel etkinliklere katılan katılmayan hekimler oluyor, bu kongreleri düzenleyen meslek örgütleri, uzmanlık dernekleri, ilaç firmalarıyla ilişkin raporlarımız var. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da sorunun asıl muhataplarının üzerine gitmek yerine ilaç firmaları zapturapt altına alınmaya çalışılıyor. Bu sorunlar dünyanın pek çok ülkesinde yaşanmakta. Sadece kongrelerdeki düzensizlik değil, ilaç firmaları ve hekimler arasındaki ilişkiler her yerde sorun, sadece bizim ülkemizde değil. Tıp kongrelerine kesinlikle karşı değilim. Sorunlar olduğu açık, ulusal ve uluslararası düzeyde firmaların, hekimleri dolaylı ya da doğrudan etki altına almaya yönelik bir dizi faaliyetleri olduğu açıktır. Ama tıp kongreleri sonuçta yapılan çalışmaların, bu alandaki değişik bilgilerin hekimlerle paylaşıldığı ortamlardan biridir. Tamamen karşı olmak değil ama bu alanın düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kurum da meslek örgütleri, uzmanlık dernekleri, üniversiteler, ilaç sektörü vb. olmalı. Sağlık Bakanlığı tarafından kategorik olarak yasaklayarak, "Olmaz" noktasına getirerek değil.
KAYNAK- HABERTÜRK
ECZACININ SESİ
------------------------------ DAVETLİSİNİZ! ULUSAL ECZACILIK FUARI 14/ 15/ 16 Ekim 2011 Uluslararası Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı İSTANBUL --------------------------------