Sosyal güvenlikte reform değil, hak gaspı yapılıyor

İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) 'Sosyal Güvenlik-Hak Kayıplarının Adı Reform' başlıklı raporuna göre birçok kesimin hak kaybı olacak

EKONOMİ SERVİSİ-Milliyet
İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) "Sosyal Güvenlik-Hak Kayıplarının Adı Reform" başlıklı raporuna göre Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasarısı, sosyal güvenlik sistemindeki birçok kesimin haklarını buduyor.
Tasarı gazeteciler, cezaevi çalışanları, sanatçılar, uçuş personeli ve posta dağıtıcıları, SSK ile Bağ-Kur emeklileri başta pek çok kesimin kazanılmış haklarına darbe indiriyor. Emekli aylıklarını kademeli olarak düşürüyor. Bebeğe buzağınınkinden az süt parası öngörüyor.
İSMMMO'nun tespitlerine göre, reformdan kazançlı çıkabilecek tek kesim emekli aylığı bağlanmadan şu andaki verilere göre 1.450 YTL olarak hesaplanan temsil tazminatı almaya başlayacak olan milletvekilleri.
TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı ve İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, "Maalesef sosyal güvenlik reformu, tüm sigortalıların eşit hak ve standartta sosyal güvenceye kavuşturulması düşüncesinden hızla uzaklaştı, 'yoklukta eşitlik'te güvenceye kavuşturulması öngörüldü. Tasarı yeniden düzenlenmeli" dedi. İSMMMO'nun tespitlerine göre tasarı eğer yasalaşırsa, sosyal kesimleri şöyle etkileyecek:

Emekli destek primi ödeyerek çalışamayacak

İlk defa sigortalı olanlardan yaşlılık aylığı bağlananların sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaları kaldırılıyor. Bu düzenleme, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olanların anayasal haklarının sınırlandırılması ve çalışma haklarının alınması anlamını taşıyor.

Evlenen malul çocuğa aylık bağlanamayacak

Sigortalının evlenen malul çocukları, 'Bakmakla yükümlü olunan kişi'ler arasından çıkarılıyor. Halen, evlenen malul çocuklar hastalık sigortasından yararlanabiliyor, aylık alıyor. Reformla, evlenen malul kızların yetim aylığı kesiliyor.

Emekli maaşı artışında büyüme payına tırpan

Emekli aylığında artış yapılırken güncelleme katsayısıyla tüketici fiyatları indeksindeki değişimin tamamı yansıtılacak. Ancak milli hasıla büyümesinden düşen payın (refah payı) sadece yüzde 25'i yansıtılacak.

Topluluk sigortası kalkıyor gurbetçiye emeklilik yok

Mevcut uygulamada, Sosyal Güvenlik Sözleşmesi akdedilmemiş ülkelerde Türk işverende çalışan Türk işçilerinin sosyal güvenliklerinin sağlanması amacıyla; Topluluk Sigortası uygulanıyor. Böylece, yurtdışında çalışan gurbetçi işçiler emeklilik hakkına kavuşabiliyor. Yeni tasarı bunu kaldırıyor. Sadece kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacak. Halen yurtdışında Türk işverenler 60 bin civarında Türk işçi çalıştırıyor.

Bebeğe buzağıdan daha az süt parası

Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe doğumdan sonraki 6 ay süresince her ay 58.50 YTL süt parası veriliyor. Oysa, Tarım Bakanlığı doğum yapan ineğin sahibine 80 ile 140 YTL arasında yardım yapıyor. Bu, yardım her yıl artırılıyor.

İşgöremezlik ödeneği düşüyor

Bugüne kadar sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının doğum yapması halinde günlük kazancının üçte ikisi olarak verilen tutar, sigortalılar aleyhine 'günlük kazancın beşte üçü olarak değiştiriliyor. Örneğin; ortalama günlük kazancı 50 YTL olan bir sigortalının iş kazası sonucunda 20 gün istirahat alması halinde geçici işgöremezlik ödeneği olarak 666.66 YTL yerine, 600 YTL alacak. Kayıp oranı yüzde 10 olacak.

Bağ-Kur emeklisinin destek primi artıyor

Belirlenecek aylık prime esas kazanç alt sınırının; 1) 55 yaş ve altında olan sigortalılar için yüzde 16'sı, 2) 56 yaş ve üzerinde olan sigortalılar için yüzde 14'ü oranında destek primi kesintisi öngörülüyor. Bağ-Kur'dan emekli olanlardan ya hiç destek primi alınmaması ya da aylığın yüzde 10'unu aşmaması gerekir.

Bazı kesimlerin yıpranma payı zammı kaldırılıyor

Gazeteciler, hava yolu uçuş personeli, makinistleri, gardiyanlar, postacılar, Devlet Tiyatrosu sanatkârları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyelerinin yararlandığı "yıpranma payı" (360 günlük hizmete 90 günlük hizmet süresi zam ile 25 yıl yerine 20 yılda emekli olma hakkı) kaldırılıyor.

Vekile temsil kıyağı getiriliyor

TBMM üyeliği sona eren milletvekillerinden, emeklilik için gerekli şartları taşımadığı için aylık bağlanamayanlara, sigortalı bir işte çalışmadıkları veya aylık bağlanmadığı takdirde 1.450,50 YTL 'temsil tazminatı' ödenecek.

Aylık bağlama oranı düşüyor

Aylık bağlama oranı düşüyor, tavan uygulaması getiriliyor. Tasarıda, "Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için 2015 yılı sonuna kadar yüzde 2.5; 2016 başından itibaren ise yüzde 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Aylık bağlama oranı yüzde 90'ı geçemez" deniliyor.

DİSK: IMF'nin piyasa modeli


DİSK, 'Sosyal Güvenlik Reformu' adı altında çıkarılmak istenen yasanın, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ardından yeniden düzenlenen biçimiyle de çalışanların ve halkın sağlık ve sosyal güvenlik hakkını karşılamadığını savundu.
DİSK açıklamasında sosyal güvenlik harcamalarını kara delik olarak gören, sosyal güvenlik kurumlarını işletmeye dönüştüren, sosyal hakları 'gelir artırıcı, gider azaltıcı' bir finansman anlayışı ile kısıtlayan, sağlık hakkını kâr alanına devreden, sosyal devlet karşıtı ve piyasacı yaklaşım geçerliliğini sürdürdüğünü vurguladı. Açıklamada şöyle denildi:
"Sosyal devletin güvencesinde olan 'hak' anlayışının yerini, takdire dayalı 'sıradan bir yardım anlayışı' almıştır. Bu model, Dünya Bankası ve IMF'nin sosyal hakları ve sosyal güvenliği piyasalara terk eden modelidir."

DİSK'ten yeni sosyal güvenlik düzenlemesine olumsuz görüş

16 Kasım 2007 - DİSK, "Sosyal Güvenlik Reformu" adı altında çıkarılan yasanın, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ardından yeniden düzenlenen biçimiyle de çalışanların ve halkın sağlık ve sosyal güvenlik hakkını karşılamadığını bildirdi. Hazırlanan yeni metnin herhangi bir yenilik içermediğini savunan DİSK, "Yeni düzenleme ile sosyal devletin güvencesinde olan 'hak' anlayışının yerini, takdire dayalı 'sıradan bir yardım anlayışı' almıştır" görüşünü dile getirdi.

DİSK, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nda yapılması düşünülen değişikliklerle ilgili görüşünü açıkladı. DİSK'ten yapılan açıklamada, Sosyal Güvenlik Kurumu'nca hazırlanan ve 5510 Sayılı Yasa yerine Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yeni bir düzenleme içerdiği ileri sürülen bir taslak metnin görüşlerine sunulduğu belirtildi. Açıklamada, "5510 Sayılı Yasa'nın hazırlanış sürecinden bu yana ileri sürdüğümüz ve açıkladığımız görüşlerimiz ve istemlerimizde bir değişiklik söz konusu değildir. Bu nedenle beklentimiz, yasanın Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen hususlar da göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmesidir" denildi.

Bu doğrultuda izlenecek temel yaklaşımın, sağlık ve sosyal güvenlik haklarının dengeli ve eşitlikçi bir yapı içinde kullanımının sağlanması ve toplumun tüm kesimleri için gözetilen temel haklar olarak düzenlenmesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Sonuç beklenenin tam tersidir" tespiti dile getirildi.

DİSK açıklamasında, AKP Hükümetlerinin, "kamunun yeniden yapılandırılması", "sağlıkta dönüşüm projesi", "sosyal güvenlik reformu" olarak adlandırdığı projelerle, gerçekte kamusal hizmetleri ve sosyal hakları tasfiye eden ve çoğunluğun çıkarları ile çatışan piyasacı düzenlemeleri kararlılıkla uygulamayı sürdürdüğü ifade edildi.

Açıklamada, "5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası da, şimdi 60. Hükümet tarafından hazırlanan bu yasada değişiklik öngören taslak metin de 'düzenleyici-piyasacı' devlet anlayışına dayanmaktadır" görüşüne yer verildi.


"YENİ METİN BİR YENİLİK TAŞIMIYOR"

DİSK, hazırlanan yeni metnin herhangi bir yenilik içermediğini savunarak, sosyal güvenlik harcamalarını kara delik olarak gören, sosyal güvenlik kurumlarını işletmeye dönüştüren, sosyal hakları "gelir artırıcı, gider azaltıcı" bir finansman anlayışı ile kısıtlayan, sağlık hakkını kar alanına devreden, sosyal devlet karşıtı ve piyasacı yaklaşım geçerliliğini sürdürdüğünü vurguladı.

Yeni metinde, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda bir düzenleme yapmak yerine, daha önce eksik bırakılan kimi teknik sorunların giderilmesi ve bazı konularda daha önce yapılmış olan düzenlemelerin aşırıya kaçıldığı düşüncesiyle geri alınması öncelikli olarak gözetildiği ifade edilen DİSK açıklamasında, şöyle denildi:

"Yeni düzenleme ile sosyal devletin güvencesinde olan 'hak' anlayışının yerini, takdire dayalı 'sıradan bir yardım anlayışı' almıştır. Sosyal güvenlikte 5510 Sayılı Yasa ile getirilen ve bir dönüşümü yansıtan bu model, Dünya Bankası ve IMF'nin sosyal hakları ve sosyal güvenliği mali piyasalara terk eden modelidir. 5510 Sayılı Yasa'da olduğu gibi, değişiklik öngören taslak metinde de korunan bu yaklaşımın, daha önce uygulanan ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de başarılı olma olanağı yoktur. IMF, Dünya Bankası, DTÖ gibi uluslararası finans kuruluşları sağlık sektörünün tüm bileşenlerinin daha fazla kar anlayışına uygun olarak dönüştürülmesini istemektedir. 5510 Sayılı Yasa ile bu istek yaşama geçirilmek istenmiştir. Bu yasada değişiklik öngören yeni yaklaşım da sosyal hukuk devleti ilkesine aykırı olarak, sosyal güvenlik haklarında yapılmış olan düzenlemeleri daha da geriye taşıyarak, bu amaca hizmet etmeyi sürdürmektedir."


ANKA



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat