| ||
Şeyda BAYKAL | ||
Rekabet araçlarından en önemlisi ve etkilisi olan reklam doğru yapıldığında kısa zamanda büyük kitlelere ulaşma imkanı sağlıyor. Reklam yapılırken, hedef kitle olan tüketicinin de en doğru şekilde bilinçlendirilmesi gerekiyor. Akılda kalıcı bir slogan, tüketicinin beklentisine en yakın olanı verme ve yanıltıcı reklama kaçmadan yapılan mübalağa sanatı rekabet piyasasında bir adım öne çıkarak, aranılan marka olma avantajını da beraberinde getiriyor. Ancak bu her sektör için bu kadar kolay olmuyor. Dünyada reklam yasağı ile karşı karşıya olan ilaç sektörü Türkiye'de de çeşitli Tıp Mevzuatı ve Tüketicinin Korunması Kanunu engellerine takılıyor. 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu ile reçeteli ilaç reklamları yasaklanırken, tanıtımları ise sadece sağlık çalışanlarına yapılabiliyor. Çünkü tıp ticaret kabul edilmiyor. DÜNYADA FARKLI UYGULAMALAR VAR Reçetesiz ilaç tanıtımlarında ise dünyada farklı uygulamalar görülüyor. AB ülkeleri, Bulgaristan, Brezilya, Polonya, Macaristan, Rusya, Hırvatistan, Japonya, ABD ve bir çok ülkede reçetesiz ilaçların tanıtımının yapılması, ülkelerin kendileri belirledikleri kurallar ve kısıtlamalar çerçevesinde serbest bırakılıyor. Ülkemizde ise durum biraz belirsiz. Reçetesiz ilaç reklamlarına 90'lı yıllarda esneklik sağlanmış, yayınlanan yönetmelik ile reklam yapılabileceği kabul edilmişti. Ancak Eczacılar Birliği'nin talebi üzerine Danıştay yönetmeliği iptal etti ve reklam yapılması yeniden yasaklandı. Önümüzdeki günlerde kanunlaşması beklenen " İlaçta Dönüşüm ve İlaç Kurumu Yasa Tasarısı" ile ilaçta reklam yasağı konusu yeniden gündeme geldi. Yapılacak düzenlemeyle reçetesiz ilaç reklamlarının önünün açılması bekleniyor. PAZARIN % 22 'SİNİ OTC' LER OLUŞTURUYOR Tasarının kanunlaşması halinde eczanelerde satılan OTC ( Over the counter) diye tabir edilen reçetesiz satılan basit ağrı kesiciler, vitaminler, soğuk algınlığı ilaçları ve antiasitler artık eczanelerden ayrı bir birimde satışa sunulacak. Tüketicilerin de bilinçlenmesini sağlayacak olan tasarı, reklam ve medya sektörüne taze kan getirecek. KONUYLA İLGİLİ UZMAN GÖRÜŞLERİ Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı Nuri Çolakoğlu "Türkiye'de reçetesiz ilaçların tanıtımının serbest bırakılması için uzun zamandır süren bir çaba var. RTÜK yasası reçetesiz ilaçların tantımının yapılabileceğini kabul ediyor. Ama uygulamada hala eski 1928 tarihli yasaya takılıp kalındığı için bu bir türlü gerçekleşmiyor. Televizyon Yayıncıları Derneği'nin sektörün bütün ilgili taraflarını ve Sağlık Bakanlığı'nı bir araya getirerek ortak bir çözüm bulma çabalarında belli bir noktaya gelinmişti. Türkiye'de özel TV yayıncılığının başlamasından bu yana 15 yıldır çokça tartışılan bu konuda, sayısız toplantı yapıldı, komisyonlar kuruldu. İlaç sektörünün önde gelen kuruluşlarının temsilcileri, ilgili sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek zorlu bir çalışma ardından çok temel bazı noktalarda görüş birliği sağlamışlardı. Avrupa Birliği'nin hemen her ülkesinde serbest olan, yaygın olarak kullanılan ilaçların tanıtımı ile ilgili olarak getirilen bu öneri, hem toplumu ölçüsüz davranışlara karşı korurken, bir yandan da halkın doğru ve sağlıklı bilgilenme hakkını teslim etmekte, yıllardır sürdürülen bu anlamsız yasağı kaldırmaktadır. Üstelik reçetesiz ilaçların tanıtımı 1994 tarihli Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Yasası'nda açıkça "Reçetesiz satılan ilaçların reklamları serbesttir" hükmü ile serbest bırakılmış olmasına rağmen henüz hayata geçirilememiştir. Yapılmak istenen yönetmelik değişiklikleri de 1928 tarihli yasa hükümlerine dayandırılarak iptal edilmişti. Bu konuda geliştirilen ayrıntılı önerinin ana noktaları şöyledir: Satış Noktaları Reçetesiz İlaçlarda Geri Ödeme " 23 Ekim 2003 tarihinde yayınlanan "Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik" beşeri tıbbi ürünlerin tanıtımı konusunda önemli bir adım olabilecekken, burada yer alan tanıtımı yapılan reçetesiz satılacak ilaçlarda geri ödemenin yapılmaması hükmü fiilen bütün tanıtımların engellenmesi sonucunu doğurmaktadır. Gerek AB Üye Devletlerindeki uygulamalar gerekse ülkemizin gelişmişlik düzeyi göz önüne alındığında bunun çok rasyonel bir yaklaşım olmadığını görülmektedir. Dolayısıyla, bu konu ile ilgili olarak yapılacak yeni bir düzenleme ile reçetesiz ilaçlar için katılım payı oranları ile geri ödemenin boyutu yeniden belirlenmelidir. Uzmanlar, bu bağlamda en akılcı yaklaşımın, hekim reçetesi ile verilecek reçetesiz ilaçlarda katılım payının, emekli ve çalışanlar ayırt edilmeden, %50 olarak belirlenmesi, buna karşın 0-6 yaş grubu ve 65 yaş üstü için geri-ödemenin %80 olarak saptanması şeklinde olacağına inanmaktadırlar, ancak bu oranlar eczacıların ve ilaç üreticilerinin görüşleri alınarak oluşturulmalıdır. Halka Tanıtım " Halka tanıtım, tüm iletişim kanallarını (yazılı ve görsel basın, radyo, TV vs) kullanacak şekilde serbest olmalıdır. Halka Tanıtımda Denetim " Halka tanıtıma uygulanacak denetim ise firmaların ve sektörün öz denetimine ek olarak, konusunda uzman kişilerden oluşan, bağımsız, özel bir kurul tarafından gerçekleştirilmelidir. Radyo ve televizyon, yazılı basın yolu ile yapılacak tanıtımlarda denetim yayından önce yapılmalı tanıtım itiraz görmediği takdirde yayınlanmalıdır. Reçetesiz ilaçlarının tıp camiasına yönelik tanıtım kuralları ise mevcut Tıbbi Tanıtım Yönetmeliği içerisinde yeniden düzenlenmelidir. BİLİNÇSİZ İLAÇ KULLANIMI ORTADAN KALKAR İlaç sektöründeki reklam yasakları konusundaki kanuni düzenleme tüketiciyi koruma amacı ile düzenlenmiş gibi gözüküyor ancak Türkiye gerçeğini bildiğiniz üzere herkes herkese ilaç önerisinde bulunabiliyor. Bu da hatalı ilaç kullanımını, belkide bu nedenle sakatlıkları veya ölümleri bile tetikliyor. Sağlık Bakanlığı tarafından hatalı ilaç kullanımına dayalı herhangi bir istatistiğin tutulmadığını biliyorum. Bence ilaç sektöründe tüketiciyi koruma amaçlı olarak ilaç reklamlarına izin verilmeli ve bu kötü gidişat engellenmelidir. Reçeteli ilaçların kamuya yönelik tanıtım ve reklamı etik değil. Zaten reçeteli ilacı bilmesi gereken de vatandaş değil, gerekli gördüğü hallerde bu ilacı hastaya önerecek olan sağlık personelidir. OTC diye tabir edilen reçetesiz ilaçlar ise, hasta tarafından kolayca ulaşabilinen ilaçlar olduğundan bu tasarının kabul edilmesi fayda sağlayacaktır. x Marmara Üni. Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Özlem Y. Çakmut YASA BİR AN ÖNCE ÇIKMALIDIR İlaç piyasasında önemli bir yeri olan Türkiye'de ilaçta reklam yasağı konusunun Tüzük ve Yönetmelikler bazında ele alınması doğru değildir. Bu nedenle bir an önce bir yasa çıkartılması, ayrıntılı düzenleme yapılması şarttır. İlaçta Dönüşüm ve İlaç Kurumu Yasa Tasarısı bu amaca hizmet etmek için hazırlanmış ancak henüz yasalaşmamıştır. Türkiye'de mevzuatı incelediğinizde reçeteli ilaçların tanıtımının yasak olduğunu, reçetesiz ilaçlara ilişkin tanıtım bakımından açık bir düzenleme olmadığını, hatta reçetesiz ilaçların kamuya tanıtımına izin verildiğini görürsünüz. Ancak sorun bugün için OTC'lerde düğümlenmektedir. Çıkartılması düşünülen yasa öncesi durum iyi değerlendirilmeli ve dengeler kamu menfaati gözetilerek korunmalıdır. Diğer taraftan da halkı bilinçlendirmek ve olacaklara karşı uyarmak da toplumsal bir görevdir. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri Engin Güner MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİNİ OLUMLU KARŞILIYORUZ Hekim tarafından kullanıma karar verilmesi gerekmeyen OTC 'lerin üretici firma tarafından, tüketiciye anlatılması çok sağlıklı bir yaklaşımdır. Bu oluşum Sağlık Bakanlığı, Reklam Özdenetim Kurulu, rakip firmalar, sağlık personeli ve tüketiciler tarafından da takip edileceği için yanıltıcı herhangi bir iletişim engellenecektir. Burada tartışılması gereken konu reklamın serbest olması değil nasıl denetleneceğidir. Bu konuda doğru ve sağlıklı bir sistem kurulmasının ve tüketicinin bilinçli ilaç tüketmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. AB ile uyumlu olarak Türkiye'de de reçetesiz ilaçların halka yönelik tanıtımının İlaç Kurumu gözetimi altında yapılmasının önünü açacak mevzuat değişikliğini olumlu karşılıyoruz. |
http://www.hurriyet.com.tr/saglik/8807008.asp