YETKİLİLERE VE ECZACI KAMUOYUNA DUYURU!
Bu tür içeriğe sahip bir mesajın ülke genelinde 26.000 eczacının temsilcisi 51 eczacı odasının ve Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nun 39/j maddesi ile kendisine kamu ve özel kurumlarla protokol yapma yetkisi ve görevi verilmiş olan Birliğimizin atlanarak doğrudan eczacılara aktarımı son derece üzücüdür. Bu tavrın her iki tarafı da bağlayan bir yasa aracılığı ile SGK ile sürdürdüğümüz kurumsal ilişki usul ve erkanına uymadığı, bir nezaketsizliğin eseri olduğu düşüncesindeyiz.
Söz konusu mesaj metninin içeriği ve üslubu hiçbir sorgulamaya yer bırakmayacak biçimde göstermektedir ki, yapılmak istenen; üyelerimizi, ilaç ve eczacılık hizmetinin temin esasları ile ilgili konularda kendileri adına sözleşme yapma yetkisine sahip olan örgütlü güç şemsiyesi altından çıkarmaktır.
Diğer yandan, ilgili mesajın bugün yayımlanmasının da tesadüf olmadığını düşünmekteyiz. 10.03.2008 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu GSS Genel Müdürü ile yapılan bir görüşmede, mesleki konularla ilgili olmayan bir talebin tarafımızca reddedilmesinin bu mesajın yayımlanmasını tetiklediği, aklın arkasındaki niyetin öne çekildiği, bu niyetin kişisel hırsla yoğrularak bugün yayımlanan mesaj ile vücut bulduğu düşünülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu ile yapılan temaslarda, yaşanan süreçte alınan kararlarda, Kurum’da tartışılmak ve Kurum görüşü oluşturulmak yerine kişisel bir yaklaşımın sürdürüldüğü, bugünkü tavrın da, kişisel bir karar ile ortaya çıktığı görülmektedir.
Gelinen noktada, 26.000 eczacının, 51 eczacı odasının ve 50 yılı aşkın bir meslek örgütünün gücünü ve sabrını sınayanlar, bugüne kadar eczacıların halk sağlığı ve meslekleri için gösterdiği fedakarlığı görmezden gelerek bir çıkar ilişkisi sürdürmek isterlerse, bunun sonucunda karşılarında sözleşme parası ile satın alamayacakları bir örgütlü güç ve bilinç bulacaklardır. Türk Eczacıları Birliği ve eczacı odalarımız gücünü sözleşme ücretlerinden değil, üyelerinin örgütlülük bilincinden almaktadır.
Türk Eczacıları Birliği’nin kurumsal kimliğinin gereği olarak, bundan sonraki kurumsal tavrı da, Birliğimize yönelmiş kişisel öfke ve hezeyanlar karşısında; kurumsal ilişkileri temel almaya devam etmek ve kurumsal düzeydeki temasları sürdürmek olacaktır.
Bizler, kurumsal ilişkilerimiz kişisel ihtiraslara kurban gitmeden ve bu tavrın somut nedenlerini Sayın Bakan’la ve gerekirse kamuoyu ile paylaşmadan önce, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tavrını hızla netleştirmesini ve bu tavrın kurumsal nitelik taşımadığını açıklamasını bekliyoruz. Aksi takdirde, eczacılık hizmetlerinin aksamasından ve eczacının kendisine ait olmayan kamu görevlerini yapmamasından doğacak olan kaotik ortamın sorumlusunun bizler değil eczacıların örgütlü gücünü küçümseyenler olacağının bilinmesini istiyoruz.
Eczacı kamuoyuna ve yetkililere saygı ile duyururuz.
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti
11.03.2008