“Trabzon Eczacı Odası, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti’nin içinde bulunduğu umutsuzluk ve çaresizlik duygusunun, Bölge Eczacı Odaları’na da sirayet etmiş olmasından üzüntü ve kaygı duymaktadır.”

 

“deklarasyon metninde, bulunduğumuz kaos ortamının temel sorumlularından olan ve gizli protokollerle eczacıların yaşam koşullarını ortadan kaldırmaya çalışan ilaç sanayicileri ve dağıtım kanallarıyla ilgili herhangi bir ifade yer almamaktadır.”

 

“deklarasyonda; "Bugünkü mevcut sorunun temel nedeni; devlet kurumlarında görmeye alışık olmadığımız iki başlılıktır" sözleriyle, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarının doğru olduğu, yaşanmakta olan kaosun temelinde ise SGK uygulamalarının yattığı iddia edilmektedir. Bu ifadeler ile 4 Aralık sürecinde gazete ilanlarıyla yapılan ve hala diyetini ödemekte olduğumuz ciddi bir hata tekrarlanmaktadır.”

 

“İçeriği gündemden uzak, eczacıların sorunlarını yeterince yansıtmayan, içinde çözüme yönelik hiçbir proje barındırmayan bir metnin, Bölge Eczacı Odaları deklarasyonu olarak kamuoyuna lanse edilmesi, Trabzon Eczacı Odası açısından kabul edilemez bir durumdur.”

 

 

Eczacı Kamuoyuna,

Aralık 2010 tarihinde gerçekleşen ilaç fiyat indirimi ve KKİ değişikliğine bağlı olarak oluşan eczane zararlarının karşılanması amacıyla, Türk Eczacılar Birliği tarafından önerilen ve söz konusu ilaçların karekodlarının ilaç takip sistemine bildirilmesi esasına dayanan yöntem, tarafımızdan ihtiyatla karşılanmıştır.

Trabzon Eczacı Odası, 15 Aralık 2010 tarihli açıklamasında, “Henüz yayımlanmamış ve içeriği belli olmayan bir kararnameye istinaden, meslektaşlarımızın mal alım ve stok bildirimine zorlanmasının doğru olmadığını, kapalı kapılar ardında varılan mutabakatlarda verilen sözlerin bir anlam ifade etmediğini ayrıca firmaların kamu ile imzaladıkları gizli anlaşmalarla eczacılara karşı bir cephe oluşturduklarını” belirterek, uygulanması önerilen sistemi doğru bulmadığını ifade etmiştir.

Zaman, bizleri endişelerimizde haklı çıkarmıştır; Geçen 45 günlük sürede Merkez Heyetimizin beklentilerini içeren İlaç Fiyat Kararnamesi yayımlanmamış, vergi düzenlemeleri konusundaki yasalar mecliste oluşturulmuş ancak eczanelere stok düzeltme hakkı verilmemiştir.

Türk Eczacıları Birliği’nin önerileri doğrultusunda stok bildiriminde bulunan eczacılar çaresiz ve ne yapacağını bilemez bir haldedir. İlaç firmaları, imzaladıkları ek protokolde yer alan ve ne ifade ettiği bilinmeyen “mutabakat” kelimesinin arkasına sığınmakta ve yaşanan süreci uzaktan izlemekte, ilaç dağıtım kanalları ise anlaşılmaz bir şekilde süreçten kendilerini soyutlama mücadelesi vermektedir. Sonuç olarak, oluşan zararların karşılanması amacıyla uygulanması öngörülen ITS bildirimi yöntemi konusunda mutabakata vardığı söylenen taraflar, sorumluluk almaktan kaçınmaktadırlar. Stok zararının telafisi için İTS bildirimi yapmayan eczacıların hakları için ise hiçbir girişimde bulunulmamaktadır. Hatırlatmak isteriz ki; Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti’nin, örgütüne danışmadan, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa aldığı karara, herhangi bir sebepten dolayı uymayan ve İlaç Takip Sistemine giriş yapmayan eczacıları yok sayma gibi bir hakkı yoktur. Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti’nin talimatlarına uyanlar ve uymayanlar gibi bir sınıflandırma yapılamaz. Aksine bir davranış, yandaş olan ve yandaş olmayan gibi bir tanımlamanın örgüt literatürüne sokulması anlayışını ifade eder.

Üst üste gelen olumsuz gelişmeler karşısında var olma mücadelesi veren meslektaşlarımız, 21.01.2011 tarihinde, Bölge Eczacı Odaları Deklarasyonu başlığı altında yapılan bir açıklama ile bir kez daha umutsuzluğa kapılmıştır.

Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki; Trabzon Eczacı Odası’nın örgüt bilincini ve TEB’nin kurumsal yapısına olan bağlılığını tartışmak hiçbir şahsın veya hiçbir kurumun haddi değildir.

Bununla birlikte, bu kadar kritik bir süreçte, Başkanlar Danışma Toplantısı gerçekleştirilmeden, detaylıca tartışılmadan, aceleyle oluşturulan, katkıların, itirazların ve çekincelerin yok sayıldığı bir deklarasyonu, sorgulamadan ve irdelemeden imzalamak gibi bir eylemin, örgüt bilinci ve mesleki dayanışma olarak adlandırılmaya çalışılması, tarafımızdan kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.

Trabzon Eczacı Odası; yaşamakta olduğumuz sıkıntıların, “sağlıkta dönüşüm” diye adlandırılan ve sağlığı salt bir ticari meta olarak algılayan anlayıştan kaynaklandığını düşünmektedir. Bu anlayışın hüküm sürdüğü siyasi iradenin bir kurumunun bizim yanımızda yer aldığını, diğer bir kurumunun ise bize karşı tavır aldığını ileri sürmek, yapılabilecek en büyük yanlıştır.

Şöyle ki; bahsi geçen deklarasyonda; "Bugünkü mevcut sorunun temel nedeni; devlet kurumlarında görmeye alışık olmadığımız iki başlılıktır" sözleriyle, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarının doğru olduğu, yaşanmakta olan kaosun temelinde ise SGK uygulamalarının yattığı iddia edilmektedir. Bu ifadeler ile 4 Aralık sürecinde gazete ilanlarıyla yapılan ve hala diyetini ödemekte olduğumuz ciddi bir hata tekrarlanmaktadır.

Deklarasyonun devamında ise; eczacıların tek sorununun G2D’li ilaçlar olduğu izlenimi verilmekte, elektronik rapor uygulamasındaki aksaklıklardan, medula sisteminin çalışmamasından, stok düzeltme hakkından, fiyat düşüşlerinin uygulama tarihinin 5 günden 15 güne çıkarılmasının ve ilaç fiyat düşüşlerinin karşılanmasının, kararname ile güvence altına alınması gibi Sağlık Bakanlığı taahhütlerinden, TEB, İEGM, Dağıtım Kanalları ve Sanayi arasında varıldığı iddia edilen mutabakata rağmen eczane stok zararlarının karşılanması konusundaki belirsizlikten bahsedilmemektedir.

Ayrıca, deklarasyon metninde, bulunduğumuz kaos ortamının temel sorumlularından olan ve gizli protokollerle eczacıların yaşam koşullarını ortadan kaldırmaya çalışan ilaç sanayicileri ve dağıtım kanallarıyla ilgili herhangi bir ifade yer almamaktadır.

İçeriği gündemden uzak, eczacıların sorunlarını yeterince yansıtmayan, içinde çözüme yönelik hiçbir proje barındırmayan bir metnin, Bölge Eczacı Odaları deklarasyonu olarak kamuoyuna lanse edilmesi, Trabzon Eczacı Odası açısından kabul edilemez bir durumdur.

Trabzon Eczacı Odası Yönetim Kurulu, mesleğine ve temsil ettiği meslektaşlarına duyduğu saygıdan dolayı, kendisine gönderilen bu deklarasyona imza ve onay vermemiştir.

Ortaya çıkan bu tablo karşısında, amaca hizmet etmeyen basın açıklamaları ve deklarasyonlar yerine, planlı, organize, ortak akılla üretilmiş, doğru seçilmiş hedeflere yönelik, kitlesel hareketlere ve uygulamalara ihtiyaç vardır. Gelinen noktada; eczacı örgütünün, içi boş deklarasyonlarla, sonuçsuz toplantılarla ve gereksiz basın açıklamalarıyla kaybedecek zamanı kalmamıştır.

Trabzon Eczacı Odası, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti’nin içinde bulunduğu umutsuzluk ve çaresizlik duygusunun, Bölge Eczacı Odaları’na da sirayet etmiş olmasından üzüntü ve kaygı duymaktadır.

Trabzon Eczacı Odası olarak, mesleğimizin tartışılır hale getirilmeye çalışıldığı, örgütsel gücümüzün hedef alındığı bu süreçte, Türk Eczacıları Birliği’ni ve Bölge Eczacı Odalarını, temsil ettikleri meslektaşlarına karşı olan sorumluluklarını hatırlamaya, öncelikli olarak Başkanlar Danışma Kurulu’nun toplanmasını sağlayarak, kısa ve uzun vadede yapılması gerekenlere ortak bir akılla karar verme ve yeni bir yol haritası belirleme noktasında ciddi adımlar atmaya davet ediyoruz.

 

18. Bölge Trabzon Eczacı Odası

Yönetim Kurulu Adına

Ecz. Sabih Tekin ÇAĞLAR

Başkan

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat