Fransa'dan, Almanya'ya, Yunanistan'dan Macaristan ve Polonya'ya dünyanın dört bir yanındaki emekçileri sokaklara döken liberal hükümetlerin yeni sosyal güvenlik sistemi uygulamalarının bir benzerinin IMF tarafından dayatıldığı Türkiye'de de emekçiler sokaklara çıkmaya hazırlanıyor. Emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler, yerel dernekler, sanatçı ve aydınlardan oluşan Herkese Sağlık Güvenceli Gelecek Hakkı Platformu, bir açıklama yaparak 27 Aralık'ta Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasası'na 'hayır' demek için bir eylem yapacaklarını bildirdi. Platformun eylem kararını anlatan İstanbul Tabip Odası Başkanı Özdemir Aktan, eylem günü bi-raraya gelen bütün emekçilerle Çalışma ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'ne yürüyeceklerini ifade etti. "Bu yasanın 2 yıldan beri ertelenmesi bizim başarımızın kanıtı ve yasa tasarısının Türkiye'ye uygun olmadığının göstergesidir" diyen Aktan, GSS'de insanların ödediği sağlık primlerinden toplanan paralarla Sosyal Güvenlik Kurulu'nun (SGK) dışarıdan hizmet satın alacağını kaydetti.
'TÜRKİYE'DE UYGULANAMAZ'
Bu sistemin soyal refah düzeyi ve sosyal politikaları Türkiye'den çok önde olan bazı ülkelerde uygulandığını anlatan Aktan, ancak aynı sistemin Türkiye'de uygulanamayacağını anlatmaya çalıştıklarını dile getirdi. Türkiye'de insanların prim ödemeye alışık olmadığını belirten Aktan, "Bu sistemin uygulanması için birinci koşul kayıt dışı ekonominin çok az olması. Bizde ise kayıt dışı oranı yüzde 50. İkincisi, Türkiye'de tarımda çalışan nüfus çok. Üçüncüsü de kayıt içinde olanlara baktığımızda örneğin eskiden Sosyal Sigortalar varken yüzde 80 oranında prim toplanıyordu. Bağ-Kur zorunlu bir sigorta olmasına rağmen sadece yüzde 15 oranında prim toplayabildi" dedi.
'SAĞLIK HAKTIR SADAKA DEĞİL'
Başta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) olmak üzere tüm sağlık örgütlerinin 6 ay anne sütünü önerdiğini ifade eden Aktan, Sağlık Bakanlığı'nın bile en az 6 ay anne sütünün zorunlu olduğunu açıkladığı halde GSS hükümlerinin "1 ay anne sütü yeter" dediğini hatırlatarak, devletin kendiyle çeliştiğini belirtti. AKP hükümetinin seçim öncesi insanlara pozitif davranmayı sevdiğini dile getiren Aktan, AKP hükümetinin devletin vatandaşlarına sunmakla zorunlu olduğu temel bir hak olan sağlık hakkını seçim öncesi dönemde sanki promosyon, sadaka gibi dağıtıp iyilik yapılıyormuş gibi görünmek istediğini kaydetti. 5510 Sayılı Yasa'nın Anayasa'daki "sosyal devlet" ilkesini yok ettiğini belirten Aktan, bunula sağlığın yoksulun elinden alınıp zenginin eline verilmesinin yolunun açıldığını vurguladı.
'HÜKÜMET YANLISI MEDYAYA RAĞMEN'
"Yasanın sürekli ertelenmesi bizim yaptığımız uyarıların ne kadar yerinde ve etkili olduğunu gösteriyor" diyen Aktan, yasanın 2008 Haziranı'ndan daha da ileriye atılacağından emin olduğunu belirtti. Devletin elinde olan basın organlarının yaptığı haberlerle yasayı olumlu göstermeye çalıştıklarını ifade eden Aktan, 22 Temmuz seçimlerinden sonra "AKP'nin sağlıktaki başarısı"na ilişkin yapılan haberlerle propaganda yapıldığını dile getirdi. Devlet ve hükümet yanlısı basına rağmen toplumu bilinçlendirme görevlerini yerine getireceklerini vurgulayan Aktan, "Batıyla-Doğu, kentle-kır, zenginle-yoksul arasındaki fark gittikçe açılıyor. Yoksulun sağlığa ulaşması gittikçe zorlaşıyor. Çok fazla insan henüz farkında değil, ama yasa uygulamaya konarsa kıyamet kopacak" dedi.
'VATANDAŞI NE BEKLİYOR ANLATACAĞIZ'
27 Aralık'taki eylemle ve eylem öncesindeki çalışmalarla uygulamaya konulmaya çalışılan yasayla vatandaşı nasıl bir sağlık sisteminin beklediğini herkese anlatacaklarını ifade eden Aktan, şöyle devam etti: "Başta TTB, SES, KESK, DİSK olmak üzere birçok meslek ve emek örgütü, sanatçılar, aydınlar ve siyasi partilerden oluşan Herkese Sağlık Güvenceli Gelecek Hattı Platformu'nun 27 Aralık Perşembe günü yapacağı eylemle Çalışma ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'ne yürüyecek ve eylemimizi Türkiye'ye yayacağız. Toplumun tüm kesimlerini etkileyecek bu yasaya karşı herkesi mücadeleye çağırıyoruz."
