Amaç kamu hastanelerini batırmak

 Üniversite hastanelerinde ameliyatlar yapılamıyor, trafik kazası geçirenlerin kapıdan çevrilmesi de an meselesi. Devlet hastanelerinde de aynı duruma gelindiği ama kamuoyuna açıklanmadığı belirtiliyor. 1 Ocak'ta yürürlüğe giren yatan hasta uygulama tebliği, sağlıkta özelleştirme sürecinin önemli bir adımı olarak görülürken üniversite hastanelerinin eczanelerine şimdiden ilaç firmalarına bağlı taşeron şirketlerin elemanları yerleştirilmeye başladı.

HABER MERKEZİ Hastanelere ilaç ve tıbbi malzemeleri temin etme yükümlülüğü getiren Sağlık Uygulama Tebliği'nin ilgili maddesi 1 Ocak'ta yürürlüğe girdi. Düzenlemeyle birlikte ekonomik açmaz nedeniyle hazırlıklarını tamamlayamayan kamu ve üniversite hastanelerinde sağlık hizmeti durma noktasına geldi. Böyle bir krizin yaşanacağını hükümetin öngörmemesinin olanaksız olduğu ifade edilirken, bu adımın üniversite ve kamu hastanelerinin çökertilerek sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi sürecinin bir parçası olduğu belirtiliyor.

Yılbaşında yürürlüğe giren, hastanelerin yatan hastaların ilaçlarını ve tıbbi malzemelerini karşılaması zorunluluğu getiren düzenlemeyle başlayan kriz artarak sürüyor. Hastaneler, altyapı eksiklikleri giderilmediği ve ihale süreçleri tamamlanmadığı için gerekli ilaç ve tıbbi malzemeyi hastaya temin etmekte zorlanırken birçok ameliyat yapılamıyor, bazı hastanelerde hastalar taburcu ediliyor, yeni hasta kabul edilmiyor. Kimi hastanelerde acil servisler dışındaki servisler kapatıldı.

Hastalar beklesin, Bakan Mısır'da
Uygulamada görülen sıkıntıları görüşmek üzere Sağlık, Maliye ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlarının dün bir araya gelmesi bekleniyordu. Ancak Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte Mısır'a gitmesi nedeniyle toplantının 22 Ocak'a ertelendiği duyuruldu.

‘Yakında trafik kazası geçireni de hastaneye kabul edemeyeceğiz'
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Kayıhan Pala, dün yaptığı açıklamada ihale sürecinde sıkıntı yaşanması nedeniyle hastanelerinde ameliyat tarihlerinde sarkmalar olduğunu söyledi. Pala sıkıntının temelinde ilaç ve tıbbi malzeme ihtiyacıyla ilgili finansman yükünün hastanelere yüklenmesinin yattığını belirterek, bu malzemelerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ihaleyle toplu alımlar yapılarak sağlık kuruluşlarına verilmesinin çözüm olabileceğini söyledi. Pala, tıbbi malzemeler için de ilaç gibi standart fiyat getirilmesi gerektiğini belirtti. Sıkıntının devam etmesi halinde ameliyatların yapılamaz hale geleceğini söyleyen Pala, sorunun sadece üniversite hastanelerinde yaşanmadığını, devlet hastanelerinin de aynı sıkıntıyı yaşadıklarını vurguladı. Pala, "Sorun böyle devam ederse, ‘trafik kazası geçirseniz bile hastanemize gelmeyin, zira tıbbi malzememiz yok' demek zorunda kalacağız" dedi.

Cerrahpaşa'da her yatan hastadan 150 YTL
İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastanelerinde hastalar ilaç ve malzeme ihtiyaçları karşılanamadığından taburcu edilmeye başlandı. Çapa ve Cerrahpaşa'da taburcu edilen hastalara en erken 3 ay içinde yanıt verilebileceği söylenirken, hastaların bu süre içinde ne yapacakları konusunda kimseden ses çıkmıyor. Yanıt bekleyen hastalardan parası yetenlere özel hastane yolu gözüküyor.

Hastanelerin meseleye kendilerince buldukları çözümse içler acısı. "Yatan hasta olmazsa, yatan hastaların malzeme ve ilaçlarının karşılanması gibi bir sorun olmaz" şeklinde bir yaklaşım söz konusu. Örneğin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 11 Ocak Cuma günü Dekanlıktan servislere gönderilen bir yazı ile "her ne gerekçeyle yatırılırsa yatırılsın" bütün hastalardan 150 YTL ücret alınması istendi. Buna göre hastaneye zorunlu yatışlarda da bu kural işleyecek ve her hasta bu parayı ödemek zorunda kalacak. Öte yandan bütün yatışlarda uzman doktor kaşesi istendiği, bununla da hastaların hastaneye yatmasının engellenmeye çalışıldığı öğrenildi.

Çapa'da kanser hastasına hizmet verilemiyor, beyin ameliyatları durdu
Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji servisinden görüştüğümüz doktor ve hemşireler, yalnızca ilacını dışarıdan satın alıp getiren hastaları tedavi edebildiklerini, diğer hastaları ise yatarak tedavi ihtiyacı devam etse dahi kliniğe yatıramadıklarını ifade ettiler ve bu durumun ne kadar süreceğine ilişkin bir fikirleri olmadığını eklediler.

Aynı hastanede Nöroşirurji Anabilim Dalı Kürsü Başkanı Ali Tuncer Canbolat'ın sözlü talimatıyla, beyin cerrahisi kliniğinin kapatıldığı, ameliyat olmayı bekleyen hastaların taburcu edilmek durumunda kaldığı öğrenildi. Serviste çalışan doktor ve hemşireler ameliyatlara ne zaman başlanacağı konusunda bilgilerinin olmadığını, hastane yönetiminden gelen talimatlar doğrultusunda hareket ettiklerini söylediler. Hastalar ameliyat için Sağlık Bakanlığı hastanelerine ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yönlendiriliyor.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde de benzer bir durum yaşanıyor. Ortopedi Anabilim Dalı Kürsü Başkanı Yüksel Tenekecioğlu'nun sözlü talimatıyla 2 ay süresince ameliyatların durdurulduğu bilgisi servis ve polikliniklere iletildi. Sürenin 3 aya çıkabileceği ifade ediliyor. Aynı şekilde beyin cerrahisi ve onkoloji servisleri de ciddi sıkıntı içinde. Bel fıtığı gibi nispeten daha basit ameliyatlar yapılabilirken, protez malzeme gerektiren hiçbir ameliyat yapılamıyor, hastalar Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelere ya da özel hastanelere yönlendiriliyor.

Öte yandan hastaların yönlendirildiği Sağlık Bakanlığı'na bağlı devlet hastanelerinde de yığılmalar yaşanmaya başlandı. İlaç ve malzeme krizinin bu hastaneleri etkileyeceği belirtiliyor. Özellikle İstanbul Tabip Odası yetkilileri devlet hastanelerinde de üniversite hastanelerindeki sıkıntıların yaşandığını, ancak başhekimleri hükümet tarafından atanan bu hastanelerdeki sorunların kamuoyuna açıklanmadığını belirtiyor.

Taşeronun gerçek sahibi ilaç firması mı?
Öte yandan Çapa Tıp Fakültesi Hastanesindeki eczaneye yeni personel alımı taşeron bir şirket tarafından yürütülüyor. Hastane eczanesine sözleşmeli personel alan taşeron firmanın gerçek sahibininse Roche ilaç firması olduğu yönündeki haberler, uygulamanın kamu hastanelerindeki eczanelerin şimdiden saklı bir biçimde özelleştirilme sürecine girdiğini gösteriyor. Hastanenin sözleşmeli hemşire, doktor alımlarının da aynı firmanın sahibi olduğu taşeron şirket tarafından yapıldığı da ifade ediliyor.

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat