Zafer Kaplan’ın Yazısı Üzerine…

 

Zafer Abi (Kaplan) bir yazı yazdı. e- Gazetemizin “Özgür Köşe” adlı bölümünde yayımlanıyor.

 

Hemen söylemeliyim ki; genel olarak ülkeye ve ilaca dair söylediklerinin altına tümüyle imzamı atarım.

 

Burada, söz konusu yazının irdelemesine girecek değilim.

 

Ancak son cümlesine “takıldım”.

 

Şu cümle:

 

“Türkiye toplumunun karanlığa sokulmak istendiği ve küresel sermayenin AKP eliyle ilacı elimizden almak istediği bir süreçte çağdaş eczacılık hareketi eczacılar için hâlâ tek umuttur.”

 

Daha doğrusu, takılmak değil de, açmak, katkıda bulunmak istedim.

 

***       

 

Çağdaş Eczacılık Hareketi on yıllardır süren siyasi/mesleki bir oluşum…

 

Özü şu:

 

Çağdaş Eczacılık Hareketi, emekten, barıştan, çağdaş değerlerden yana tavır alır.

 

İnsandan ve doğadan yana ne varsa, ona ait olan tüm üstün değer ve savaşımlara sahip çıkar.

 

Sermaye karşısında eczacının emeğine, birikimine sahip çıkar, o emeğin, birikimin hakkını alması için savaşımda bulunur.

 

Bir değerler toplamıdır.

 

Bizim de bu hareket içersinde ki emeğimiz belgeli, kayıtlıdır…

 

***

 

Sözleri söylersin…

 

Ancak, ya yaşam ?...

 

Yaşamın kendisi, pratiği ne söyler…

 

Asıl etken, belirleyici olan söylediğiniz değil yaptıklarınızdır…

 

Günümüzde Çağdaş Eczacı Değerlerini taşıyanlar ne yapıyorlar ya da yapmalılar?..

 

Birincisi; hiç kuşkusuz, ülke karanlığa götürülürken, bu gidişe karşı durmalı, Cumhuriyet’in, Aydınlanma Devrimi’ nin kazanımlarına sıkı sıkıya sahip çıkmalı, dahası, ileriye taşıma mücadelesine içtenlikle omuz vermeli, önlerde yürümeli…

 

İkincisi; adeta eczacının üzerinde tepinildiği bu süreçte, eczacının emeğine, hakkına, hukukuna, emeğine, yüreklice sahip çıkmalı, aklı başında bir “dik duruş” sergilemeli. Çalışkan ve üretken olunmalı. Seçenekler ortaya konmalı…

 

***    

 

Moral değerlerin yerle bir edildiği bu ortamda,yukarıda söylenenleri yapmak çok zor bir iştir…

 

O duruşu, o üretkenliği gösterebilmek kolay değildir.

 

Yürek, emek, çalışkanlık, ortaklaşmacılık, içtenlik ister…

 

Herkesin malumu olan, “kendince” ideolojik/ siyasi dayatmaların, kariyerizmin, dar kadroculuğun, ahbap- çavuş ilişkilerinin, hatta giderek daha fazla göze çarpan lumpenleşmenin Çağdaş Eczacılık Hareketi’nin değerleriyle de pratiğiyle de uzaktan yakından ilintisi yoktur.

 

Çağdaş Eczacılık Hareketi’ni emeğiyle yaratan, yaşatan, yükselten insanlar onu bir “marka” gibi görmediler, diye düşünüyoruz.

 

Oysa, bugün, o yüklenilen anlamları tümüyle anlamsızlaştıranlar hiç de hak etmedikleri  biçimde bir “patent hakkı” kullanmaya çalışıyorlar.

 

Yüklüce bir mirası har vurup harman savuruyorlar.

 

Buna izin verilebilir mi?...

 

***     

 

Adınızın ne olduğu elbette önemlidir.

 

Ancak, yaptıklarınız ve duruşunuz adınızı anlamsızlaştırıyorsa, ne ad taşırsanız taşıyın, önemini yitirir.

 

Günümüzde eczacılık alanında emekten, çağdaşlıktan, dik ve onurlu duruştan söz ediyorsanız onun adresi bellidir…

 

O adres, Eczacının Sesi’dir.

 

Burada “hakiki, öz” türünden gibi komik bir tartışma açacak değilim.

 

Ama, dikkatlice bakan gözler “Çağdaş Eczacılık Hareketi” nin düşünce ve değerlerinin, çok somut olarak nerede vücut bulduğunu görüyorlar.

 

***      

 

Eczacının Sesi, yeni yaratılmış bir hareket değildir.

 

Belki, yenilenmiştir, denilebilir.

 

Eczacının Sesi, “Çağdaş Eczacı Hareketi” nin günümüzde ki biçimidir.

 

Çok genel olarak, yalnızca sisteme değil, kendi içinde de düşünsel yozlaşmaya, keyfi yönetime, dar kadroculuğa, liberalizme baş kaldırının, isyanın sesidir.

 

Düşündükleri, savundukları, yaptıkları irdelendiğinde o “onurlu” ve bizim açımızdan “kabul edilebilir” duruşu, eğer önyargılı değilseniz, çok açık bir biçimde görülüyor.

 

***   

 

Burada  “olumsuzladığımız unsurlar” bellidir, biliniyor.

 

Yoksa, herhangi bir yanılsama ile “Çağdaş Eczacı” patentini kullanmaya çalışanların yanında duranlara sözümüz yok.

 

Orada çok değerli, samimiyetle bir şeyler yapmaya çabalayan dostlarımız var. Bunu biliyoruz. Üzerlerine alınmasınlar.

 

Kaldı ki; bulanıklığın dağılmaya başladığını, neyin ne olduğunun algılanmaya başladığını da biliyoruz.

 

Sözümüz, Çağdaş Eczacı Düşüncesi’ni bir “marka” gibi kullanıp, avantajlarından yararlanırken, içini boşaltıp, sistemle bütünleştirme gayretinde olanlaradır..

 

***

 

Hiç polemik açmak gibi bir derdimiz yok.

 

Benzeri şeyleri daha önce de yazdım.

 

Yeri geldi bir daha yazdım.

 

Sonuç olarak; daha anlaşılır olsun diye Zafer Abi’nin saptamasını bir “sözcük” düzeltmesi ile onayladığımı paylaşmak istiyorum;

 

 “Çağdaş Eczacının Sesi” eczacının umududur.

 

Bu umuda umut katmak isteyen herkese de kapısı açıktır.

 

-------------------   

Ecz.Zafer Kaplan'ın yazısı için tıklayınız

http://www.eczacininsesi.com/index.php?yon=ozgur&id=181&PHPSESSID=ee78f8a9b145baa3d4631f352229f560



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat