Yarına Kaç Var ?
Ecz.Hakan Gençosmanoğlu
Bir bilge sabrı gösterebilip, soylu isyanların sahibi olabilenler için…
Emeğini esirgemeyip, yüreğini eline alabilenler için…
Bugünü “insana yaraşır bir biçimde kavrayıp” yarını kurmaya hazır olanlar için…
Teslimiyetİ ve ihaneti yaşamına sokmayanlar için…
***
Bu çağı bir gün bin güçlükle anlatacaklar.
"Göğün yer,uzağın yakın, şimdinin eski, eskinin masal, gerçeğin acı, inancın kan, ölümün yumruk, sevdanın korku olduğu çağ" diyecekler.
Dün ne zamandı, bugün neler oldu, yarın nerede, bilinmiyor.
Bir yıl yalnızca 365 gün değil artık, bir gün yalnızca 24 saat, bir saat 60 dakika değil ve ışıkta yalnızca yedi renk yok.
Yine de doğuyor çocuklar.
Nasıl emzireceğini bilmese de, bebeğini coşkuyla karşılıyor anne, kadın sonsuzca kucaklıyor erkeğini, düşler "belki yarın " diyor, iş başları, gün başları, yol başları arasında...
İnanmak, ummak, ve yakarmak yetmemişti hiçbir zaman, artık hiç yetmiyor.
Eyleme dönüşemeyen duygularla ezik yürekler, ve ezik yüreklere uyku yok, utanç var ; sabırsızlık, karabasan, bunaltı, kahır var her zaman...
Ve her zaman eylem var gündeminde insanın ; iki ayağı bir papuçta değil, akılla sabrın şakaklarından süzülmüş eylem.
Zamanla üreyen, zamanı üreten eylem.
Dünyanın alışkanlıktan değil, sevincinden döneceği günler başlasın diye...
Yarına kaç var ?...
(Seval Esaslı)
***
Güzel olan her şey sabır süzgecinden damıtılmamış mıdır ?
Oyulan taşların nakış güzellikleriyle bezenmiş bir cami kapısından tut, hamur tahtasında açılan yalınkat ve titrek yufkaya değin tüm emek ürünü uğraşlar, bir sabrın dal uçlarında açan tan rengi çiçekleridir.
O çiçeği görebilmek için ağaran gecelere baş koymak gerekir.
Başarmayı düşlediği işle yatağa giren ve onunla uyanan kişi, bir sevinci, esirgenen bir sevgiyi o ortamda yaşar.
Bu mutluluktan koptuğu an, kendini yitirmiş,yolunu şaşırmış ve çözülüp dağılmış demektir.
(Orhan Ural)
İletişim :
e-posta : ecz.hakan@superonline.com
faks : 0216 574 72 69