Ortalık garip bir biçimde duruldu.
Sanki her şey yoluna girmiş gibi bir hava var.
Oysa öyle değil...
Elimize işin uzmanları tarafından hazırlanmış raporlar ve çalışmalar ulaşıyor.
O raporlardaki rakamlar eczane ekonomileri açısından tam bir çöküşü gösteriyor.
Bu rakamlarla işin içinden çıkmak olası görülmüyor.
Meslektaşlarımızdan bize ulaşan iletiler ise tam bir "feryat" tablosuna işaret ediyor.
Herhalde "bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete" deyişi hiç bu kadar yaşamın pratiğine denk düşmemiştir.
Bir çoğumuzun ise garip bir biçimde durumun farkında olmadığını gözlemliyoruz.
Araba tümden devrilmeden farkında olunamayacak gibi de bir durum seziyoruz.
***
Faturalar birbirine girmiş durumda.
Anlamak mümkün değil.
Hangi ilaç "kaça alınıyor, SGK’ ya kaça satılıyor" belirsiz.
İlaç dağıtım kanallarının faturaları arasında farklılıklar olduğu yaygın bir biçimde söylenip duruyor.
Bir şehir efsanesi midir, yoksa doğru mudur, ben bilmiyorum. Kendi adıma, gözümle, farklı faturalara tanık olmadım.
Hesap kitap işleri iyice karıştı.
Neyin ne olduğu da tam belli değil.
Faturaları çözebilmek, anlayabilmek çok ciddi bir "iş" halini aldı.
Sorunlar devasa bir yumak olarak önümüzde duruyor.
Daha da kötüsü "vazgeçmişlik" hali puslu bir halde havaya fena çöktü.
Çoğunluk "gemisini kurtaran kaptan" anlayışına girdi, ancak bu gemiden tek başına kurtuluş yok gibi görünüyor.
***
Eczacının Sesi e- Gazete olarak yaklaşık 6 yıldır yayın yapıyoruz.
Şimdiye dek, eczacının hak arayışı çabasında, bir yayın organının işlevselliğinin çok ötesine geçerek, sorumluluk almaya çalıştığımızı, katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz.
Hep altını çizdiğimiz bir şey var; eczacının güç birliği çok önemli...
Tabi burada anlamlı ve doğru çizgide bir güç birliğinden söz etmek gerekiyor.
Yanlışın peşinden topluca, bir çeşit sürü psikolojisiyle gitmekten söz etmiyoruz elbette.
Şimdi bunu neden söylüyorum?
Bize gelen çok yoğun iletilere yanıt olsun diye söylüyorum.
Göreve çağıran, bi’ şeyler yapmaya, güçbirliğine davet eden iletilere yanıt olsun diye söylüyorum.
Meslektaşlarımız biliyor...
Bu güne dek görevden, sorumluluktan ve insiyatif almaktan hiç kaçmadık, kaçmayız da...
"Seçilmişlerin" işin içinde olmadığı bir çabanın da anlamlı olabileceğini, katkı sunabileceğini ancak nihai çare anlamında yetmeyebileceğini görebiliyoruz.
Sözümün özü şudur:
Görev başındayız!
Eczacının emeğinin hakkının savunulmasında daha da fazla göreve hazırız!
Kendimiz adına hiçbir şey beklemeden...
Her zaman olduğu gibi.
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
Faks: 0216 574 72 69