TEB Ziyareti...
Eczacının Sesi Meclisi' nin aldığı karar doğrultusunda, arkadaşlarımız, İstanbul Eczacı Odası'nı geçtiğimiz hafta ziyaret etmişlerdi.
Bir heyet olarak da, dün (31 Mart 2008) Türk Eczacıları Birliği'ni ziyaret ettik.
***
Toplam sekiz kişiydik.
Saat 13:00'de, Ankara'ya, TEB'e vardığımızda, Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Hilmi Şener ve Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak bizi bekliyordu.
Sıcak bir karşılaşma oldu...
Kısa bir söyleşinin ardından bildik sıkıntılara geçtik.
Şunları söyledik;
" Hepimiz biliyoruz. Eczanelerde gerçek bir yangın var ve giderek büyüyor. Bunu yalnızca biz söylemiyoruz. İlgili herkesin ortak tespiti... Mesleki, ekonomik haklarımız gasp edilmiş durumda. Bize yansıyan meslektaş tepkisi ve bizim de görüşümüz çok kısa bir süreç içinde eczacıların örgütlü gücünü tüm ağırlığıyla muhataplarına göstermesi yönünde.
Türk Eczacıları Birliği önderliğinden bunu bekliyor ve istiyoruz. Mesleki haklarımızı ancak bu şekilde alabileceğimizi görüyoruz.
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti birleşik, güçlü, ses getiren bir eczacı örgütlülüğünü yeniden yaratmalıdır. Bu görev onundur.
İlaç Sanayi'nin, eczacıya dönük, artık tümden keyfileşen uygulamalarının karşılığı çok sert biçimde verilmelidir.
Yaşadığımız protokol sürecinde, öncelikle SGK'nın haksız dayatmaları durdurulmalı.
Hazırlanacak olan protokol taslağından hiçbir biçimde geri adım atılmamalı, gerekirse protokol imzalanmamalıdır.
Artık duruma çok etkin bir biçimde müdahale edilmelidir.
Yarın çok geç olacaktır...
Biz, bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türk Eczacıları Birliği'ne eleştirilerimizi esirgemeyeceğiz. Ancak bunun yanında, tüm gücümüzle onun üretkenliğine ve gücüne güç katmaya hazırız."
Özetle söylediklerimiz bunlar.
Yanımızda getirdiğimiz tespit ve çözüm önerilerimizi içeren çalışma dosyalarımız ile "Ses Veriyoruz... Süresiz Eczacı Direnişi'ne Hazırız..." imza etkinliğimizin dosyasını toplanan imzalar ile birlikte verdik.
TEB Genel Sekreteri Ecz. Hilmi Şener ve Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, bize şunları söyledi:
" Sizi izliyoruz. Üretkenliğiniz eczacı hareketine dinamizm katıyor. Sizin de söylediğiniz gibi tespitleriniz ortak tespitler. Tümüyle katılıyoruz. Sorunlar ağır olduğu kadar çeşitli de... Sürece müdahiliz. Çok çalışıyor ve elimizden geleni yapıyoruz. Elbette giderek eczacı hareketi sürece bağlı olarak yükselecektir.Meslektaşlarımızın sesini dinleyecek ona göre davranacağız."
Sayın Genel Sekreter ve Sayın Başkan'a bir defa da buradan teşekkür ediyoruz...
***
SGK'ya çok kısa bir ziyarette bulunabildik.
Söylenen şu;
"Tüm bunlar geçiş dönemi sancıları. Henüz üç kurum (SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur) birleşmedi. Tümüyle birleşmeden bu sancılar giderilemez.
Provizyon sistemi de tam verimlilikle çalışamaz. Çünkü; girdiğiniz her reçete, sistem içinde hak sahibi hangi kuruma mensupsa, önce oraya yönelip, oradan müstehaklık onayı almak zorunda. Bu nedenle sağlıklı çalışmıyor.
Provizyon sisteminde, bilgi- işlemde tüm hak sahipleri tek kurum (SGK) mensubu olarak yazılmadıkça bu sorun giderilemez. Bu da yasanın çıkmasına bağlı. Yasa çıkacak,herkes tek kurum (SGK) mensubu olacak, sorun kalmayacak"
***
Ankara çıkışında hepimizin içi çok sıkılmıştı.
Bolu Dağı'nda bir akşam yemeği yiyelim istedik.
Yedik de...
Ancak yolda çok fazla sis, pus vardı.
Doğrusu hepimiz ürktük...