Bazen gelişen kimi olaylara çok şaşırıyorum…

Çoğu zaman, yakın dostlarım “yaşadığın bunca şeye rağmen nasıl hala buna şaşırabiliyorsun?” diyorlar…

Bilmem.

Şaşırıyorum işte!

Ama ben bu halimi seviyorum.

İçimdeki ‘şaşıran çocuğu’ seviyorum.

***

Türk Eczacıları Birliği Genel Kurulu ve Seçimleri bu ay sonunda yapılacak.

Tansiyon oldukça yüksek ve ortalık gergin.

Peki, neler oluyor?

Bizim gördüğümüz, her şey daha yeni 1 Kasım 2019 da başladı.

İstanbul, İzmir, Bursa, Gaziantep, Tekirdağ, Mersin ve Kırklareli Eczacı Odaları Eczacı Kamuoyuna ortak bir açıklama yaptılar.

TEB Yönetimi’ nde iktidar ortağı olan bu eczacı odaları “Mevcut yönetim anlayışıyla yola devam edemeyeceğiz” dediler ve yollarını ayırdılar.

Demek ki, dışarıya yansımasa da, aslında içeride ‘yol ayrımına gitmeye varacak, iktidarı parçalayacak kadar bir sıkıntı varmış’ ve bir şeyler oluyormuş.

***

Geldiğimiz noktada, TEB zemininde 3 dinamik öne çıkıyor.

TEB Başkanı Erdoğan Çolak ve ekibi, yukarıda andığım eczacı odaları ve 17 Eczacı Odası.

17 Eczacı Odası?

8 Kasım 2019 tarihinde ortak imza ile açıklama yaparak “biz birlikteyiz, buradayız ve hayalimizdeki TEB için çaba harcayacağız” diyen eczacı odaları…

Sözü edilen Eczacı Odaları 4 yıl önce Ecz. Harun Kızılay liderliğinde, Erdoğan Çolak’ a karşı liste çıkartıp az farkla seçimi kaybeden Eczacı Odaları.

Diğer 2 ekip bir araya gelerek iktidar olmuşlardı.

Görülen o ki, iktidar cephesinde bozulan bir “evlilik” var…

Ve yine görülen o ki, yeni iktidar yeni bir “evlilikle” kurulacak.

Bu nasıl bir “evlilik” olacak?

Göreceğiz.

***

Geçtiğimiz Eylül ayı içinde Eczacı Odaları’ nda Genel Kurullar ve seçimler yapıldı.

54 Eczacı Odamız var.

44 Eczacı Odası’ nda yalnızca tek liste ile seçime gidildi.

Yıllardır takip ederim…

İzlediğim en heyecansız, en az katılımlı Genel Kurullar ve seçimlerdi.

9000 üyeli İstanbul Eczacı Odası’ nın Genel Kurulu bile katılım açısından tam bir ’felaketti’.

Çoğu oda 20- 30- 40 kişi katılımla Genel Kurullarını gerçekleştirdiler.

Bu durum bize bir şey anlatıyor…

Eczacıların bunca derdine, sıkıntısına rağmen meslek örgütlerine ilgi oldukça düşük.

Hani hiç söylemek istemiyorum ama zorunlu üyelik olmasa vay halimize!

Eczacıların meslek örgütleriyle aidiyet bağları giderek zayıflıyor…

O halde bir şeyler yapmalı!

***

Genel bir ilkeyi hatırlatmadan geçmek istemiyorum...

Meslek örgütlenmeleri içinde “düşünsel temelli” ayrılıkların, tartışmaların, farklılaşmaların olması elbette son derece doğal.

Diğer yandan, kişisel çatışmaların yıkıcı etkilerini gözardı etmemek gerekiyor.

Beslenmesi gereken şey çatışma değil uzlaşma kültürüdür.

Eczacıların yararı buradadır.

***

Bir TEB seçimine daha dolu dizgin yol alıyoruz ve çok kısa bir süre kaldı.

356 delege oy kullanacak.

Dışarıya ne kadar yansıyor bilmiyorum.

Ancak seçimlere kısa bir süre kala sert bir “kavga” çıktı.

Ve geldiğimiz noktada tüm taraflar açısından havada asılı kalan sorular var…

Bunlar 3 günlük Genel Kurul’ a bırakılmadan, öncesinde tane tane açıklanmalı.

Eczacılık adına, yapılması gerekenler neydi de yapılmadı?

Eczacılık adına, neler tasarlıyorsunuz, neler yapmayı istiyorsunuz?

Eczacılık adına, ayrıştığınız şeyler nedir?

Yanlış ne?

Doğru ne?

Yanıtları çok net olmalı…

Tak.

Tak.

Tak.

İzliyoruz...

 

İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

gencosmanogluhakan@gmail.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat