Söz de Sizin, Karar da...

Ecz. Hakan Gençosmanoğlu

 

Eylül ayında eczacı odaları genel kurulları yapılacak. Sonra da Türk Eczacıları Birliği Seçimli Genel Kurulu süreci başlayacak.

Önümüzde ki iki yıllık dönem, mesleğimize yönelik olumsuzlukların doruğa tırmanacağı bir dönem olacak. Hani "perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" derler ya...

Onun içindir ki, bu oda ve TEB seçimleri tarihin en önemli seçimleridir, bana göre...

Tüm Türkiye' de meslektaşlarımızın, bu önemi kavrayıp, gereğini yapması gerekiyor...

Yalnız bugün için değil, gelecek için de...

***

İstanbul Eczacı Odası seçimi, İstanbul Eczacı Odası'nın kurumsal ağırlığına eş bir önemde...

İlgilenenler biliyor ki, çetin bir çalkalanma ve tartışma yaşanıyor.

Yine ilgilenenler biliyor ki; biz de bunun içindeyiz...

Mesleki, örgütsel sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz...

Bu arada özel bir parantez not; bugünlerde herkes "elini taşın altına sokmaktan" söz ediyor, açarız bakarız özgeçmişlere, gireriz detaylara, arşivlere... Belgeler bize söyler: "kim elini taşın altına sokmuş, kim gövdesini, kim yaşamını" orada görürüz..

***

Çağdaş Eczacılar, uzun yıllardır İstanbul Eczacı Odası'nı yönetiyor. Ne fırtınalar atlatılmadı ki...Bu tarih iyi incelenmelidir. Bilimsel her boyutuyla...

Bu tarih, kendi alanımızda, ilaç sermayesi ve devletin baskıcı güçleriyle, eczacının emeğinin hakkının çatışmasının tarihidir.

Zaman zaman kırılmalar olsa da "direnç" in tarihidir.

Aslında bütünüyle, bize ülkeyi anlatır.

Çağdaş Eczacılar, yıllardır, İstanbul Eczacı Odası 'nda iktidarda...

Neden?...

Çünkü; sisteme karşı hak almayı, hak korumayı temsil ediyor.

Dik duruyor... Onurlu duruyor...Korkmuyor... Bedel ödemekten kaçınmıyor...

Çünkü, Çağdaş Eczacılar, yıllardır eczacının sesi oluyor...

Onun içindir ki; karşısına hangi güç ya da güçler bütünü çıksa, bileğini bükemiyor...

***

İstanbul Eczacı Odası 2005-2007 dönemi, bir çöküş dönemi olmuştur.

Bunu yüreklice görmek ve kabullenmek gerekiyor.

Bunun nedenlerini burada irdeleyecek değilim. Ancak, şu kadarını söylemeyelim, bu dönem tek tek tüm üyelerden başlayarak örgüt içi demokrasinin, iletişimin de çöktüğü dönemdir.

Meseleye de buradan bakmak gerekir...

Örnek vermek gerekirse, bu dönem, geleneğimizde var olan büyük, kitlesel meslektaş toplantıları gerçekleştirilememiş olduğu gibi, odanın ilgili yasal ya da geleneksel kurulları da çalıştırılmamıştır

Bu temel eksiklik politikalara yansımış, eğik, edilgen, teslim olmuş bir duruş ya da duruşsuzluk ortaya çıkmıştır. Bir de üstüne dağınıklık, kişisel beceriksizlikler eklemlenince bugün kü tabloyla karşılaştık.

Bakın; bizim dışımızda ki farklı guruplar 2003-2005 dönemini nasıl eleştiriyorlardı, hatırlayın: "- Sektörün tüm kesimleriyle ve iktidarla kavgalısınız"

Bu eleştiriyle seçimlere giren Çağdaş Eczacılar, karşısında ki birleşik listeye rağmen "kesin bir galibiyetle" seçimlerden çıktılar.

Şimdi ne diyorlar ;"-Pasifsiniz, edilgensiniz, hiçbir yerde sesiniz çıkmıyor"

Bu dönem, Çağdaş Eczacılar bu eleştiriyle seçime girmeye hazrlanıyor.

Aslında farklılaşan bu eleştiri bile her şeyi anlatmıyor mu?...

***

Biz, Çağdaş Eczacıların politikalarına ilişkin tespit ve önerilerimizi bugüne kadar hiç çekinmeden, açık yüreklilikle sonuna kadar yaptık...

Sonucunda da düşmanlar ve dostlar edindik.

Ne söylediysek Çağdaş Eczacıların ve İstanbul Eczacı Odası'nın yararı için söyledik...

Eczacı için söyledik ve yaptık...

Şimdi söz sırası sizde...

Ya aklı başında, sorumluluk ve yürek taşıyan, ne yapacağını bilen bir "isyanın" ortağı, katkı vericisi olacaksınız....

Ya da?...

***

Söz sizin, karar sizin...

Bu arada, kimi arkadaşlarımız "kulaktan kulağa" oynamayı çok seviyorlar. Biz bu oyunu hiç sevmedik, sevmeyeceğiz...

Onlara inanmayın, size yalan söylüyorlar...

Bakın ve karar verin...

Bu köprüden bir daha geçme şansınız olmayacak...

 

ECZACININ SESİ

www.eczacininsesi.com

iletişim :

e-posta : ecz.hakan@superonline.com

faks : 0216 574 72 69

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat