Olması gereken; mesleki olarak böylesine sancılı günler yaşarken, "eczacıdan yana, eczacının haklarını yüksek sesle dillendiren", "sorunlarımıza sahip çıkacağız" diyen bir irade ve güç beyanının, kararlılık niyetinin, hemen açılışla birlikte kongre başkanlığı imzası ile kamuoyuna açıklanmasıydı.
Bu bile yapılmadı...
Olmadı.
***
Geç ulaşabildiğimiz için, TEB Kongresini açılış konuşmaları dışında izledik.
Açılışta yaptığı konuşmada Çalışma Bakanı’ nın nasıl hararetle alkışlandığını, hemen kongre salonuna vardığımızda, oradakilerden duyduk.
İşin çok garip olan kısmı ise herkes bu "alkışı" oldukça yadırgamıştı.
Öyleyse alkışlayanlar kimdi?
***
TEB Kongresi eczacıların en "tepe" yeri.
En tepenin bile, düşünsel olarak ve üretkenlik anlamında böylesine çölleştiğini görmek son derece üzücü.
54 Eczacı Odası...
Ne bir çalışma ne bir rapor ne de bir yayın... Hiçbir şey yok.
Oysa, Eczacı Odaları, Türk Eczacıları Birliği Yönetimi’ ni etkilemek, sarsmak, doğru yönlendirmek istiyorlarsa bunu ancak üreterek gerçekleştirebilirler... Düşünce baskısıyla yapabilirler. Görünürde böyle bir şey yok. Anlaşılan "bizim örgüt" iyice durmuş.
Hakikaten çok üzücüydü.
Bireysel olarak zengin ve doyurucu sunum yapan, konuşan oda başkanı ve delegeleri ayırıyorum. Haksızlık etmek istemem. İsimlerini yazmıyorum. Yazmayı unuttuğum isim olabilir, o nedenle yazmıyorum.
***
Kongrenin havası bir garipti...
Şaşırtıcıydı...
Denk gelmişti. Tam da aynı günlerde eczanelerimizin içinde esen sert rüzgarlardan hatta fırtınalardan kongre salonunda eser yoktu.
Soğuktan donarken insana tatlı, keyifli bir uyku çökermiş ya!.. Güzel olurmuş ölümün öylesi... Böyle derler... Sanki aynen o hava vardı.
Belki, "ne yapacağını bilememezlik hali" de denilebilir bu duruma...
Tam çözemedim.
***
Neredeyse tüm konuşmacılar eczacıların birlik ve beraberliğine, vurgu yaptı.
Ama...
Yıllardır kongrelere katılırım, ilk defa çok net olarak böyle bir şey yaşadım...
Delege "futbol taraftarı" gibiydi...
Konuşmacı ne söylerse söylesin "karşı tarafta olanlar" onu asla alkışlamadı.
Parçalı yapı, arasına iyice sınırını çekmişti.
Ne söylendiği değil, kimin söylediği önemliydi.
Çok yazık!
"Bize" hiç yakışmadı doğrusu.
Bu durum nasıl aşılacak?..
***
Bu kongre tarihe anlamlı bir iz bırakabilirdi...
Bırakmadı.
Kayıtlara "bir şey" geçirmedi.
Hükümete, ilaç sanayicilerine yüksek perdeden mesajlar gönderilebilirdi.
Gönderilmedi.
Not defterime herhangi bir not düşürmedi.
Belki de en büyük notu, not düşürmemesiyle düşürdü.
***
İki listenin yarıştığı seçimler yapıldı ve sonuçlandı.
Erdoğan Çolak’ ın listesi kazanan taraf oldu.
Yeni dönemde görev yapacak bütün meslektaşlarımı kutluyor, başarılar diliyorum.
Onlara, görevlerini yaparken Eczacının Sesi’ ne kulak vermelerini öneriyorum.
Çok zor bir görev üstlendiler.
Önlerinde ateşle imtihanları var.
Kolaylıklar diliyorum...
 
!
İletilerinizi FACEBOOK sayfam üzerinden "özel mesaj" ya da faks (0216 574 72 69) yoluyla ulaştırabilirseniz sevinirim.
 
İLETİŞİM
0533 218 16 80
Faks: 0216 574 72 69


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat