Çok bilinen bir fıkradır…
Papa, resmi bir ziyaret için New York’ a gitmiş. Daha uçağın kapısında gazeteciler etrafını sarmış. Bir gazeteci sormuş:
“Sayın Papa, genelevi de ziyaret edecek misiniz?”
Papa çok şaşırmış. O şaşkınlıkla:
“ New York’ da genelev var mı?” demiş.
Ertesi gün, o gazetecinin bağlı bulunduğu gazete, koskocaman puntolarla şu manşetle çıkmış:
“ Papa uçaktan iner inmez, New York’ da genelev olup olmadığını sordu”
***
Bir meslektaşım, 1 Temmuz tarihinde bizim Forum alanımıza şöyle yazdı, aynen kopyalıyorum:
“Balıkesir Bölgeler Arası Toplantısındaki kapanış konuşmasında, herkese meydan okuyarak, BENİ TANRI DOĞURDU, diyen TEB başkanı, bu gün yaşadığımız kargaşa hakkında ne buyurur acaba?
Beni tanrı doğurdu derken, ömür boyu görevde kalmayımı kastetmişti, yoksa herşeyin üstesinden gelecek güçte olduğunu mu vurgulamak istemişti bilmiyom ama, yaşadığımız süreç ve karmaşa hakkında ne düşündüğünü gerçekten merak ediyorum...
Tanrısal gücünü bir gün dahi olsa eczacılığın sorunlarını çözme yolunda kullansa, hepimiz rahat bir nefes alacağız herhalde.
Elimde ilaç var ama veremiyorum!
Sistem çalışmadığı için size ilaç veremiyorum!”
***
Tabi, bunu yazar yazmaz ortalık karıştı…
1 saat içinde en az 10 meslektaşım, arkadaşım tarafından arandım; “doğru mu?” diye…
Bunun üzerine ben de o yazının altına şunu yazma zorunluluğu duydum:
“Sn…………….. ın yazdığı yazı nedeniyle telefonlarımız çalıyor, "doğru mu?" diye...
Söz konusu bölgelerarası toplantıda ben de vardım. TEB Başkanı Erdoğan Çolak’ ın konuşmasını dikkatle dinledim. "Beni Tanrı Doğurdu" şeklinde söylenmiş bir sözü yok. Zaten bu söylenecek söz de değil. Sanıyorum ciddi bir yanlış anlama olmuş.”
***
Olayın aslı ne?
Şu:
Diyarbakır Eczacı Odası Başkanı Ecz. Sinan Özçelik içinden geldiği gibi konuşan bir arkadaşımız. Söz konusu toplantıda yaptığı eleştirel konuşmanın içinde, kendince denk geldi, biraz da espri katarak şunu söyledi:
“Tanrı beni ayıplarınızı yüzünüze vurayım diye yarattı"
Sonrasında TEB Başkanı Çolak, eleştirilere yanıt verdiği konuşmasının içinde, o da denk getirerek “ Sinan Başkan, bizi de Tanrı yarattı…” türünden bir şeyler söyledi, konuşmasını sürdürdü.
Olay bu…
Durduk yerde başıma iş açıldı…
Son bir haftadır telefonda bunu anlatıyorum.
***
Öyle günler yaşıyoruz ki; inanın, her sabah evden eczaneme doğru yola çıktığımda ayaklarım da arabam da geri geri gidiyor. Öyle isteksiz…
Bezginlik had safhada yani…
Biliyorum, bütün arkadaşlarım böyle…
Ama, her ne olursa olsun, eleştiriler yerli yerinde, doğru algılanmış ve olmuş olaylar üzerinden olmalı, değil mi?
Olmalı ki; yerini bulsun. Olmalı ki; etkili olsun.
Yoksa, havaya söylenmiş olmaz mı?
***
Söz, yöneticileri eleştirmekten açılmışken…
Hepimiz çok kızgınız.
Ben de…
Ancak, ne kadar kızgın olursak olalım…
Kimseye hakaret etmeye, kişiliğine yönelik küçültücü ifadeler kullanmaya hakkımız yoktur, diye düşünüyorum.
Bunu yukarıdaki olayla ilintili değil, genel olarak söylüyorum…
Her şeyi, yasak oluşunu, hukuk dışılığı falan bir yana bırakın…
İnsani olarak söylüyorum….
Unutmayalım… Hakaret edilen kişileri koyun bir tarafa, herkesin ailesi, dostları, çocukları var.
Onların da nasıl kötü etkilenebileceklerini düşünmemiz gerekmiyor mu?
Biz eczacılara yaraşan bu değil midir?
Diğer yandan, meslek örgütlerimizin yöneticileri de dillendirilen bütün eleştirileri dinlemek, anlamak ve nezaket ölçüleri içinde gereğini yapmak durumundadırlar. Bu görevleri ve sorumluluklarıdır.
***
Gündem sıcak…
Ateş gibi!..
Bu gündemde bu yazı nereye oturur, bilemiyorum…
Hepimize “eczacılık” yapabileceğimiz günler diliyorum…
İşimize, eczanemize mutlulukla, neşeyle gidebileceğimiz günler…
İLETİŞİM
0533 218 16 80
Fax: 0216 574 72 69