Olan Biten Ve Merkez Heyeti ‘nin Siyasi İntiharı...
Ecz. Hakan Gençosmanoğlu
Türk Eczacıları Birliği kilitlendi.
Yatan Hasta Reçeteleri eczane dışına çıkartılıyor ; hiçbir tepki ve açıklama yok.
Olacak şey değil...
İş iyice sarpa sardı...
Kimi Eczacı Odaları ardı ardına son derece “sert” açıklamalar yapıyor ; tınan yok...
***
Aslında örgütümüz derin bir mahcubiyet de yaşıyor.
1 Haziran günü akşamı Diyarbakır’da topluca yemekteyiz. Herkes var... Akşam saat 9 gibi...
Gündüz, Ankara’da AKP rozeti takan TEB Başkanı Sn. Domaç yemeğe katılıyor, sessiz sedasız masasına geçip oturuyor.
Oysa, olay önemli... Bir meslek örgütü, Başkanı’nı ülkenin yasama organına, TBMM’ ye gönderiyor...
Yani, sesini, ülkenin beynine gönderiyor...
Yapılan iş doğru olsa, içe sinse, orası bayram yerine dönmez mi... Alkışlar gökyüzüne yükselmez mi...
Hayır... Herkes de derin bir sessizlik ve “mahcubiyet” görüntüsü...
Neyse, bunu geçelim...
***
Merkez Heyeti gereğini yapamadı ve bana göre tren de kaçtı...
Neden?...
Çünkü, moral olarak yerle bir olduk.
Artık tepe yönetimi ile eczacı arasında ki güven ilişkisi kalmamış değil, yerle bir olmuştur.
Bir yenilenme olmaksızın, yeniden güvenoyu almaksızın güven oluşturmanın olanağı kalmamıştır.Birbirimizi kandırmayalım...
Oysa, TEB Başkanının, iktidar partisinden milletvekili aday adaylığının belli olduğu gün, Domaç, kendiliğinden çekilseydi ya da Merkez Heyeti olağanüstü toplanıp, gereğini yapıp, yeni yapılanmasını ilan ederek yola devam etseydi, böyle olmayacaktı.
Bu arada şunu da belirtmeliyim, yola devam etmekten, 10 Mayıs Başkanlar Danışma Kurulu kararlarının ivedilikle hayata geçirilmesi çalışmasını anlıyorum.
Oysa, ne Domaç ne de Merkez Heyeti “olması gerekeni” ortaya koyamamıştır.
Geçen her gün, TEB’ in kurumsal ve örgütsel kimliğini “onarılması çok güç” bir biçimde hırpalıyor.
Gözü eczacının ekmeğinde olanlar da, fırsat bu fırsattır deyip, kendilerine alan açıyorlar.
Bunu nasıl onaracaksınız... Dahası hesabını nasıl vereceksiniz...
***
Şu eczacı odalarının açıklamalarına bakın... TEB tarihinde böyle bir çalkalanma var mı?... Bunların hepsi tarihe geçiyor ve “yol” açıyor.
Bu arada, bu çalkantı içinde çok yanlış “örnekler” oluşturacak savrulmalar da yaşıyoruz.
İstanbul Eczacı Odası, siyasi bir hata yaparak, üyelerinden, Mehmet Domaç’ı AKP ye şikayet etmesini istiyor.
Domaç’ın TEB Başkanlığından istifa edip etmemesinden AKP’ ye ne?...
Kimi kime şikayet ediyorsun...
Adam dönüp derse ki ;”- Bana ne. Senin Merkez Heyetin, delegelerin ne işe yarıyor. Git, kendi işini kendin gör.” Ne diyeceksin?...
AKP den medet umacak hale geldiysek vay halimize...
İEO, üyelerine,“o, size ve ülkeye yarar sağlamaz” dedirttiriyor...
Bize ne... AKP’ yi düşünmek bize mi kaldı...
Böyle politika olur mu?...
Yanlış...
Kesinlikle onaylamıyorum...
Ne için olursa olsun başkalarını işimize karışmaya davet edemezsiniz..
Yüzümüzü dönmemiz gereken yer örgütümüzdür.
Çareyi orada aramalıyız. Çare tabandadır, eczacıdadır.
Konuşmanız gereken yer orasıdır.
Başka türlü yöntemlerle “yanlış yollar” açmayalım. Bu bize hiçbir yarar sağlamadığı gibi, örgütsel yapımıza çok ciddi zararlar verir.
Yapmayın böyle şeyler...
Duruşu yanlış olan ortaya sağlıklı etkinlik koyamaz.
***
Merkez Heyeti “acz” görüntüsüne bir an önce bir son vermeli, kendi içinde yeni yapısını kurduktan sonra, TEB Olağanüstü Genel Kurulu kararını almalıdır.
Ya da delegeler gereğini yapmalıdır.
Ülkenin en güçlü meslek örgütünü bu duruma düşürmeye kimsenin hakkı yok...
Merkez Heyeti krizi yönetememiş, siyasi olarak intihar etmiştir.
İletişim :
e-posta : ecz.hakan@superonline.com
faks : 0216 574 72 69