O, Bizim Devrimci "Mustafa" mız...
Çok sert bakışlarla eczaneme girdi. "Selam..." dedi.
Ellibeş- atmış yaşlarında, orta boylu, pos bıyıklı, göbekli, tıknaz bir adamdı.
Ağzına girmiş bıyıkları sigaradan sararmış, bıyıkları ve saçları aka bulanmıştı.
12 Eylül öncesinin Halkevleri' nden birinden çıkmış, gelmiş gibiydi.
Gözlüklerinin üzerinden bakarken reçetesini de uzattı.
O bir SGK' lıydı...
Özel Hastane'de muayene olmuştu...
Reçeteyi sisteme girdim, ilaçları hazırladım, tarifini yaptım, poşete koyup verdim.
" - Kaç para vereceğiz?" dedi.
Provizyon çıktısını önüne koydum:
" - Ödemeniz gereken muayene ücreti 20 ytl., ilaç fiyat farkı 1, 46 ytl., katılım payı 3. 56 ytl., toplam 25 ytl." dedim.
"Bu ilaçları paramızla alsak kaç para ?" diye sordu.
Hesapladım:
" - 21.69 ytl." dedim.
Bir süre baktı, düşündü:
" - Sağlıkta devrim bu mu?" dedi, öfkeyle...
" - Evet, bu..." diye yanıtladım.
" - Lan, ben böyle devrimin..." deyince, hiç duraksamadan karşılığını verdim:
" - Ben de.." dedim ve ekledim:
"- Bu "lan" bana mı?"
" - Yok kardeşim ne alakası var... Bu devrimi yapanlara..."
Parasını verdikten sonra, çıkarken hala söyleniyordu:
" - Elli yıllık devrimciye, devrime de küfür ettirdiler ya... Devrimin adını da pis ettiler..."
***
Dün arkadaşlarla birlikte "Mustafa" yı izledik.
Hani, şu Can Dündar'ın yoğun tartışmalara neden olan belgesel filmini...
Bana doyurucu ve içerikli gelmedi.
Can Dündar'dan daha kurgusu sağlam, "çarpacak" bir film bekliyordum...
O anlamda biraz düş kırıklığı yaşadım.
Kişiden kişiye algılar farklı olabilir...
Film boyunca düşüncelerimde öne çıkan şey; "devrimci" tanımlamasının Mustafa Kemal'e ne denli yaraşıyor olduğu idi...
Mustafa Kemal bir insandı...
Bir büyük beyin...
Aydın...
Asi...
Korkusuz...
Kahraman...
Yürek...
Önder...
Yurt aşığı...
O, bizim devrimci "Mustafa" mız...
Biz onu çok seviyoruz...