Yeni yeni bir söylem dillendirilmeye başladı:
"Reçete veya kutu başı meslek hakkı talebimizden vazgeçelim... Çünkü; bunu verirlerse "sizin meslek hakkınız var nasılsa... Şu eczacı kârlılıklarınızı düşürelim... Meslek hakkınız size yeter" derler. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da oluruz"
Şüphesiz bunu dillendiren meslektaşlarımın iyiniyetinden kuşkum yok.
Ancak bu söylemin ardında ne var?..
Düşünelim...
Bunu söyleten; "biz haklarımızı koruyamıyoruz, hiç kıpraşmayalım" algısının bilinçlere yerleştirilmesidir.
Yani anlayacağınız hak istemeye korkar olmuşuz...
Oysa "mesleki mücadele" dediğiniz şey, hak üzerine hak koymaktır.
Biz de öyle değil...
Mevcutları birer birer kaybettiğimiz için, en doğal olanları, kalan "üçü, beşi" de kaybetmekten korkar olmuşuz.
***
Bütçe sıkıştıkça, siyasi iktidar en zayıf halkalara yöneliyor, alınan "tedbirler" "zayıfları" vuruyor.
Hükümet yeni vergiler koyuyor, olanları arttırıyor. Çalışanlar, emekçiler, geniş halk kitleleri de ödüyor.
İlaç giderlerinde de durum böyle.
Asıl fatura ilaca erişimi giderek zorlaşan halka ve ilacı ulaştıranlara çıkıyor.
Sanayicinin "yürek burkan feryadına" çok kulak asmayın. Onlar bir şekilde geçerler bu köprüden...
Olan halka, ilaç ve eczane çalışanlarına, bize olur.
***
Deniliyor ki; "SGK, tek ve büyük alıcı... Bu gücünü de sonuna kadar kullanıyor"
Ticari bir gözlükle bakarsak...
O zaman biz de tek satıcıyız.
Biz niye SGK kadar "güçlü" kabul edilmiyoruz?
Geçelim öbür tarafa...
İlaç sanayicileri açısından, biz de tek ve güçlü alıcıyız...
Ama orada da bize karşı "satıcının" dediği oluyor.
Bu işi anlamadım!
Biz hem "tek" alıcıyız. Hem de "tek" satıcı.
En güçlü olması gereken biz değil miyiz?
Oysa, alıcı da olsak, satıcı da olsak eli zayıf olan biz kabul ediliyoruz.
Sizce de bu işte bir tuhaflık yok mu?
***
Aslında sorun şurada:
Bizim geminin motorları ve dümeni bozuk.
Yoksa bu gemi çok fırtına aşardı.
Ama kabul edelim...
Bu gemi sizin eseriniz!..
Ve bu gemi artık ciddi su almaya başladı.
!
İstanbul Eczacı Odası tarafından TEB’ e verilmiş, 2008 yılından kalma, 800 bin liralık çekin arkası TEB tarafından yazdırıldı.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih GÜNGÖR, bu olayı Ankara’ da, kongrede kürsüden açıkladı.
Doğrusu olayın "habercilik" anlamında ciddi bir değeri vardı. Ama bu haberi yapmadık.
Şunun için; söz konusu çek, sözleşme paralarıyla ilgiliydi, yılbaşında yeni bir SGK sözleşmesi imzalanması gündemdeydi, sözleşme paralarının yeniden ön plana çıkıp, Çalışma Bakanlığı ve kamuoyu önünde meslek örgütlerimizin yıpratılmasını doğru bulmamıştık. Eczacılara ve eczacı örgütlerine çok zarar vereceğini düşünmüştük. Ama İstanbul Eczacı Odası konuya ilişkin detaylı bir açıklama yapınca "alıntı" haber olarak yayınladık.
Yorumsuz değerlendirmenize bırakıyorum.
!
İletilerinizi FACEBOOK sayfam üzerinden "özel mesaj" ya da faks (0216 574 72 69) yoluyla ulaştırabilirseniz sevinirim.
İLETİŞİM
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
0533 218 16 80
Faks: 0216 574 72 69