İki gün Farmavizyon Eczacılık Fuarı' nda şöyle bir ortalıkta gezindim. Ayaküstü ya da standlarda kısa süreli sohbetler falan...

Hiç bir sunuş etkinliğine katılmadım... Açıkçası içimden gelmedi.

Sohbetlerde gündemdeki soru şuydu:

Ne olacak bu İTS meselesi?

Kimse net bir şey bilmiyor.

Ne "ne olacağını" ne de "ne olması gerektiğini"...

Tam bir salıverilmişlik hali...

Herkes ayrı bir telden.

Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odaları' nın bunca deneyim ve birikimden sonra bu halde olması inanılmaz... Aklım almıyor... Almak da istemiyor.

Uzun bir süredir söylüyorum... Yazmıştım da...

Israr ediyorum:

Türk Eczacıları Birliği' ne çok acil, ama hakikaten çok acil, olmayacak vıdı vıdılar değil, seçmene selâm kaygısından populizmden uzak, aklıbaşında, ayağı yerde, alternatif politikalar üretip önerebilecek, ağırlığıyla demokratik baskı oluşturabilecek, örgüt terbiyesini içselleştirmiş bir "muhalefet odağı" lâzım...

Gerçek ve güçlü bir muhalefet!

Böyle bir odak TEB yönetimine ilâç gibi gelecek...

Silkinecek...

İstese de istemese de...

***

Dilden dile, kulaktan kulağa yayılan yaygın beklenti şu:

"İTS, nasılsa ertelenecek"

Beklentiler üzerine meslek politikası kurulur mu?

Elbette kurulmaz... Kurulmamalı.

Herşeyden önce, böylesine bir konuda örgüt içinde, bakışta ve eylemde "teklik" oluşturulabilmeli...

İçeride farklı tonlardan konuşabilirsin. Ama dışarıya döndüğünde yüzün "bir" olmalı.

Dedim ya; herkes ayrı bir telden.

Hiç böyle şey olur mu?

***

İki yıl eczane eczacılığına zorunlu bir ara verdikten sonra yeniden eczane açan bir arkadaşımla konuştum.

Dedi ki:

" Her şeye rağmen eczanem olmadan çok mutsuz oldum. Bu zorunlu mola da anladım ki, eczanem her şeyimmiş. Eczanemde mutluymuşum. Mücadeleye devam edelim, eczanelerimize sahip çıkalım, onları büyük sermayeye kaptırmayalım. Aman ha!.. Sakın ha!.."

Eczanelerimize sahip çıkabilmek için birlikte ve örgütlü olmak gerekiyor.

Örgütlerimize sahip çıkalım...

Ki, eczanelerimize sahip çıkabilelim.

Sahip çıkmaktan kastım, onları rahat bırakmamak. Demokratik baskı uygulamak.

Madem ki oralarda oturuyorlar, gereğini yapacaklar... Yapmak zorundalar.

Başka yolu yok.

***

Şu anda tam bir "saldım çayıra, mevlâm kayıra" durumundayız...

İyi de...

Sizin çayıra saldığınızı mevlâ niye kayırsın ki?

 

İLETİŞİM

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

0533 218 16 80

Fax: 0216 574 72 69

 

 !

15 Nisan Perşembe günü akşamı Eczacının Sesi e- Gazetemizin 4. yaşını kutlayacağız. Mutlu ve onurluyuz. Dolu dolu bir 4 yıl geçirdik. Nice nice yıllara diyoruz. Başta yol arkadaşlarım olmak üzere, emeği geçen herkese, meslektaşlarıma, okurlarımıza sonsuz, yürekten teşekkürler.

 

!

Bugünlerde güzel şeyler de oluyor. Fuarın son günü dönem arkadaşlarımızla buluştuk. 1980 İÜ Eczacılık Fakültesi girişliler. Birlikte yemek yedik. Kendi adıma çok mutlu oldum. Katılanlara da, katılamayanlara da buradan bir defa daha sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum.

 

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat