Korkarım; Bu Gürültü İçinde Yine Biz “Gürültüye Gideceğiz”…
Ortalık yine şiddetli bir biçimde karıştı…
Ekonomik kriz tırmanıyor…
Daha da tırmanacağını, uzmanlar söylüyor.
İşler kötüye gidiyor…
Çok çok kötüye gidiyor…
Üzerine bir de iktidar partisi AKP’nin kapatılması davası geldi.
Yaşananlar çok vahim…
Doğrusu; itiraf etmeliyim ki, iktidar kanadının anayasal bir kurum olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na karşı giriştiği topyekün harekat ve kullanılan dil, üslup beni fazlasıyla ürküttü…
Zihnimde, “- Biz nerede yaşıyoruz?” sorusu, daha da fazla öne çıktı.
“Biz bilmem ne kadar oy aldık, dilediğimizi yaparız, kimse de bize bir şey yapamaz, yapmaya kalkanları da ezer geçeriz” tavrı, neredeyse avaz avaz bağırıyor.
Gerçekten de son derece korkutucu…
Siyasi bir partinin kapatılması ya da kapatılmaması meselesini demokrasi anlayışınızda nereye oturttuğunuz ayrı bir iştir…
Ancak, siyasi iktidarın gösterdiği bu tavrın, demokrasi kavramı ve hukuk toplumu ile uzaktan yakından ilintisi olmadığı da son derece açıktır.
Çoğunluklu oy alarak iktidar olmuş bir anlayışın, kendini her türlü kural, yasa, teamül, dahası demokratik ilişkilerin üzerinde görerek bir tür “dokunulamazlık” anlayışını kendisine vehmetmesinden daha “korkunç” ne olabilir ki?...
Gerçekten de “-Bu ülke nereye gidiyor?” sorusunu çok berrak bir biçimde herkes kendine sormalı ve karşılığını da vermelidir.
***
Korkarım; bu gürültü içinde yine biz “gürültüye gideceğiz”…
“Bunu da nereden çıkartıyorsun?” diyenlere, “çevrelerine, olana bitene çıplak gözle bakmayı” öneriyorum.
Siyaset ve ekonomide ki çalkalanma iç içe geçmiş…
Bu da çok doğal…
Kısa ve uzun erimde bu çalkalanmaların ilaç ve eczacılık alanına nasıl yansıyacağını iyi hesap etmeliyiz.
Ona göre tespit ve çözümlemelerimizle, öngörülerimizi ortaya koymalıyız.
Zaten durum çok kötü.
Üzerine yeni eklemlenecek olumsuzluklara katlanma gücümüz yok, bu biliniyor.
Örneğin, bu çalkalanmalardan SGK’nın ilaç ödemelerinin etkilenme durumu var mı?...
İlaç perakende satış fiyatları nasıl etkilenecek?...
İlaç pazarı nasıl etkilenecek?...
Bir şeyler söylemeliyiz…
Dişe dokunur bir şeyler…
Dağınıklık ve gayrıciddilik çok fazla göze batmaya başladı…
***
Şimdi, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi hep beraberce ortaya koymanın, ısrarla savunmanın zamanıdır.
Bu ısrar, olası yeni olumsuzlukların da önüne set çekecektir.
Birileri “Türkiye’de eczacılar da var” ı görmelidir.
Hem siyasal gündem de hem mesleki gündem de…
Eğer bu konuda istekli olmayıp, “araziye uyum gösterirsek” o arazide yok olacağımız çok belli…
Eczacılar, artık hareketlenmelidir.
“Ben seçildim, benim dediğim olur” anlayışı kabul edilemez…
Toplumsal yaşamımızın hiçbir ölçeğinde kabul edilemez.
“Umutsuzluk her yeri kuşattığında, umudun vakti gelmiş demektir.”
Sarsıcı gündeme sarsan katkılar yapmalıyız…
------------------------------------------------------------------------------
Not : Bu köşede kişisel görüşlerimi yazıyorum. Ancak, hiç kuşkusuz, meslektaşlarımdan ve okurlardan gelen görüş ile öneriler yazılarımda etken oluyor.
Görüşlerini ileten meslektaşlarıma ve okurlara teşekkür ediyorum, daha çok e-mail bekliyorum.
Sevgi ve saygılarımı iletiyorum... (H.G.)
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com