Kongre Notları- Söylediğimin Arkasındayım

 

Kongreyi ikinci günden itibaren izledim. Domaç protestosunda yoktum, olmayı isterdim.

 

***

 

Yıllardır kongrelere katılırım, bu kadar ruhsuz olanını ilk kez yaşadım…

 

Öyle ki; sigara, çay içmek veya bir soluklanmak için salon dışına çıkan onlarca katılımcının sanki sözleşmişçesine söyledikleri cümlelerden birkaç örnek;

 

“ – Buradan hiçbir şey çıkmaz…”

 

“ – Bu nasıl kongre?”

 

“ – Herkes niye bu kadar durgun?”

 

Kesin bir şey var; bu kongre iktidar- muhalefet ortak yapımı oldu…

 

Kimse kimseyi suçlamasın, değiştirilemeyen yapıyla bu kadar…

 

Kimse Erdoğan Çolak’ ı ve TEB’ i suçlamasın. Herkes kendi yöneticisini ve delegesini sorgulasın…

 

Kusura bakmayın, doğruya doğru…

 

***

 

İktidar seçimlere ilişkin son derece kendinden emindi. Her hallerinde o özgüven duygusu hakimdi…

 

Erdoğan Çolak kendine güveniyordu. Sonuçta haklı çıktı…

 

Yine de yönetimden yana olan konuşmacılar “ – Sakın listemizi delmeyin, bizi blok halinde seçin…” mesajını doğrudan söylemeyi ihmal etmediler.

 

***

 

İlk defa bu kadar dağınık bir muhalefet gördüm. Ne yapacaklarını, nasıl yapacaklarını şaşırmış gibiydiler.

 

Kendilerine o kadar güvenmiyorlardı ki; konuşmalarında “ – Bizden birilerini de seçin…” demeye getirdiler, açık açık…

 

***

 

Kocaeli Eczacı Odası Başkanı Üzeyir Korkmaz’ ın  kongrenin 2. günü yaptığı önerinin önceden tasarlandığı çok belliydi. Özet olarak şöyle dedi:

 

“ – Erdoğan Çolak başkan, Özgür Özel Genel Sekreter olarak kalsın, diğer üyeler İstanbul, Ankara ve İzmir’ den oluşturulsun.”

 

Gerekçesi de, birlik ve beraberlik…

 

Kulislerdeki ortak kanı; önerinin gerçek sahibinin İstanbul olduğu yönündeydi.

 

***

 

Yönetimin listesinin çok önceden saptanmış olduğu belliydi…

 

Ya muhalefet?..

 

İnanılmaz!..

 

Son gün belli oldu.

 

Muhalefetin başkan adaylığında kulislerde İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan’ ın adı geçiyordu.

 

Ancak, son gün İstanbul ve birkaç oda Sait Yücel isminde son derece ısrarcı oldular ve geri adım atmadılar.

 

Sayılkan, muhalefet ekibini bölmemek adına adaylığını koymadı. Böylece Sait Yücel son gün muhalefetin başkan adayı olarak öne çıktı. Listenin diğer isimleri sonradan son anda yazıldı.

 

İşte muhalefet bu kadar hazırdı…

 

***

 

“TEB’ i değiştireceğiz” söylemini dilinden düşürmeyen İstanbul’ un, son gün resmi web sitesinde “ TEB seçimlerinde Liste Çıkartıyoruz” başlığıyla haber duyurması ne denli hazırlıksız olunduğunun açık kanıtı değil de nedir?

 

İstanbul Erdoğan Çolak’ la anlaşmayı denedi…

 

Olmadı.

 

Çok merak ediyorum; anlaşsaydı bunu nasıl açıklayacaklardı.

 

Gerçi, ne olacak ki?..

 

Burası Türkiye… “Dün dündür, bugünde bugün…” der geçerlerdi.

 

***

 

İnsanlarda garip bir şaşkınlık vardı. Divan Yönetimi tarafından bütün Kongre Karar Önerilerinin toplu olarak oylanması girişimine ve oylanmasına ilk defa tanık oldum…

 

Bu nasıl bir işti… Anlamadım…

 

Salonda genel olarak bir tepkisizlik durumu hakimdi.

 

***

 

Ülke genelindeki o malum gerginlik kongreye de yansıdı.

 

Batman ve Diyarbakır Eczacı Odalarının Başkanlarının konuşmaları sırasında, söyledikleri kimi sözler üzerine, bir çok katılımcı protesto amaçlı olarak salondan çıktı.

 

Üzücü…

 

Çok üzücü bir durum…

 

***

 

İstanbul Eczacı Odası başkanının önerileri alt alta pek güzeldi…

 

Ne varsa yazmışlar…

 

Ancak, o siyah önlük giyme önerisini hiç sevmedim.

 

Ben giymem…

 

O önerileri neden kongre karar önerisi haline getirmediler, anlayamadım. Herhalde “ ben söylemiş olayım, yoksa İstanbul’ a dönemem” diye düşünmüş olmalı.

 

Oysa çok rahat dönerdi… Yöneticilerden hesap sorma dönemi eskide kalmış… Artık üç gün önce söylenenler bile unutuluyor…

 

 

***  

 

Bu nasıl bir şeydir?..

 

Herkes aynı şeyi söylüyor: “bittik, yandık, mahvolduk…”

 

Eeee…

 

Ee’ si o işte!

 

O kadar!..

 

***

 

Yazının sonuna geldik…

 

Eczacının sorunlarıyla ilgili bir şey, bir gelişme, bir proje falan yok mu?

 

Yok!..

 

Boşuna sormayın.

 

Sizlik, bizlik bir şey yok!..

 

Bildik beylik laflar var tabi…

 

O kadar da olacak artık. Onları yazmaya değmez… Geçelim…

 

“Kongrede kararlar alacağız” demişlerdi, ben de size “inanmayın” demiştim.

 

Şunu da söylemiştim:

 

“ Vur başını taşlara”

 

Söylediğimin arkasındayım…

 

Hele bu kongreden sonra.

 

***

 

Unutmuşum…

 

Şu raf zararlarımız var ya!

 

Birer şişe soğuk su yanınızda bulunsun.

 

Bardak kesmez…

 

 

 

 

 

İLETİŞİM

 

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

 

0533 218 16 80

 

Fax: 0216 574 72 69



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat