Kıyamet Ha Koptu Ha Kopacak...                   04.09.2006

 

 

 

 

 

Fındıkçıların eylemi...

Kamu emekçilerinin eylemleri...

Güneydoğuda’ ki olayların ivme kazanması...

Turizm kentlerimizde patlayan bombalar...

Yanan ve söndürülemeyen ormanlarımız...

Genelkurmay devir teslimi...

Cumhuriyet devrimlerine karşı yürütülen faaliyetler...

Ve “Lübnan Tezkeresi” ...

 

Memleketin tansiyonu iyice yükseldi.

Kıyamet ha koptu ha kopacak.

 

.....

 

Hükümet askerimizi Lübnan’a göndermekte kararlı. Herkes karşı ama hükümet kararlı

 

Cumhurbaşkanı, askerler, siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, halk...

 

Bu konuda kendileri dışında böylesine geniş bir mutakabat oluşmasına rağmen, hükümet kulaklarını tıkadı.

 

Bir umudumuz AKP içinden gelecek red oyları. Yoksa, doğru Ortadoğu bataklığına. Çık çıkabilirsen.

 

Ne için? Büyük devlet olabilmek için. Çok merak ediyorum, buna gerçekten de inanan var mı acaba?

 

 

......

 

Cumhuriyet gazetesinden bir haber:

 

“Muhalefetten hükümete çağrı:

-Lübnan’a kendi çocuklarınızı gönderin

 

Hayır. Kendi çocuklarını da göndermek isteseler yine ilk biz karşı çıkarız. Onların çocuğu da çocuk ve anne, baba olmak hiç kimseye çocuğunu ölüme göndermek hakkını vermiyor. Biz böyle düşünmeliyiz, bizi ayıran da bu şekilde düşünebilmektir...

 

.....

 

Ülkenin gündemi böylesine fırtınalı iken, meslek cephesinde neler oluyor...

 

Bu günlerde eczacının gündemi şu:

 

“Sessizlik”

 

Tık çıkmıyor.

 

1 Ocak 2007’ ye bir şey kalmadı... Tek kuruma ilaç hizmeti vereceğiz. Yeni sözleşme şartları ile.

 

Kurumlar dolu dizgin hazırlıklarını sürdürüyor. Bizim bir hazırlığımız var mı? Hazırlıktan vaz geçtik, ne olacağına ne yapacağımıza dair bir bilgimiz var mı?

 

Ne gezer...

 

6197 ne aşamada, ne oldu, sorun bitti mi, haberi olan bir zahmet bilgilendirsin.

 

.....

 

Aylardır adeta çırpınıyoruz, maddi temellerini ve gerekçelerini de ortaya koyarak diyoruz ki, gelin olağanüstü toplayalım şu genel kurulu, sonradan ağlamak fayda etmiyor.

 

İşin garip tarafı hiç kimse haksızsınız, diyemiyor. Ama kimse de harekete geçmiyor, parmağını oynatmıyor.

 

Çok merak ediyorum, niye?

 

Kendi meşru, yasal kurulunuzdan niye çekiniyorsunuz, neden korkuyorsunuz?

 

Sizi var eden demokrasinizden niye kaçıyorsunuz?

 

1 Ocak 2007 de ve sonrasında bir felaketle karşılaşınca, eczacının önüne çıkıp da,

“-Domaç yaptı, biz ne yapalım” diyecek ilgili ve yetkililer için yazımı hazırladım.

 

Artık kusura bakmayacaklar.

 

Kıyamet ha koptu ha kopacak.

 

İşin kötü tarafı göz göre göre...

 

.....

 

 

 

 

e-posta:ecz.hakan@superonline.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat