İktidarlar Giderek Daha Fazla Şiddetin İktidarı Oluyorlar…
Fındıkçılar öfkeli… Karadeniz sahil yolunu kesmiş, haklarını haykırıyorlar… On binlerce fındık üreticisi… Karadeniz’in her yerinden. Çünkü, fındık fiyatları masrafının bile altına düşürülmüş. Bu fiyatlarla üretici, masrafını bile kurtaramıyor. Fındıkçılar ekmeğinin derdinde… Karadeniz sahil yolu on saat boyunca kapalı kalıyor. Emniyet güçleri yolun daha erken açılmasını sağlayamadı.
Fındık üreticilerinin bu eylemi, Karadeniz’ de bir ilk olarak tarihe geçiyor.
Ve Sn. Başbakan en “haşin” görüntüsüyle kameralar karşısına geçiyor:
“-Talimatı bizzat ben verdim. Ne demek on saat boyunca yolun kapalı kalması. Bir emniyet müdürü düşünün , vali kendisine yolu açın diyor, ben diyorum, “-Kolaysa gelin, açın” diyor. Böyle şey olmaz. İki insan yolun kapalı olması yüzünden öldü. Emniyet müdürünün görevden alınması talimatını bizzat ben verdim.”
Sonradan Ordu valisi açıklama yapıyor:
“-Emniyet müdürümüzle nezaket sınırını aşan hiçbir konuşma olmadı”
İl Sağlık Müdürü de açıklama yapıyor:
“-O gün ilimizde iki ölüm oldu. Onlarda denizde boğulma”
Şimdi,
O olaylardan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ nin başbakanı çıkıp şöyle bir açıklama yapsaydı:
“-On binlerce fındık üreticisi ayağa kalkıp, sokaklara dökülmüşse önemli bir sorunları var, demektir. Yurttaşlarımız demokratik tepkilerini göstermiştir. Bir an önce hükümet olarak hatalarımızı gözden geçirip, sorunları tespit edip çözümü için çalışacağız”
Ne olurdu…
Sn. Başbakan küçülür müydü, puan mı kaybederdi, ne olurdu…
Üstelik, bundan sonra böyle bir olay olduğunda ilgili emniyet görevlileri can yakacak, hatta can alacak müdahalelerde bulunursa, bunun hesabını kim, nasıl verecek?
…..
Sn. Başbakan’ın sertliği herkesin malumu…
Acaba, Sn. Başbakan’ ın doğası mı böyle…Yoksa, bilerek mi yapıyor.
Toplum böyle bir başbakan mı istiyor. Öyle ya… Koca başbakan… Herhalde bir dizi danışmanı, yol göstereni vardır.
İnsanlarımız karşılarında, “delikanlı” bir başbakan mı, görmek istiyor…
…..
Toplumbilimcilerin de sürekli uyardığı gibi, “giderek daha da fazla bir şiddet toplumu” mu oluyoruz.
Öfke ve şiddet yaşamın her alanında yaygınlaşıyor.
Evde, sokakta, trafikte, sporda, toplumsal olaylarda…
TV lerin ana haber bültenlerinde, birbirlerini kesenler, biçenler, doğrayanlar, vuranlar, kıranlar…
Yalnızca ülkemiz değil, dünya bir şiddet arenasına dönüşmüş durumda. Her yerde savaşlar, terör…
İnsanoğlu adeta birbirini boğazlıyor…
…..
Özellikle, Amerikan sineması şiddet düşüncesini “aksiyon filmi” adı altında sevimlileştirerek bütün dünyaya yayıyor.
İnsanları yok etmenin türlü yolları neredeyse görsel bir şölen halinde sunuluyor.
Şiddet ve kıyım, önce beyinlerde yeşertilip, bir çok yol ve yöntemle haklılaştırılıp, sonra hayata geçiriliyor.
…..
Öfke ve şiddet duygusu, yönetenlerden, en güçlülerden başlayıp, dalga dalga toplumlara, bireylere yayılıyor.
İktidarlar giderek daha fazla şiddetin iktidarı oluyorlar…
…..
e-posta:ecz.hakan@superonline.com