İzliyorsunuzdur…
Yaygara yine basın aracılığı ile yaygın bir biçimde başlatıldı…
Haberler şöyle diyor:
“İlaçta savurganlık var. Bu savurganlık önlenmelidir. Hükümet haklı olarak yeni önlemler almaya hazırlanıyor”
Hep aynı taktik izleniyor…
Önce, haber bombardımanıyla ortam hazırlanıyor.
Sonra ardından dayatma şeklinde uygulamalar geliyor.
Şu sıralar hükümetin gündeminde bir defa daha ilaç giderlerini aşağı çekmek var. Yeni uygulamalar tasarlanıyor(Fiyat indirimi, küçük ambalaj uygulaması, yeni SUT değişikliği vb.).
***
Ülkemiz kişi başına yıllık 140 dolarlık  ilaç harcama rakamıyla batılı ülkelerin çok uzağında yer alıyor.
Yıllık kişi başı ilaç harcaması ABD’de 680 doları bulurken kişi başı ilaç harcamaları İngiltere’de 257, Fransa’da 378 ve Almanya’da 301 dolar düzeyinde gerçekleşiyor.
Konuya bu rakamlarla birlikte bakarsak Türkiye’ de ilaç savurganlığı var, denilebilir mi?
İnsanlarımızın sağlıklı yaşama hakkını “hakkıyla” kullanabilmesinin ön koşullarından biri gereken ilaca kolaylıkla ulaşabilmesi değil midir?
Konuya temel olarak bu düşünceden bakmamız gerekmiyor mu?
İnsanlarımızın düşünceleri “ilaçta israf ve soygun var” çığlıklarıyla adeta terörize ediliyor.
Halkın ilaca rahatlıkla ulaşmasının önüne türlü yöntemlerle engeller koyuyorlar bir de bunu meşru zemine oturtmaya çalışıyorlar.
Hiç böyle şey olur mu?
***
Hükümetin öngörü ve uygulamalarına “toptan” olarak baktığımızda ortaya şu sonuç çıkıyor; devlet, yük olarak gördüğü sağlık ve ilaç giderlerinden olabildiğince kurtulmaya çalışıyor.
İşte, ilaca erişimi olabildiğince- örtülü bir biçimde- engellemek te bu düşüncenin ve politikaların bir parçası.
Şu “global bütçe” denilen saçmalığa bakın…
“Ben ilaca bu kadar para ayırdım, bu bütçeyi aşamayız…” da ne demek?..
“Paran kadar hastalan, paran kadar ilaç kullan…” demek değil de nedir bu?
***
“İlaçta israf var” deniliyor.
AB ülkeleri rakamlarını bir yana bırakalım...
Ama diğer yandan her gün, eczanelerimizde, türlü engeller yüzünden ilacını alamayan yurttaşlarımızla karşılaşmıyor muyuz?
Bu duruma ne diyeceğiz?
Hepimiz mevzuat bilinemezliği ve kaosu nedeniyle, var olan değişik engellemeler yüzünden, paramızı alamayız endişesiyle, kimi önemli hastalıklarda bile hastaların reçetelerini karşılamaya çekinmiyor muyuz?
***
Yabancı ilaç tekellerinin tüketimi arttırmaya dönük uygulamalarıyla eş düşünce durumuna düşmeyelim diye yurttaşlarımızın ilaca erişim hakkını savunmayacak mıyız?
Susacak mıyız?
Üstelik memleketin ilacını yabancı ilaç tekellerinin insafına terk eden de bu hükümet değil mi?
***
Önümüzdeki dönemde eczacıların temel seslenişlerinden biri “ilaca erişimin önüne yeni engellerin konulması değil, tam tersi ilacın önünde var olan engellerin kaldırılması” olmalıdır.
Her ne olursa olsun, kim ne derse desin, insanlarımızın hakkıyla ilaca erişimini savunmak biz eczacıların öncelikli görevidir.
 
 İLETİŞİM
0533 218 16 80
Fax: 0216 574 72 69


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat