10. Türkiye Eczacılık Kongresi 30.09.2010- Perşembe günü başladı. 4 gün sürdü ve bitti.
Kongreye katılamadım.
Yaşananları katılanlardan dinledim, basından okudum.
Her şeyden önce içerik zengin ve doluydu.
Bu nedenden ötürü düzenleyenleri kutluyorum.
***
Kongrenin açılış töreninde, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer de konuşmuş.
Her iki bakan da katılımcılar tarafından coşkuyla alkışlanmışlar.
Bizimle ilgili ne demiş sayın bakanlar?
Özet ve genel olarak, hükümetin ilaç ve eczacılık politikalarını anlatarak savunmuşlar.
Bu politikaların oturmakta olduğunu söyleyerek uygulamalara sahip çıkmışlar.
Herkesin mevcut duruma uygulanan politikalara uyum göstermesi gerektiğini duyurmuşlar.
Sayın Sağlık Bakanı “ilacı eczacı satacak” demiş ve uzun uzun avuçlar patlayıncaya kadar alkış almış.
Hiç kimsenin aklına kısa bir süre önce aynı hükümetin başbakanının söylediği sözler gelmemiş…
“İlacı artık büyük marketlerde sattıracağız. Hazırlığını yapıyoruz…İşinize gelirse…” dediği…
Yerli yabancı büyük sermayenin ciddi ciddi ilaç satma hazırlıkları bilinmezden gelinmiş.
Gıda Destek Ürünü adı altında, sürekli yükselen bir grafikle, büyüyen bir pazarla vitamin vb. gibi ilaç gruplarının eczane dışı satışları sanki silinivermiş.
Hastane eczanelerinin yaptığı hukuksuz kimi ilaç satışları yok oluvermiş.
Ya benzin istasyonlarında, gıda toptancılarında, büyük marketlerde, Tahtakale’ de, Rami’ de herkesin gözü önünde yapılan yasa dışı ilaç satışları?
Grip aşılarını kimler satıyor ve uyguluyor? Gözler önünde değil mi?
***
Sayın Çalışma Bakanı e- rapor ve e- reçete konusunda, bu uygulamaların yolsuzlukları nasıl engelleyeceğini anlatırken şöyle demiş:
“ Bundan sonra, hatalarda, eczacılar kendi sorumluluklarının dışında değil, kendi sorumluluk alanı içinde cezalandırılacaklar!”
Salonda bir alkış tufanı kopmuş yine.
Yani?..
“Şimdiye kadar haksız cezalar alıyordunuz, bundan böyle haklı cezalar alacaksınız” demeye getirmiş…
Nereden okursan oku; ört ki ölem.
Alkışlar… Alkışlar…
Alkışlayanlar kim?
Benim sevgili meslektaşlarım.
Neyi alkışlıyorsunuz?
Farkında mısınız?
***
Kongreye katılan arkadaşlarımdan biri şunu söyledi:
“ Bu tabloyu gördükten sonra, bize ne yapsalar haklılar diye düşündüm”
Başka ne söylenebilir?
***
Bu sabah İstanbul’ da muhteşem bir sonbahar sabahı vardı.
Erken vakitte yürüyüşe çıktım.
Güneş, ısıtsam mı, ısıtmasam mı kararsızlığındaydı.
Islak toprak kokusunu içime çektim. Doya doya… Kana kana…
Sokak köpeklerini, kedilerini sevdim.
Fırından sıcak ekmek aldım.
Ağaçların yaprakları Van Gogh sarısına dönmüş.
Hiç görmemiş gibi uzun uzun, ağaçları, son günlerini yaşayan çiçekleri seyrettim. Yapraklarına dokundum. Kokladım.
Doğa bir defa daha katıksız bir hüzne bürünmüş.
Bu sabah uzunca bir süre yürüdüm.
Çekip çıkartarak, hüznün içinden kendime “yaşam” aldım.
“Her şeye rağmen…” dedim kendi kendime…
Bir defa daha “inadına” dedim.
İLETİŞİM
0533 218 16 80
Fax: 0216 574 72 69