Halk Düşmanlarının, Teslimiyetçilerin, İşbirlikçilerin, Hainlerin Tarih Yazdığı Nerede Görülmüş...

Ecz. Hakan Gençosmanoğlu

 

Ülke yine toz duman. Bir defa daha demokrasinin nimetlerinden yararlanıp iktidar erkini ele geçirmiş olanların dayatmalarıyla karşı karşıyayız.

Seçimle işbaşına gelenlerin kendi çıkarları doğrultusunda nasıl da demokratik kuralların ve anlayışların üzerinde tepindiğine tanık oluyoruz.

Sıkışınca demokrasiyi dillerinden düşürmeyenleri en son 1 Mayıs da gördük.

Bu nasıl bir zulümdür, bu nasıl bir saldırıdır... Her şeyi bir yana koyduk, bu nasıl bir vicdandır... 30 yıl önce ölen arkadaşları için, öldükleri yere kırmızı karanfiller bırakıp, saygı duruşunda bulunmak isteyen insanlara karşı bu ne öfkedir, bu ne hınçtır.

Müdahale edilen buysa, bunun neresi demokrasi ?

Hadi bakalım demokrasi savunucuları ... Görelim neredesiniz...

Diliniz varmıyorsa, yüreğiniz yetmiyorsa, cüzdanınız engel oluyorsa, biz söyleyelim ; bunun adı faşizmdir.

Aynı iktidar anlayışı İstanbul' da neredeyse tüm mezarları ve mezarlıkları lalelerle donatıyor. Neden ?... Seçimler yaklaştı. O ölülerin yakınları onlara oy versin diye. Üstelik bunu bizlerin, herkesin parasıyla yapıyorlar. Bu nasıl bir "duygusal" sömürüdür. Ve hangi demokrasi anlayışı ile bağdaşır.

Her konuda acımasız bir dayatma ve ülkeyi bir baştan diğer başa ele geçirme anlayışının ve her türlü yöntemi uygulamanın nesi demokrasi?...

Toplumu bizden ve bizden olmayanlar diye parçalamanın nesi demokrasi...

Kendinden olmayan herkesin ve her kurumun üzerinde her türden acımasız bir baskı uyguluyorlar.

En başta da emeğin üzerinde... Türkiye, emekçilere, çalışanlara, köylülere bu denli saldıran bir iktidar görmedi.

Savunun, utanmadan, sıkılmadan... Dolaylı... Dolaysız... Kimi zaman açık... Kimi zaman gizli... Üstelik bazıları "sol" adına... "Emek" adına... Sahtekarca... Emperyalizmle kol kola... 

TV kanallarında anlı şanlı kalemlerin demokrasi söylevlerini izliyoruz.

Satılmışlığın, utanmazlığın bu kadarı olmaz artık. Biz, izlerken onlar adına utanıyoruz, onlar utanmıyorlar. Basının bir kısmı tam bir sömürge basını gibi... Tarihin yazacaklarından da utanmıyorlar. Çocuklarından utanmıyorlar.

Ya kendi siyasi görüş ve çıkarları için ya da yüreği yetmediği için konuşamayanlara ne demeli...

Bir de konuşuyormuş gibi yapanlar var.

Onlar hepten acınacak durumda.

***

Şu yaşadıklarımıza bakın. Eczanelerimizi göz göre göre batırıyorlar.

Her anlamda haklarımızın üzerinde tepiniyorlar.

Tarihin en büyük meslek mitingini gerçekleştiriyoruz, umurlarında olmuyor. Umurunda olmayı bırakın, dalga geçiyorlar.

Bu mu demokrasi ...

***

Halk düşmanlarının, teslimiyetçilerin, işbirlikçilerin, hainlerin, tarih yazdığı nerede görülmüş...

Tarihi yazanlar belli...

Söylemeye gerek var mı?

 

ECZACININ SESİ

www.eczacininsesi.com

iletişim :

e-posta : ecz.hakan@superonline.com

faks : 0216 574 72 69



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat