Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana…

 

 

Atılan her bomba, her füze insan yanımızdan, yüreğimizden, onurumuzdan bir parçayı alıp götürüyor. Biz, o anda görmesek de, patlayan bombaların, atılan füzelerin korkunç ışıltılarının altında insanlar yaralanıyor, ölüyor…

 

Anneler, babalar çocuklarını, sevgililer sevdiklerini yitiriyorlar.

 

Bu zulüm kime?

 

Hepimize…

 

İçtiğimiz su, yediğimiz ekmek, sıcak döşeklerimiz kana bulanıyor…

 

Çocuklarımızın sorularını yanıtlayamıyoruz.

 

“-Ne için?”

 

Irak’tan yükselen acı çığlıkları…

 

Oysa, ABD ve İngiltere borsalarından sevinç çığlıkları yükseliyor.

 

TV de ki bir yorumcu şöyle diyor:

 

“-Hiçbir ekonomik, politik, jeopolitik çözümleme beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren, insanlar acı çekiyor, ölüyor. Beni ilgilendiren bu.”

Ne kadar insanca.

 

Televizyonlardan izliyoruz; akıllı bombalar, füzeler, tanklar, savaş uçakları…

İnsanoğlu kafasını, emeğini, üretimini nelere harcamış.

Ne acı…

 

Savaşa, silahlanmaya karşı çıkmak her şeyin, her türlü ideolojik irdelemenin ötesinde bir şey. İnsan olmanın ön koşulu.

 

Bedduanın güzeli olur mu?

Oluyor işte!

 

Bakın, Yaşar Kemal’in “Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana” adlı romanında roman kahramanlarından biri nasıl beddua ediyor:

 

“-Aaah, savaş, seni icat eden görmesin cennet. Şu yeryüzünde canlı koymadı kırdı geçirdi. Gökteki kuşu, yerdeki börtü böceği, sudaki balığı…”

 

Bu da Desidarus Erasmus’tan:

 

“-Halkın büyük çoğunluğu savaştan nefret ediyor ve barış istiyor. Yalnızca küçük bir azınlık, lanet olası mutlulukları her zaman halkın talihsizliğiyle bağlantılı olan küçük bir azınlık savaşı temenni ediyor. Bu azınlığın insan dışılığının tüm iyi insanların iradesinden üstün tutulması haklı bir şey midir yoksa tamamen haksız mı, bunu değerlendirmek size düşer. Şimdiye kadar görmüş olduğunuz gibi , antlaşmalarla hiçbir şey kurulamadı, zorla ya da intikam duygusuyla hiçbir şey elde edilemedi. Ölümcül tehlike karşısında, siz, en iyisi tatlılığın, iyilikseverliğin ne yapabileceğini düşünün. Savaş savaşı getirir, intikam intikamı doğurur.”

 

….

 

Not—Yukarıda ki yazım daha önce,  05.04.2003 tarihinde İstanbul Eczacı Odası web sayfasında yayınlanmıştır.

 

…..

 

e-posta:ecz.hakan@superonline.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat