“Kamuyu koruyoruz” gibi son derece kabul edilir, hak verilir, savunulur bir gerekçe ile dahi olsa eczacının üzerinde tepinemezsiniz.
Çökmüş, zarar vermiş bir uygulamanın sorumluları gizlenemez.
Sorumluluklarından sıyrılamaz.
Buna hakkınız yok!
 
Artık bu hak hukuk dinlememekten filan çıktı…
Bunun adı ayaklar altında çiğnemektir…
***
Sistem çalışmıyor, deliriyoruz…
Açıklama geliyor; “çalışıyor, bakın, şu kadar reçete girilmiş”
İyi de o reçeteler nasıl girilmiş?..
Eczanelerde sabahlayarak.
Haberiniz yok mu?
Bu bilinmiyor mu?
Biliniyor.
***
E- rapor?
Aile Hekimliği?
Uygulamalarda bir çok soru işareti var.
Bir dizi eksiklik…
Neyin ne olacağı belli değil…
Saç baş yol dur.
***
Bütün bunlarla uğraşırken…
Yetmiyor!
Cumartesi günü, akşam saat 17: 00.
Bir genelge açıklanıyor; G2D’ li ürünlerin üzerindeki fiyat kupürünü, barkodunu, karekodunu keseceksiniz.
Ne zaman?
“7 saat sonra, bu geceyarısı başlayın”
İstanbul Eczacı Odası, nöbetçiler için gece 22: 18 de web sitesine duyuru koyuyor, 22: 47 de SMS atıyor:”uygulama bu geceyarısı 24: 00 de başlıyor, kutuların her bir tarafını kesin” diye…
Uygulamanın başlamasına 1- 2 saat kala…
Uygulamanın içeriği bir yana…
Böyle yöntem olur mu?
Böyle iş olur mu?
***
Amaca bakalım…
Bunu niye yapıyorlar?
Ortalık yapıştırma karekoddan geçilmiyor da ondan.
Karekodlar ortalıkta geziyor da ondan.
Uyduruk karekodlar devlete fatura ediliyor da ondan.
İlaç sanayicileri yaptıkları hiçbir şeyi düzgün yapmıyorlar da ondan.
İlaç sanayicileri zaten sakat olan, saçma olan bu uygulamayı da gözlerine soktular da ondan.
Sayıları belirsiz baskı karekodları piyasaya saldılar da ondan.
Saçmasapan bir uygulamayı başlattığı yetmedi…
Devlet, denetlemesi kontrol altında tutması gereken uygulamayı yalnızca seyretti de ondan.
Hiçbir uyarıya aldırmadı da ondan.
Sabah aklına geldi, akşam uyguladı da ondan.
***
Peki…
Biz, bunun böyle olacağını, kamunun zarara uğratılma olasılığının son derece yüksek olduğunu bağıra çağıra söylemedik mi?
“Bu yapıştırma karekod işini çıkartmayın, yolsuzluklara açık davetiye çıkartıyorsunuz, bırakın mevcutlar olduğu gibi kalsın” demedik mi?
Israrla söylemedik mi?
Hatta neredeyse yalvarmadık mı?
Siz, dolandırıcılara, üçkağıtçılara açık açık davetiye çıkartmadınız mı?
Böy- le   o- la- ca-ğı   bel- li   de- ğil- miy- di?
Bunu görmemek mümkün müydü?
***
Olmadı!
Yine çuvalladılar.
Yolsuzluğunu yapan yaptı, hem de göstere göstere…
Yapan yaptığıyla kaldı.
Fatura yine bize çıktı.
Sonuç?
Dön başa…
Şurayı kes, burayı kes!
***
Ortalıkta üçkağıtçılar, dolandırıcılar var, diye…
Siz de bunlara açık davetiye çıkarttınız, diye…
Uyduruk karekodları denetimsiz kontrolsüz piyasaya saldınız, diye…
Bizim suçumuz ne?
Suçu engellemek adına, suçsuz, mesleğini yapan insanları cezalandırmak, mesleğini yapamaz hale getirmek, eziyete tabi tutmak hangi anlayışın eseridir?
“Kamuyu koruyoruz” gibi son derece kabul edilir, savunulur, hak verilir bir gerekçe ile dahi olsa eczacının üzerinde tepinemezsiniz.
Çökmüş, zarar vermiş bir uygulamanın sorumluları gizlenemez.
Sorumluluklarından sıyrılamaz.
Buna hakkınız yok!
***
Hastalara ne diyeceğiz şimdi?
“Yeniden kesmeye başladık” mı?
SGK kontrolörlerine de yazık.
Onların da iş yükü bir kat arttı.
***
Bu genelge geri çektirilmeli…
Yanlış uygulamaların faturası eczacıya çıkartılamaz! Çıkartılmamalı!
Olmadı…
G2D’ li ürünler iade ettirilmeli.
***
Diğer yandan…
Bütün bunlar olurken…
TEB ve Eczacı Odaları bölgelerarası toplantı için Adana’ daydılar…
Bir aradaydılar…
Ve genelgeyi duyurmaktan başka hiçbir tepki vermediler…
Bakalım pazartesi günü ne diyecekler.
 
İLETİŞİM
0533 218 16 80
Fax: 0216 574 72 69


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat