Elektronik Sözleşme Ne Anlama Geliyor?...

 

Bugün (11.03.2008), SGK, reçete provizyon sistemine bir mesaj iletti :

 

"SENELERCE ÇEŞİTLİ SIKINTILARA GİREREK,KM.LERCE YOL KAT EDİP SÖZLEŞMELERİNİ YAPMAK İÇİN ZAHMETLERE 
GİREN, KURUMUMUZLA SÖZLEŞME YAPMIŞ ECZACILAR BUNDAN SONRA ECZANELERİNDE ELEKTRONİK ORTAMDA HİÇBİR   
ÜCRET ÖDEMEDEN 2008 YILI SÖZLEŞMELERİNİ YENİLEYEBİLMELERİ İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ SON AŞAMAYA GELMİŞTİR."

 

Yani?...

 

Şu demek oluyor :

 

“- Hazırlıklarım bitmek üzere. Bundan böyle eczane sözleşmelerini eczacı örgütlerini aradan çıkartarak, ben, bire bir yapacağım”

 

Peki, bu uygulama ne sonuç doğuracak?...

 

1)    TEB ve eczacı odalarının sözleşme üzerindeki müdahilliği “yapılabildiğince” ortadan kaldırılmaya çalışılacak.

 

2)    TEB ve eczacı odaları “parasız” kalacak.

 

***  

 

Kurum sözleşmeleri, TEB ve eczacı odalarının birincil ekonomik gelirleridir.

 

Üyenin, yani eczacının, eczacı odasına aidat vermesinin “fiili” nedeni de kurum sözleşmeleridir.

 

Aidatınızı yatırmazsanız, eczacı odasından sözleşme alamazsınız, dolayısı ile kurumla da sözleşme yapamazsınız.

 

Bir örgütü etkinsizleştirmenin en etkin yolu onu parasız bırakmaktır.

 

İşte, uygulama bu sonucu doğuracaktır.

 

İnanın, SGK yöneticileri, bunun böyle olacağını bizlerden çok daha iyi biliyorlar.

 

***   

 

Adımdan emin olduğum kadar eminim ki, şu sıralarda tüm eczacı örgütleri yöneticileri, deyim yerindeyse “tutuşmuş” vaziyettedirler…

 

SGK, bu uygulamayı gerçekleştirecek mi?...

 

Yoksa, mesajda ki, “çalışmalarımız son aşamaya gelmiştir” ifadesi bir “açık kapıya” mı vurgu yapıyor?...

 

Öyle ya, çalışmalar bitirilemeyebilir…

 

Bu da herkesin anlayışla karşılayabileceği bir durumdur.

 

Ne dersiniz?...

 

Biraz açalım; kibarca “kırk katır mı? kırk satır mı?” deniyor, olmasın…

 

***  

 

Bu durumda yapılması gereken ne?...

 

Bu defa hiç zahmete girmeyeceğim…

 

Nasılsa dinleyen yok… 

 

Göz göre göre, dil diye diye, öyle ya da böyle, bir “yok oluş”a doğru sürükleniyoruz.

 

Bir süre sonra, geri dönüp baktığımızda, herkes şunu söyleyecek;

 

“- Ne kolay teslim olmuşuz…”

 

Yazık, değil mi?... 

 

Sanıyor musunuz, birileri sizin için bir şeyler yapacak?...

 

Hayır, yapmayacak…

 

Sizin için ancak, siz bir şeyler yapabilirsiniz…

 

----------------------------------------------------------------------------

 

Yazıya Sonradan Zorunlu Ekleme ve Açıklama…

 

Bana yansıdığı kadarı ile yukarıda ki yazım oldukça fazla tepki aldı. Bu nedenle aşağıda ki eklemeyi kendimce zorunlu gördüm:

 

1)  Ne TEB’in ne de Eczacı Odaları’nın yüksek fiyatlı sözleşme satmasını savunmuyor ve onaylamıyorum. Yalnızca konuya ilişkin tespit ve görüşlerimi paylaştım.

 

2)  İşbaşındaki yönetimleri savunmak başka bir şeydir, kurumsal olarak meslek örgütlerimizi savunmak başka bir şeydir. Meslek örgütlerimizi ve kurumsal varlıklarını, devamlılıklarını elbette savunuyorum. Savunmaya da devam edeceğim.

 

3)  İşbaşındaki yönetimlerin bu muameleye layık olup olmadıklarını meslektaşlarımın takdirlerine bırakıyorum.

 

4)  Eczacılık mesleğinin, hepimizin önü çok karanlık. Bunu defalarca yazdık, söyledik. Bu biliniyor. Acil olarak bir şeyler yapılması gerektiğini hepimiz tespit ediyoruz. Bunun için de bir ve beraber olmalıyız. Başka yolu yok…

 

Ve buradan kendi odama, İstanbul Eczacı Odası’na AÇIK ÇAĞRI YAPIYORUM ;

 

Bir an önce, hemen, hızla, üyenize dönmelisiniz…

 

İstanbul genelinde büyük bir toplantı yaparak meslektaşlarınıza “ – NE YAPMALI ? “ sorusunu sorup, onların görüşünü almalısınız.

 

Görüşünü, düşüncesini, tepkisini ileten herkese teşekkür ediyorum. (H.G)

 

 

 

www.eczacininsesi.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat