"Eczacılar Beklerken..."

Samuel Beckett'in ünlü oyunudur, "Godot'yu Beklerken..."

İki insan herhangi bir yerde Godot' yu beklemektedirler.

Godot' nun kim ve ne olduğu ise hiç belli değildir.Üstelik, Godot' nun gelse de ne yapacağı da belirsizdir. Yalnızca beklenmektedir.

Godot'yu bekleyenler varlıklarını sürdürebilmek ve zaman geçirebilmek için sürekli anlamsız bir şeyler yapmakta ve konuşmaktadırlar. Bekleyiş uzun sürer...

Godot asla gelmez...

Oyun, günümüzde bir klasik sayılmaktadır.

Öyle ki, adı artık deyimleşmiştir.

Anlamsız, umutsuz bekleyişleri tanımlamak için kullanılır: "Godot'yu Beklerken"

***

Bugün, ardı ardına yediği ekonomik hak gaspları sonucu, eczane ekonomileri çökmüş durumda.

Koyun bunu bir yana...

Bakın, bizden "AB müktesabatına uyum" adı altında neler istiyorlar:

"Eczane açılması ve yönetimi üzerindeki kısıtlamaları kaldıracaksınız"

"Eczanede eczacı mülkiyetine son vereceksiniz"

"T.C. vatandaşı olmayanların da eczane açmasına izin vereceksiniz"

"Birden fazla eczane sahipliği sınırlamasına son vereceksiniz"

"Eczane açımıyla ilgili ruhsatlandırma işlemlerini kaldıracaksınız"

"OTC' ye izin vereceksiniz"

"İlaçta reklam serbestisini getireceksiniz"

Ve, bunlar çok uzak günler değil...

***

Sanki, Beckett " Godot' yu Beklerken" i 55 yıl önce bizim için yazmış...

Ülkemiz eczacıları için...

Godot' yu Bekliyoruz...

Hem de ne bekleme...

Herhalde insanlık tarihinde Godot, hiç böyle beklenmemiştir.

Neredeyse deyim değişecek, aynı anlamı anlatabilmek için, "eczacılar beklerken" denilecek...

Hiç boşuna Godot' yu beklemeyin...

Asla gelmeyecek...

Diyelim ki, geldi...

Yapacağı bir şey yok...

***

Boş yere birilerini, bir şeyleri, beklemeyin...

"Siz varsınız..."

Bir şeyler yapacak olan da "sizsiniz..."



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat