Diyarbakır, Diyarbakır Olalı...

Ecz.Hakan Gençosmanoğlu

 

TEB 3. Bölgelerarası Toplantısı 1/2 Haziran tarihlerinde Diyarbakır ' da yapıldı... Biz de oradaydık.

Diyarbakır toplantısında korktuğumuz başımıza geldi ve toplantı, Domaç'ın milletvekili adaylığına kilitlendi.

Bunca sorun içinde... Bunca bekleyen görev içinde... 

***

Öncelikle... Konuk ağırlanırsa bu kadar ağırlanır... Konuk sayılırsa bu kadar sayılır... Daha ötesi olmaz...

Diyarbakır Eczacı Odası Başkanı ve yöneticilerine, Diyarbakırlı meslektaşlarıma, arkadaşlarıma, dostlarıma yürekten teşekkürler...

Sağolsunlar, iyi ki varlar... Buradan, bir defa daha, selam, saygı, sevgi gönderiyorum...

Aynı Hava

Diyarbakır' a ayak bastığımız andan itibaren, duyduğumuz ve söyleşi konusu olan tek soru "Domaç ne yapacak?" sorusuydu.

Hiç kimse bilmiyordu... Domaç'a yakın olduğunu bildiğimiz isimlere sorduk, onlar da bilmiyordu. Samimiydiler, inandırıcıydılar.Ne yapacağını yalnızca "o" biliyordu, yani "lider"...

Herkes ona bakıyor, ondan açıklama bekliyordu.

Bu durum bana, bir süre önce yaşanılan Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarını hatırlattı. Aday kim olacaktı?... Kimse bilmiyordu ve herkes "ona" yani lidere bakıyordu. Lider de şöyle diyordu ; "-Verdim ellerine bir çelik çomak oynuyorlar". Şimdi, bizimki de aynı hesaptı. Ne yapacağına dair iddiaya girenler bile vardı. Ama "o" ser veriyordu sır vermiyordu.

İlk Defa

Toplantı açıldı... Mehmet Domaç yoktu... Domaç'lı dönemde ilk defa TEB' in toplantısını bir başkası, 2.Başkan Ecz. Ekrem Eşkinat açtı. Çünkü, Domaç Ankara'da AKP rozeti takıyordu.

Herkes biraz şaşkındı... Adeta tam da ne yapacağını bilemiyordu. Yıllardır her şey, öylesine "lidere" endekslenmişti ki, onun yokluğu şaşırtıcıydı.

Birinci gün yapılan sunumlar son derece ilgisiz bir havada geçti. Aile Hekimliği Uygulamaları, Reçetelerin Örnekleme Yöntemi İle Kontrolü, TEB Çalışmalarının Dönemsel Sunumu hak ettikleri ilgiyi göremediler.

Akşam, yemeğe geçildi. Mehmet Domaç, Ankara' dan gelmişti ve sessiz sedasız masasına geçti.

***                

Bir ara yemekte Sabih Tekin Çağlar'la sohbet edebildik. Takıldım :

"-Ne diyorsun muhalefet kanadı" dedim.

Güldü... Aksanını tam karadenizlileştirerek :"-Fırtuna öncesi sessuzluk" dedi ve devam etti :

"- Yazılarını okudum. Benzeşen şeyler düşünüyoruz. Hepimiz, herkes aynı tespiti yapıyor. Meslekte yangın var. İnan, elimizden gelen ne varsa yapıyoruz. Merkez Heyeti' nin içinde de dışında da... Domaç artık gidiyor. Önümüzde ki dönemi iyi değerlendirmeliyiz. Öncelikle anlayışta... Güçlü bir program ve inanmışlıkla belki de yeniden bir yola çıkış şart. Her şeyden önemlisi lider anlayışından sıyrılıp ekip çalışmasını temel almalıyız. Bu fırtınaya başka bir şekilde göğüs gerip, önümüzü açamayız. Bunu artık görmeliyiz.Önümüzde acımasız bir mücadele dönemi var. Önyargılarımızdan sıyrılıp bu meslek için çalışanlarla birleşmeliyiz. Herkesin yapacak bir şeyi var ve eczacılığın o işlere ihtiyacı var. Bu örgüt güçlüdür...Toparlayacaktır..."

"-Yarın konuşacak mısın?" dedim.

"-Elbette, bu noktada düşüncelerimizi aktarmak bir görev" dedi.

İkinci Gün

İkinci gün oda başkanlarının ve sözcülerinin konuşacağı gündü.

Konuşmalar sakin bir havada başladı...

Türk Eczacıları Birliği tarihinde bir kırılma noktası yaşanıyordu.

Genel olarak tespitler aynıydı. "Acil bir şeyler yapılmalıydı, meslek çok kötü günler yaşıyordu ve gelecek karanlıktı... Domaç örgütün önünü açmalıydı"

TEB Başkanı'na yönelik çok sert eleştiriler yapıldı...

Tüm konuşmalar boyunca Mehmet Domaç, sakin ve tepkisizdi öylece dinledi ve izledi.

Akılda Çok Net Kalanlar

TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Çağatay Çakar şöyle dedi ;

"- Sn.Domaç, bu iktidar döneminde sağlıkta bir devrim yaşandığını söylüyor. Doğrudur kendi açılarından bu bir devrimdir. Görüldüğü gibi Sn.Domaç devrimcilikten vaz geçmemiştir. Biliyorsunuz her devrimin kahramanları vardır. O da bu devrimin kahramanıdır. Ancak her devrimin şehitleri de vardır. Sizler ve bu salonda bulunamayan eczacılar da bu devrimin şehitleridir"

Bursa Eczacı Odası Delegesi Ecz. Nejat Vardar :

"-Bizi ezen politikalar AKP tarafından uygulanan politikalardır. Biz de buna karşı adeta savaş veriyoruz. Ancak gerçek şudur ki ; bizim ordunun baş komutanı ordusunu bırakıp karşı orduya asker olmuştur"

Aydın Eczacı Odası Başkanı konuşmasında "-Mehmet Domaç'ın mecliste eczacılar için çok yararlı işler yapacağına inanıyorum" demesiyle birlikte salonda "yuh" sesleri duyuldu.

Ecz. Sabih Tekin Çağlar, konuşmasında demokrasiye bağlılığa ve Cumhuriyet Devrimlerine sahipliğe vurgu yaptı. Uygulanan TEB politikalarında Merkez Heyetin dışlandığını söyleyen Çağlar, Merkez Heyetinde tek adam çalışması olduğu düşüncesini örnekleriyle aktardı. Konuşmasının sonunda herkesi ilkeli bir program etrafında katkı koymaya davet etti.

Domaç Kürsüde

Tüm konuşmaları son derece sakin ve tepkisiz dinleyen Domaç, kürsüye de o sakinlikle çıktı.

Önce kendi başkanlığında Türk Eczacıları Birliği' nin ve Eczacı Odaları'nın ne denli güçlü bir gelişme kaydettiğini anlatan Domaç, yapılan tüm eleştirileri kişisel bulduğunu ve yanıtlamayacağını söyledi.

"-Size bir daha bu kürsüden Başkanınız olarak hitap etmeyebilirim" dedi ve son derece duygusal öğütlerde bulundu.

Konuşmasının sonunda da iyice duygusallaştı ve "-Hoşçakalın" dedi.

Kürsüden indiğinde herkes birbirine baktı ve o soruyu sordu :

"-Ne oldu, bıraktı mı?"

Yanımda ki bir oda başkanı döndü ve :

"-Ne yani, bulmaca mı çözeceğiz şimdi?" dedi.

Ben de dedim ki;

"-Son derece açık. Domaç işi zamana yaydı. Bunda anlamayacak ne var...O hala Türk Eczacıları Birliği Başkanı"

Ve Diyarbakır Toplantısı bitti, tarihe de böyle geçti.

Yorum sizin...

Ancak şu kadarını söylemek istiyorum... Hani şu meşhur sözü Diyarbakır'a uyarlarsak :

"Diyarbakır, Diyarbakır olalı böyle zulüm görmemiştir"

ECZACININ SESİ

www.eczacininsesi.com

iletişim :

e-posta : ecz.hakan@superonline.com

faks : 0216 574 72 69



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat