Direnin!..
Bir yazıda gördüm...
Şöyle:
"TEB YOKSA BİZ DE YOKUZ"
Bence ters olmuş...
Eğer, bu bir varlık, yokluk meselesiyse...
Şöyle olmalıydı:
"eczacılar yoksa, TEB' de yoktur"
Bu köşenin okurları, meslek örgütlerine, örgütlenmeye ne denli önem verdiğimizi bilirler...
Onlara nasıl sıkı sıkıya sahip çıktığımızı...
Demokrasinin, hak savaşımının örgütler olmadan olamayacağını kaç kez yazdım, kim bilir?..
Ancak...
Evet, ancak;
Örgütleri anlamlarından kopartıp, onlara bir çeşit tanrısal yük yükleyip, "her ne olursa olsun yaşatmalıyız" düşüncesiyle adeta bir mit haline getirirseniz...
Onların varlık gerekçelerini unutursanız...
Altını, üstünü, yanını, yöresini boşaltırsanız...
Üye ile örgütün içerik bağını kopartırsanız...
Bir tür "büyülü" yapı gibi davranırsanız...
Varacağınız sonuç, yalnız ve yalnız, sırtınızda taşımak zorunda olacağınız bir yönetici eliti, yönetici sınıfıdır...
Amacını yalnızca "var olmasında" bulan bir bürokratlar topluluğu...
Üstelik; kendine doğa üstü güçler vehmeden...
Örgütler, yüklendikleri yükü taşıyabiliyorlarsa, kendisini "var" edenleri bayrak bayrak savunabiliyorlarsa, ileri taşıyabiliyorlarsa, örgüttürler...
Bilmem, anlatabildim mi?..
***
Bir söz verdik...
O sözü tutmaya devam ediyoruz...
Sizin için yapılan, söylenen, konuşulan her şeyi biliyorsunuz...
"Kapalı kapılar ardında..." yok...
Kapıları açtık...
Kendimizi hiç sakınmadık, ortaya koyduk...
Şimdi, tam da bu noktada, herkese bir daha söylüyoruz:
" - 21 Aralık' ta ki görkeme, coşkuya yaraşır davranın..."
"- Direnin!.."