Dermokozmetikler Meselesi...
24 Mart 2008 tarihli, “Malumun İlanı...” ( O yazı Gündemden Notlar arşivinde duruyor) başlıklı yazımın yayımlanmasının hemen ardından, saatlerimi telefon başında ve özel söyleşilerde “Dermokozmetik” ürünlere ilişkin görüşlerimi aktarabilmeye çalışarak geçirdim.
Galiba,yazdığım yazıyla, kimi meslektaşlarımda yanlış bir algı oluşturdum.
Kırılanlar, gücenenler, eleştirenlerle birlikte, “doğru söylüyorsun” diyenler çoğunluktaydı..
Konuya ilişkin düşüncelerimi açıklıkla alt alta sıralayayım ;
1) Genel olarak ne dermokozmetiklere ne de bu ürünlerin eczaneden sunulmasına bir karşıtlığım yok. Bu konuda yapılan çalışmalara da.
2) Eczacılık Mesleğinin temel yaklaşımı ticari olmaktan çok, mesleki , toplumsal olmalıdır.
3) Eczacının vazgeçilemez, temel görevi, sorumluluğu, önceliği ilaç ve eczacılık sunumudur.
4) Dermokozmetik ürünler, tüketiciye eczanede, eczacı eli ile ya da denetiminde sunulmalıdır. Çünkü; bu ürünler, bedensel bakım, onarım ya da estetik amaçla kullanılan, insan vücudu üzerinde istenmeyen yan etkiler de oluşturabilen ürünlerdir.
5) Dermokozmetik Ürünler son yıllarda yoğunlaşmış, aslında eczacının da yeni tanımakta olduğu ürünler ve çok özellikli bir alandır. Bu nedenle, eczacı meslek örgütleri konuya ilişkin meslektaşlarını eğitmelidir.
Bu eğitimler, bilimsel temellerde, bilimsel referansları olan eğiticiler tarafından yapılmalıdır.
6) Eczacılar, bu ürünlerin sunumunu asla ehil olmayan ellere, eczane dışına bırakmamalıdır.
7) Yukarıda anılan genel çerçevede harcanan tüm çabalar saygındır, desteklenmelidir.
***
Eğer siz bu alana bu şekilde yaklaşmazsanız, kay-be-der-si-niz...
Eninde de kay-be-der-si-niz, sonunda da...
Dermokozmetik alanını tümüyle eczane içine çekmek istiyorsanız, o alana eczane ve eczacı saygınlığını, bilimselliğini katmalısınız.
Yoksa, dermokozmetik satacağım diye eczacı ve eczane saygınlığını yok ederseniz, bu alanda ki tek gücünüzü kendi ellerinizle yıkmış olursunuz.
Büyük sermaye karşısında ki tek gücünüz “eczacı” oluşunuzdur.
Bu gücü doğru, yerinde, anlamlı kullanmalısınız...
Hem toplum hem de kendi adınıza...
Türlü aktif pazarlama taktikleriyle, salt “nakitini” arttırmak amacıyla yoldan geçene dermokozmetik satabilen becerikli (?) eczacılar yetiştirmekle bu saygınlığı koruyabilir misiniz?...
Bir durun ve düşünün...
Kaldı ki; böyle bir yaklaşımın meslektaşlar arasında etik bozulmaları da arttıracağını düşünüyorum.
***
İstanbul Eczacı Odası'nın konuya ilişkin yaptığı eğitimlerin tanıtımında kullanılan ; “müşteri geliştirme”, “hedef nasıl belirlenir ve ona nasıl ulaşılır”, “satış ve pazarlamada yeni yaklaşımlar”, “müşteri odaklı olmak”, “role play”, v.b. gibi tanımlamalar bana konuya ilişkin bilimsel, insan merkezli bir eğitim yapılıyor algısını vermiyor.
Bir “eczacı eğitimini” çağrıştırmıyor...
Bu tanımlamalar daha çok, satmayan bir malı satabilecek elemanların, “ne olursa olsun, satış olsun” amaçlı eğitim çalışmasını çağrıştırıyor.
***
Şimdi gelelim kızgınlıklarını ve eleştirilerini samimiyetle ileten dostlarıma, meslektaşlarıma...
Söylediklerimin bu çalışmalara katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Şu gönüllülükle kabulümdür;
Bana kızın...
Yeter ki, söylediklerimi de ciddiyetle düşünün...
www.eczacininsesi.com