Deniz Yıldızlarını Kurtarmak Gerek...
Çok bildik bir hikayedir;
Okyanus sahilinde yürüyen bir çocuğun hareketleri, onu uzaktan gözleyen adamın dikkatini çekmiş.
Çocuk yere eğiliyor, bir şeyi alıp okyanusa atıyormuş. Çocuk yürürken sürekli aynı hareketi tekrarlayınca, adam dayanamamış, merak etmiş yanına gitmiş:
" - Sen ne yapıyorsun?"
" - Okyanusta sular çekildi, deniz yıldızları karada kaldı. Onları hemen teker teker geriye, suya atmalıyım. Yoksa ölecekler."
" - İyi de bunu nasıl yapacaksın... Kilometrelerce sahil, binlerce deniz yıldızı...Boş yere uğraşma. Onları kurtaramazsın..."
Çocuk eğilip bir deniz yıldızını daha okyanusa attıktan sonra adama dönmüş:
" - Bak! Onu da kurtardım..."
***
Hangi kitaptaydı hatırlayamadım. Aklımda kaldığı kadarıyla:
Amerika' nın Vietnam'ı işgali sırası...
Amerikalı askerlerce yakalanan Vietnamlı bir direnişçiye günlerce acımasız işkenceler yapılıyor.
İnsan bedeninin dayanması mümkün değil.
Günler sonra işkencecilerden biri dayanamayıp direnişçiye soruyor:
" - Bütün bunlara nasıl dayandın? Nasıl ölmedin?..."
Direnişçi yanıt veriyor:
" - Ben gün doğumunu çok severim. Her gün, güneşin doğuşunu bir defa daha görmek istedim..."
***
Yaşam hızla akıp gidiyor...
Yaşadığımız gezegende ve ülkede acımasız şeyler oluyor...
Birileri yaşamlarımızı çalıyor...
Birileri bizim yaşamlarımız üzerine yaşamlarını kuruyor...
Kirli yaşamlarını...
Önce sevdalarımızı çalıyorlar sonra akıllarımızı...
Bize, kirli, karanlık, aşağılık bir dünya öneriyorlar...
İnsanca olan her şeyin yok edildiği bir dünya ve ülke...
Yalana tutsak olmamızı istiyorlar...
***
Oysa biz "insanca" yaşam diliyoruz ...
Savaşların, acının, öfkenin, zulmün olmadığı bir dünyada soluk almak istiyoruz...
Her sabah gün doğumunu yeniden görebilmeyi ve deniz yıldızlarını kurtarmayı düşlüyoruz...
Ve artık, öğrenmiş olmalıyız ki; her sabah gün doğumunu yeniden görebilmek için deniz yıldızlarını kurtarmak gerek...