Danıştay, Hükümeti ve SGK’yı Kurtardı

 

Hiç hesapta olmayan, beklenmedik bir durum ortaya çıktı.

 

Kararın zamanlaması çok ilginçti. Kıyametin kopmasına iki gün kala…

 

Danıştay kararı hükümeti kurtardı. Tam zamanında yetişti. Başbakan düzeyinde bize bu kadar yüklenilmesinin ardında ki gerçek, bizden çekinildiğidir.

 

Türkiye’ de bizden başka tek başına alanlara binlerce insan yığabilen, firesiz iş durdurabilen, halkın arasına bu kadar yayılmış, örgütüne bu kadar bağlı, onun her dediğini emir sayan başka bir meslek grubu var mı?

 

Üstelik bizim yaptığımız iş, insanların yaşayabilmesi için olmazsa olmaz…

 

Leblebi satmıyoruz…

 

***

 

Bunu biz biliyoruz da, bakanlar, bürokratlar bilmiyorlar mı?

 

Onlar, 16 Ocak gününden öyle çok korkuyorlardı ki; onun için bağırıp, çağırıp duruyorlardı.

 

Bakan’ ın “itiraz edeceğiz” demesine aldanmayalım, içten içe seviniyordur.

 

Başbakan ve SGK Başkanı’ nın söyledikleri bize yaramış, örgütlülüğümüz sıkılanmıştı.

 

Tam zamanıydı… Çok iyi bir ders verecektik.

 

Ülkenin haline bakın bir… Siyasi otorite, bu konjonktürde halkın ilaç alamamasını göze alabilir miydi?

 

Zaten, ilgili olan herkes Başbakan’ ın “ne yapın edin, ilaçta problem istemiyorum!” dediğini biliyor.

 

Eczacı tarafında 16 Ocak’ tan korkanlar eczacıya güvenmeyenlerdir.

 

***

 

Şimdi ne olacak?

 

Pratik açıdan- geçici de olsa- 4 Aralık öncesindeyiz…

 

Onca çaba, emek, eylem…

 

Tam da korktuğumuz fiili durum şu anda ortada ve zamana yayılmış durumda...

 

Herkes mutlu… Hükümet, ilaç sanayi, dağıtım kanalları… Hatta meslek örgütlerimizin yöneticileri… Herkes bir nefes aldı…

 

Ya biz?

 

Eczacı?..

 

Giderek artan sorunlarla eczanelerimizde bir başımızayız…

 

Gerçek bu değil mi?

 

4 Aralık' ın temel nedenlerinden olan zararlarımız ödendi mi?

  

Diğer yandan, olay hukuki açıdan sürece yayıldı. Danıştay’ın verdiği karar ara karar. Süreç devam ediyor. TEB’ in olayı değerlendirdiği duyuruda kaygı satır aralarından seziliyor.

 

Şöyle deniyor:

 

“…Danıştay kararına itiraz ya da nihai kararın farklı olması sonucu, varolan Protokol’ün geçerliliğini yitirmesi veya Protokolsüzlük tehlikesi halen bir olasılık olarak gündemdedir…”

 

Yani, belirsizlik devam ediyor.

 

Bu her açıdan bizim aleyhimize…

 

Siz 24 bin kişinin örgütlülüğünü süreç bitinceye kadar en üst düzeyde tutmalısınız. Bu o kadar kolay mı?

 

Karşınızda her türlü olanağa sahip bir iktidar var. Bir gecede yasalar değiştirebilen bir iktidar.

 

Biz zaman kazanmadık. Onlar kazandı.

 

Örgütlülüğümüz tam tavan yapmışken “işi kırma” olanağını kaçırdık…

 

Başarmaya ilk defa bu kadar yaklaşmıştık…

 

Tek bir adım önümüzü açacaktı…

 

Olmadı…

 

Şimdi çok daha çetin bir dönem bizi bekliyor.

 

Çok daha zorlaştırılmış ve zorlaştırılacak…

 

Yine derin bir belirsizlik ortamına giriyoruz.

 

***

 

Bugünün duygusallığı, son derece subjektif değerlendirmeleri ve hissedişleriyle bu yazıyı yadırgayabilir hatta bana kızabilirsiniz.

 

Benim için temel ölçü şu: Gördüğünü ve gerçek bildiğini söyle…

 

Bu yazı arşivde kalacak.

 

Bir süre sonra konuşuruz.

 

Şimdilik, en azından karşı yakaya malzeme vermemek adına size bir önerim var; danıştayın kararını müjde olarak vermeyin ve almayın.

 

Herkes sizi izliyor. Eşeğini kaybedip bulduğunda sevineni hiç kimse ciddiye almaz. Yalnızca güler. Ya da acır…

 

 

 

 

İLETİŞİM

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

0533 218 16 80

Fax: 0216 574 72 69



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat