Çünkü; İnsanlar, Karanlıkları Bilerek Seçmezler...

Ecz. Hakan Gençosmanoğlu

22 Temmuz' dan bu yana yazılı ve görsel basında tüm değerlendirmeleri yoğunlukla izliyorum.

Benim açımdan, ortaya çıkan sonuç şu; 22 Temmuz seçimlerini yabancısıyla, yerlisiyle "sermaye" kazandı.

Yanına her zaman olduğu gibi karanlığı da alarak.

Görünen o ki; büyük sermayenin kuşatması artarak devam edecek.

Doğal olarak bu meslek alanımızda da kendini gösterecek.

Önümüzde zor, ama gerçekten de çok zor günler var.

İlacı, yalnızca, "alıcısı hazır bir pazar malı" gibi gören ilaç sermayesi, yakın bir gelecekte 10 milyar dolarlık Türkiye "ilaç pazarını" 30 milyar dolara çıkartmayı tasarlıyor.

Boşuna değil dünyanın ilaç devlerinin yerli ilaç sermayesini yutması...

Boşuna değil bu hazırlıklar.

Önümüzde ki dönemde ilaç sermayesi ilacın satışının her alanına girecek.

***

Anlaşılan o ki; 30 milyon SSK' lılının serbest eczanelerden ilaç alabilmesinin sağlanması, siyasi iktidara yüksek oranda oy sağlamada ciddi etken oldu.

Bu işten herkes memnun. Halk, ilaç üreticisi ve ithalatçıları, dağıtım kanalları... Bir tek eczacı değil. Yani asıl yükü çeken... Hizmeti veren... Gerçek emek sahibi.

İşin kötüsü; halk eczacıyı bu işten çok para kazanıyor, sanıyor...

Eczacı devlete teslim edildi.

Önümüzde ki dönem devletin eczacıyı daha da ezeceği bir dönem olacak.

Çünkü, ülke ekonomisi bir mirasyedi aklıyla satarak, savarak ve borçla yürüyor. Nereye kadar?...

***

Eczacının hesabı kitabı öyle bir karıştırıldı ki, kimse işin içinden çıkamıyor.

Ancak, iki yıl öncesine göre reel olaral, eczacı karlılığınızı oransal olarak karşılaştırdığınızda sürecin ne denli aşındırıcı olduğu berrak olarak önünüze çıkıyor.

Bir de iki yıl öncesinin ve bugünün işletme giderlerini yan yana koyun...

Tablo çok kötü...

Eczane ekonomisi çökmüş durumda.

***

Çok garip değil mi?...

Dışarıdan bir göz baktığında memleketin de eczanelerin de ekonomik durumu iyi... Sorun yok...

Ama irdelediğinde; tam bir enkaz öncesi durum... Yıkıldı yıkılacak...

***

Çok mu moral bozucu bir yazı oldu...

Ama bunlar gerçek... O kadar gerçek ki; dokunabilirsiniz.

Peki, ne yapmalı?

Yapacak çok şey var...

Şimdi karanlıklara yıldız olmak gerek. Her geçen zaman diliminde artarak çoğalarak...

Yılmadan, usanmadan, bıkmadan, umudu tüketmeden...

Anlatmak gerek... Bir olmak gerek...

Ellerimiz yana yana, yıldızları yeryüzüne indirmek gerek...

Buna mecburuz...

Karşılık bulacaktır...

Çünkü; insanlar, karanlıkları bilerek seçmezler...

 

ECZACININ SESİ

www.eczacininsesi.com

iletişim :

e-posta : ecz.hakan@superonline.com

faks : 0216 574 72 69



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat