Eczacı Meslek Örgütleri, yakın bir zamana dek, hemen her konuda cesaretle söz söyleyebilme erdemini gösterdi.
Bugün ülkemizin geleceğini derinden etkileyecek bir tartışma süreci yaşanıyor.
Bu süreçte eczacı örgütlerinin suskunluğu ve kayıtsızlığı kabul edilemez.
Örgütlerimizin, konuya ilişkin görüş ve tavrını, duruşunu kamuoyuna açıklamaları gerekiyor.
Oysa, bir ölüm sessizliği hali var orta yerde…
Bu tartışmalarda eczacılar nerede duruyor?
Bunu bilmek herkesin, hepimizin hakkıdır.
Ülkesinin geleceğinde, en temel meselelerinde söz ve görüş sahibi olmayanların/ olamayanların, ya da bundan çekinenlerin, geri duranların meslekleri için yapabilecek bir şeyleri olabilir mi?
***
Yaşanan siyasal çalkantı Anayasa değişikliği tartışmaları ile doruk noktasına ulaştı.
AKP, hazırladığı Anayasa Değişikliği Taslağı' nı topluma tebliğ etti.
Kuşkusuz, "12 Eylül Cuntasının Anayasası" savunulabilir bir Anayasa değildir.
Ve, 12 Eylül yargılanmalıdır.
Türkiye' nin özgürlükçü, eşitlikçi, toplumcu, çağdaş, insanı önceleyen, emeği ve hukuku üstün tutan, sosyal devlet ilkelerini temel alan, bireyi devlet karşısında hiçbir çekince taşımadan tam olarak güvenceye alan bir Anayasa' ya sahip olabilmesi temel taleplerimizdendir.
Anayasalar, toplumların tepedeki uzlaşı belgeleridir.
Bu gerçekten hareketle, Anayasa değişiklikleri, açık zeminlerde uzun soluklu tartışma ve anlaşma süreçlerinin sonunda oluşmalıdır.
Ülkemizde yaşanan siyasal iklime ve iktidarın uygulamalarına baktığımızda, mevcut siyasi otoritenin demokratik değerler açısından sınıfta kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Koyun her şeyi bir yana…
Yalnızca mesleki olarak yaşadıklarımıza göz atıldığında bile bunu görebilmek olanaklıdır.
İlaç ve eczacılığa ilişkin uygulamalara bakıldığında; bırakın eczacıların iradesini, istemlerini, ihtiyaçlarını dikkate almayı, değer vermeyi, hakaret üzerine hakaret görüyoruz.
Adeta dövülüyoruz…
Eczanelerimizde her gün yaşadıklarımızı(!) bir biz biliyoruz.
İlaç sermayesinin tüm istekleri değerlendirmeye alınıp, karşılığını bulurken bizler sürekli hak kaybına uğratılıyoruz.
Sesimizi yükselttiğimizde de sürekli tehdit ediliyor, baskı altına alınıyoruz.
Genel olarak mevcut siyasi iktidarın "işine geldiği" gibi davrandığı artık çok açıktır.
***
Şimdi, "12 Eylül Darbe Anayasası' nı değiştiriyoruz" gibi genel kabul görecek bir çıkışla, oldu bitti ile, dayatma ile Anayasa değişiklikleri gündeme getirildi.
Söz konusu değişikliklerin uygulamaya geçtiğinde, demokrasi açısından mevcut Anayasa' dan çok daha geri bir duruma geçileceği, tek parti yönetiminin önünün “iyice” açılacağı, ülkemizin en saygın hukukçuları tarafından seslendiriliyor.
Ben de böyle düşünüyorum.
Yağmurdan kaçmaya çalışırken doluya tutulacağız…
Peki, bu olan biten sizi hiç mi ilgilendirmiyor?
Bunun için mi susuyorsunuz?
Yoksa?..
Susmak onaylamaktır…
Diyerek, öyle mi düşünelim?
! 23 Mart tarihinde eczanesinde saldırıya uğrayan Batman Eczacı Odası Genel Sekreteri Ecz. A.Basit Ağırman’a ve çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, saldırıyı kınıyorum.
! Cana’ nın 2. şiir kitabı çıktı.
“Karpuz Kesmeden Nereye?” den sonra, “Cadının Kırık Aynası”.
Cana bizim canımız.
Ali ile Canan (Akdal) ‘ ın henüz 16 sındaki kızı. Biz onunla onurlanıyoruz. Cana Akdal’ ın şiirlerini okuyun. Çok seveceksiniz.
İLETİŞİM
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
0533 218 16 80
Fax: 0216 574 72 69