Boş Sözler...
Sağlık Bakanlığı ve SGK ile ilaç firmaları "sıkı" pazarlık ediyorlar. Devlet ilaç harcamalarını kısmak derdinde, sanayi ise kendi derdinde...
Bu tepişme içinde bütün zarar yolları eczacıya çıkıyor. Onu düşünen yok. Devlet memnun, sanayi mutlu. Olan bize oluyor. Zararın ne kadarını kurtarabiliriz, onu düşünüyoruz.
Eczanelerimiz parça parça elimizden alınıp, kamuya aktarılmaya devam ediliyor.
Ne diyoruz?..
"Feda edecek bir tek eczanemiz yok!.."
Yılın örnek "boş" lafı...
Binlerce eczane çökmüş, eczacılar neredeyse tüm yatırımlarını tüketmiş,kredi batağında tükenmiş, evlerini satıp borçlarını ödemeye çalışıyor...
Hesaplamalara göre; son dört yılda her birimiz bir eczane sermayesi tutarını haksız hukuksuz bir şekilde kamuya vermişiz...
Feda edecek bir tek eczanemiz yok (muş)...
Artık kim inanırsa!..
***
Bir "boş" söz daha; "eczacılar devletin tahsildarı değildir!.."
Şu anda eczacıdan başka devlete bedava tahsildarlık yapan yok. Hatırlarsınız geçmişte telefon, su, elektrik vs. parası yatırmak dertti. Devlet tahsilat yapamıyordu. Sonradan bu işler özelleştirildi, tahsilat işi kolaylaştı. Ancak, tahsilatçılar bu işi para karşılığı yapıyorlar.
Biz bedava yaptığımız gibi bir de üstüne para veriyoruz. Mesela; mecbur kalıp muayene ücretlerini POS dan geçtiğimiz zaman komisyon veriyoruz, bir de fiş kesip vergisini...
Önce kabul edip, anlayışla karşıla, sonrada boş boş konuş...
Tahsildar değilmişiz...
Neyiz o zaman?..
***
SGK denetlemeleri kabul edilemez!..
Buyurun bir boş söz daha...
SGK denetleme yapmıyor ki... Buna denetleme denmez...
Arama denir.
SGK müfettişleri sıradan eczanelere giriyorlar. Nezaketen bir izin bile almadan, eczacıların özel çekmeceleri dahil, eczanedeki köşeyi, bucağı her yeri arıyorlar. Bir polis gibi...
Yani hepimize potansiyel hırsız muamelesi yapıyorlar.
Gerçek bu!..
***
Bu kadar boş sözün ortalıkta dolaştığı bir ortamda biz nereye, ne konuşacağız, doğrusu bilemiyorum...