“Biz Susarsak Kim Konuşacak?”

 

Her şeyi çok sert yaşıyoruz.

 

Ülkenin genel koşulları böyle, ne yazık ki…

 

Dünyanın herhangi bir ülkesinde gerçekleştiğinde yer yerinden oynayacak olaylar bizde gündelik işler…

 

Böyle olunca da sapla saman birbirine karışıyor.

 

Ergenekon denilen soruşturmada yaşananlar…

 

Yolsuzluklar…

 

Deniz Feneri meselesi…

 

Her gün ölen insanlarımız…

 

Yoksulluk…

 

İşsizlik…

 

Ekonomik kriz...

 

Anayasa değişikliği...

 

Alt alta ekleyin, çok uzun bir metin olur…

 

 

***

 

Meslek yaşamı olarak da çok sert yaşıyoruz…

 

Olan bitenler kabul edilir gibi değil…

 

Özellikle son iki yıldır, hiç hak etmediğimiz bir biçimde adeta “çökertildik”… Yok olma noktasına doğru hızla sürüklendiriliyoruz.

 

Doğru değil mi?..

 

Tespitte anlaşıyoruz zaten. Yalnız biz değil, herkes, en yetkin ağızlar bunu söylüyor.

 

***

 

Diğer yandan, toplum olarak çok açık bir yozlaşma ve çürüme sürecinden geçiyoruz.

 

Etkilenmeyen kurum yok gibi bir şey…

 

Tumturaklı lafların sahiplerini eşelediğinizde, kazıdığınızda altından son derece “kirli” kişisel ilişkilerin, çıkarların çıktığını görüyorsunuz.

 

Kişisel çıkarları için, son derece aleni bir biçimde yaşamını, düşüncelerini, duruşunu, yüzseksen derece değiştirip, dönüştüren, toplumun önündeki insanlar derin  saygı bile görebiliyorlar…

 

Kimse şaşırmıyor…

 

***

 

Ama, inadına doğruluk…

 

İnadına dürüstlük…

 

İnadına gerçekler…

 

İnadına konuşacağız, diyenler de var…

 

İnadına;” Yılmayın, haklarınızı savunun, gerçekleri haykırın!..” diyenler…

 

Her şeye rağmen…

 

***

 

Bunca harala gürele içinde onlar da sert konuşuyorlar…

 

Susarlarsa kim konuşacak?..

 

“Biz susarsak kim konuşacak?”

 

Bir de böyle düşünün…

 

  

Tüm meslektaşlarımızı davet ediyoruz. Lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

http://www.eczacininsesi.com/index.php?yon=haber&id=2285



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat