Herhalde yalnızca şu karekod meselesinde yaşadıklarımızı bir başka ülkede birilerine anlatsak, alacağımız tepki “siz deli misiniz?” olurdu.
 
Nereden bakarsan bak, abuk sabuk bir durum…
 
İşkence…
 
Eziyet…
 
Bir anlamı olsa, “ne gam!..” diyeceğim.
 
Anlamı da yok.
 
Deli gibi bir şeyler yapıyoruz, ama ne?
 
Kime ne yararı var?
 
 
***
 
Ardı sıra açıklamalar… Ha bire açıklama… Şu şöyle olacak… Bu böyle olacak…
 
Açıklamalar… Açıklamalar…
 
Basının bihaber olduğu birbirinin benzeri basın duyuruları…
 
Saat başı değişen, ayak üzeri alınmış kararlar…
 
Sabah erken kalkanın güya(!) duruma vaziyet ettiği durumlar…
 
***
 
Karmaşa…
 
Toz duman…
 
Hiç kimse diğerini duymuyor bile.
 
Hani 1 Temmuz’ da iade sürecine girecektik?
 
Tutanaklar tutulacaktı… Suç duyuruları falan…
 
Asıp, kesecektik?
 
Yine ne oldu?
 
Bakın, ilaç dağıtım kanalları dün bir “son dakika” açıklaması yaptılar.
 
Sonuç olarak ne diyorlar:
 
“10 Temmuz’ a kadar idare edin, dişlerinizi sıkın!”
 
İyi de, ilgili mevzuat böyle değil.
 
Bu firmalar 1 Temmuz’ a kadar bu işi bitirmek zorundaydı. Hani sorumluluğunu yerine getirme-me-nin karşılığı? Bu ülkede bakanlık genelgelerine, yönetmeliklerine, mevzuatlarına, yasalara uymak gibi bir zorunluluk yok mu?
 
Ya uymayınca bir cezası?..
 
Bu sektörde ceza denilen şey yalnızca biz eczacılara uygulanılabilen bir şey mi? Burası Muz Ötesi Cumhuriyeti’ mi… Muz ötesi diyorum, çünkü; muz cumhuriyetlerinde bile böyle şeylerin olabileceğini düşünmüyorum.
 
Sonuçta, ne diyeceğiz biz şimdi?
 
1 Temmuz mu? 10 Temmuz mu?
 
Tartışmaya bile değmez… Olan olmuş zaten…
 
Ecza Koop. lar bizim adımıza “10 Temmuz” demiş bile…
 
Yani 10 günlüğüne raflardaki ilaçlarımız tutuklu… Gözaltında…
 
Ayrıca, gerçekten 10 günlüğüne mi? Onu da göreceğiz.
 
Dişimizi sıkıp, bu konuyu geçelim….
 
***
 
Hale bakın:
 
“Lilly, Bristol Myers Squibb ve Servier Firmaları, GMP kuralları gereğince, eczanelerde G2D ile etiketleme işlemi yapmayacaklarını, eczanelerde bulunan karekodsuz ilaçlarının, iade alınacağını bildirmişlerdir”
 
GMP nedir?
 
İyi Üretim Uygulamaları’ dır…
 
Yani, bir çok üründe olduğu gibi ilaçta da üretiminin, korunmasının, sevkinin gelişmiş ülkelerce kabul edilen bir dizi etik, bilimsel, olmazsa olmaz şartları vardır. İşte o şartlara GMP diyorlar.
 
Yukarıda anılan firmalar mealen diyorlar ki:
 
“ Bu geçici karekodlama işi etik ve bilimsel değildir. Biz bu işi yapmayıp, ilaçları değiştireceğiz”
 
O zaman diğer firmalar GMP’ ye aykırı iş yapıyor. Öyle değil mi?
 
Bu memlekette bu açık çelişkiyi sorgulayacak bir sorumlu yok mu?
 
Yok!
 
***
 
Bütün bu deli ikliminin içinde eczacılık nerede?
 
Hakikaten eczacılık ve biz neredeyiz?
 
Bu olan bitenin eczacılıkla ne ilgisi var?
 
Yoksa biz gerçekten de deli miyiz?
 
 
 
!
Biz bu ülkede çok acılar gördük, yaşadık. Kim bilir, ondandır belki bu dayanıklılığımız…
 
Ama Sivas’ ın acısı bir başkadır. O gerçek bir “kor ateştir”… Yıllar geçse de her 2 Temmuz’ da, sönmek bir yana daha bir yanar yüreklerimiz… İnsanoğlunun yapabileceği en büyük vahşet, bağışlanamaz bir büyük  kalleşliktir Sivas yangını…
 
2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı’ nda yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum.  
 
 
 
İLETİŞİM
0533 218 16 80
Fax: 0216 574 72 69


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat