İTS geliyor!

Kim ne derse desin, geliyor!

Ama yarın ama öbür gün…

Yürür? Yürümez? O başka…

Üzerimizde deneneceği çok açık.

***

İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr. Saim Kerman, illere, 08. 03. 2010 tarihli, 018313 sayılı bir yazı ile, eczanelerin İTS açısından kontrol ve denetlenmesini istediklerini bildirdi.

Program var mı? Karekod okuyucu var mı? vs. Onlara bakacaklarmış…

Haberi yayınladık…

İstanbul Eczacı Odası’ ndan “yalanlama” açıklaması yapıldı.

Bazı kısımları şöyle:

“...bu denetimler esnasında eczanelerde karekod okuyucu ve program bulunmasına yönelik herhangi bir baskı oluşturulması söz konusu olamaz.”

“Eczanelerde, Sağlık Grup Başkanlıkları tarafından yapılan denetimler, yürürlükte olan yasa ve yönetmelikler çerçevesinde gerçekleştirilir.”

“Meslektaşlarımızın GLN numarası, karekod okuyucu ve program alma konusunda hiçbir girişimde bulunmamalarını, Odamız tarafından yapılacak bilgilendirme doğrultusunda hareket etmelerini ve bu tip yanıltıcı haberleri ciddiye almamalarını önemle rica ederiz.”

Bu ne şimdi?

Üstelik, bazı illerimizden haberler gelmeye başladı:

Söz konusu denetlemeler  başlamış.

***

Dahası var...

Bakın, kendi iç bünyelerinde yayınladıkları talimata(İEGM’ nin talimatı):

“Eczacılık Şubelerinin Dikkatine,

Eczanelere hazırlıklarını 16 Mayıs 2010 tarihine kadar tamamlatınız. Yapılacak denetim sonuçlarının eczane eczane, isim isim haftalık olarak, excel sayfasında, e- mail yoluyla Genel Müdürlüğe iletiniz.”

Ey İstanbul Eczacı Odası’ nın değerli yöneticileri,

Bunlardan haberiniz yoksa, nasıl yöneticisiniz ki; bizim ulaşabildiğimiz bilgilere siz ulaşamıyorsunuz…

Yok,  “direnin” anlamında “yalanlamayı”,  “görmezlikten gelmeyi” tercih ediyorsanız…

Bu öyle olmaz. Öyle söylenmez!

Çıkar dersin ki:

“Arkadaşlar, durum budur… Ancak, boyun eğmeyin, direnin!”

Açık açık!

Sekiz sütuna manşet olarak:

“16 Mayıs’ ta eczanelerimizde İTS işlemi yap-ma-ya-ca-ğız”

“1 Haziran’ da İTS’ ye tam geçiş yap-ma-ya-ca-ğız”  dersiniz...  

***

1 Mart tarihini hatırlıyor musunuz?

İlaç sanayi hazır olmuş olsaydı, sistem çalışsaydı ne olacaktı?

Cevabı hepimiz biliyoruz, değil mi?

***

Danıştay, şikayetçi olduğunuz, eczacının canını yakan sözleşmenin devamını sağladı diye, düğün bayram yaptınız…

Açık açık… Herkesin gözü önünde.

Yapmayın, dedik. Yaptınız.

Daha öncesinde “sözleşmemizi alın” diye, eczacıyı SGK kapısına döktünüz…

Sayalım mı?

Kamu Kurum İskontoları kaldırılacaktı.

Tahsilatçı olmayacaktık.

Örneklemeyi başlarına geçirecektik.

Zararlarımızı söke söke alacaktık.

Eczacı meslek hakkımızı alacaktık.

vs.vs…

***

Siz ne diyorsunuz?

Hepsini geçtik…

Bir şey kesmeyi unutmayalım diye ilaç kutularını evirip çevirmekten bir hâl olduk, bitap düştük…

Her gün eczanelerimizde rezil, kepaze oluyoruz…

Kupür, barkod, karekod… Hepsi başka bir yerde… Ara ki, bulasın…

Hastalar, eczacıya “Allah kurtarsın” der oldu.

Derdimiz yetmiyormuş gibi, anlamsız ve boş işlerinizle, populist söylemlerinizle üzerine bir de siz dert oluyorsunuz.

Yeter artık!

Biraz akılcılık bu kadar zor mu?

 

! Cana’ nın 2. şiir kitabı çıktı.

“Karpuz Kesmeden Nereye?” den sonra, “Cadının Kırık Aynası”.

Cana bizim canımız. Ali ile Canan (Akdal) ‘ ın henüz 16 sındaki kızı. Biz onunla onurlanıyoruz. Cana Akdal’ ın şiirlerini okuyun. Çok seveceksiniz.

 

İLETİŞİM

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

0533 218 16 80

Fax: 0216 574 72 69

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat