Bir Şeyler Oluyor...
Ecz.Hakan Gençosmanoğlu
Sağlıkta bir şeyler oluyor...
Aslında, olan biten ülkede olan bitenden farklı değil.
Zaten olması da mümkün değil.
Büyük sermaye tüm alanlara hakim oluyor.
Tükettiklerinize bakın, giderek daha fazla herşeyimizi onlardan alıyoruz.
Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, kullandığımız her şeyi...
"Özel eller" kral biziz diyorlar...
Halkın, kamunun olanlar, haraç mezat satılıyor... O "özel ellere" tapulanıyor.
Fabrikalar, üretim yerleri, kamu kaynakları, arsalar, topraklar, limanlar...
Her şey...
Bir avuç insan, her şey "bizim olsun" diyor...
Ve oluyor da...
Bu dünyada da böyle, bizim ülkemizde de...
İstedikleri için de hiç bir şeyi yapmaktan çekinmiyorlar.
Savaşlar çıkartıyorlar, canlara kıyıyorlar, doğayı katl ediyorlar, iktidarlar yıkıp, iktidarlar kuruyorlar...
Doğru değil mi ?...
***
Geçtiğimiz yıl dünya da, sağlık hizmetleri için ayrılan paranın miktarı, 3.1 trilyon dolar.
İyi para...
Yine geçtiğimiz yıl, ülkemizde sağlık hizmetleri için harcanan para,ilaç dahil, yaklaşık 23 milyar dolar.
Kendi ölçeğine göre, bu da iyi para...
Bırakırlar mı ?...
Bırakmazlar...
***
Bakın, yatan hasta reçetelerinin karşılanmasına ilişkin kıyamet kopuyor.
Halbu ki, kıyamet kopacak bir şey yok.
Yapılacak şey çok belli...
Sağlık Bakanlığı, bilimsel bir acil ilaç listesi hazırlayacak, diyecek ki ; " bu listedeki ilaçlar hastane eczanelerinden verilecek"
Nedir onlar ?...
Kimi antihistaminikler, analjezikler, narkotik analjezikler, kanama kesiciler, i.v. antibiyotikler, kalp ilaçları, acil beslenme solüsyonları v.b.
Liste ne kadar kısa olursa, hastane eczaneleri için de o kadar "bulundurulabilir ve gerçekçi" olur.
Gerisi de serbest eczanelerden karşılanacak.
Doğrusu, gerçekçi, uygulanabilir, bilimsel olanı bu değil mi ?...
Şartlar düşünüldüğünde, elbette bu...
Ancak, dert hastanın sağlığı, ilacı değil ki...
Dert, nereden ne kadar kaynağı, şiddetli bir kaos yaratıp, amiyane benzetmesiyle "alavere, dalavere" yapıp, gürültüye getirip alırım.
Dert de bu, amaç da...
***
Peki,biz ne yapmalıyız ?...
Öncelikle "adam gibi" direnip, "kötü senaryoları" anlatabilmeyi bilmeliyiz.
İlgililerin önüne bilimsel, gerçekçi, ayakları yere basan, projeleri koyup savunabilmeyi başarmalıyız.
Populizme de kaçmadan...
Derseniz ki; "onu kim ya da kimler yapacak ?...".
Bu da temel bir sıkıntı...
O zaman ben de size şunu sorarım ;
" - Bu ay SGK kolilerinizi rahat teslim ettiniz mi?..."
iletişim:
e-posta : h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
faks : 0216 574 72 69