Bir Çuvallama Daha...
1 No.lu İstanbul Eczacı Odası' ndan bir çuvallama daha 16 Ekim- Perşembe günü,TEB Başkanlar Danışma Kurulu'nda gerçekleştirildi.
Yapılan toplantıda İstanbul Eczacı Odası Başkanı, TEB Merkez Heyeti'nin başarısız olduğunu söyleyerek Olağanüstü TEB Genel Kurulu talep etti.
Zaten kısa bir süre önce de "TEB Merkez Heyeti'nin artık, eczacıları temsil edemeyeceğini" eczacı kamuoyuna duyurmuştu.
Ne oldu biliyor musunuz?..
Bir, iki eczacı odasının yarım ağız desteği dışında hiçbir eczacı odası bu görüşe itibar etmedi.
Çağrı kimse tarafından ciddiye alınmadı.
Şimdi sormazlar mı, hani lider odaydınız?..
TEB' e damganızı vurmuştunuz?..
Bir zafer (?) saydığınız 2008- protokolü sizin eserinizdi?..
Örgütü ve eczacılık hareketini ayağa kaldıracaktınız?..
Ne oldu?..
Dönüp, İstanbul'a ne diyeceksiniz?..
Gerçi ne diyeceğiniz çok belli...
Tabi ki; "Vallahi de billahi de biz elimizden geleni yapıyoruz ama bizi dinlemiyorlar" diyeceksiniz...
***
Peki, neden ciddiye alınmadığınızı hiç oturup düşünüyor musunuz?
Protokol komisyonunda ve tüm süreçte varsınız, sorumluluktan sıyrılamazsınız.
Daha düne kadar TEB yönetimini yere göğe sığdıramıyordunuz, şimdi de "temsil haklarını kaybettiler" diyorsunuz.
İkisi de en uç noktalar...
Bir örgüt bu kadar öngörüsüz, bu kadar günübirlik davranır mı?..
Her konuda, anlık davranışlar ve keyfiyet politikanız olmuş...
Bir gün öyle, ertesi gün şöyle...
Bir dizi örneği var...
Hepsi belgeli...
Kim, size niye güvensin, samimi bulsun?..
Niye?..
***
"Artık temsil edemezler" diyorsunuz, Merkez Heyeti' ne verdiğiniz üye orada duruyor!
Samimiyseniz eğer, önce onun istifa etmesi gerekmiyor mu?..
Yaptığınız bu çıkış içeriye, İstanbul' a dönük "seçmene selâm" olarak değerlendirilmiş olabilir mi?..
Ne dersiniz?..
***
Lider odaya bak; son derece önemli bir öneri yapıyor, ciddiye alan yok...
Hiç böyle şey olur mu?..
Oluyor işte...
Zaten kendi de kendisini ciddiye almıyor.
Kendi ifadeleriyle; "16 Ekim Perşembe günü yapılacak olan Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısını bu nedenle çok önemsiyoruz." dedikleri bir toplantıya gidiyorlar.
Bu çok önemli (?) toplantıda çok önemli (?) bir öneri yapıyorlar, dönüp üyelerine bir açıklama dahi lütfetmiyorlar.
Ne diyelim...
"Allah sonumuzu hay'r etsin..."
----
Bu yazının yayım tarihi 18.10.2008, saati, 13.40 (H.G.)
