Başarabilecek miyiz?

Ülkenin gündemi öylesine yoğun, ağır ve yorgun ki; meslek gündemine ilişkin düşünemiyoruz bile...

Oysa bizim mesleki gündemimiz de çok yoğun aslında.

İlaçta yine % 10 luk bir fiyat indirimi yolda... Geliyor.

Bakanlığın İTS çalışmaları devam ediyor.

Yen yılla birlikte SGK protokolü yeniden yapılacak.

Bitkisel ilaçlar ve vitaminler her gün giderek daha kapsamlı olarak marketlerde yerini alıyor.

Mesleğimize ilişkin bir dizi sorun can yakarak varlığını sürdürüyor. Sorunlar çözülmedikçe büyüyor, “çözülemez” duruma geliyor.

Önümüzde de TEB seçimleri (20 Kasım) var.

***

İlaç sanayicileri ve ilaç dağıtım kanalları kendi içlerinde değerlendirme üzerine değerlendirme yapıyorlar.

Genel olarak "gidişat kötü" tespiti yaparak kendilerince yeni önlemler almaya çalışıyorlar.

Yeni yılla birlikte yeni uygulamalar yeni satış şartları düşünüyorlar. Demek ki; eczacının başı belada ...

SGK, sağlık ve ilaç harcamalarını düşürmeye çalışıyor. Onlar da kendilerince yeni uygulamaları birer birer hayata geçiriyor. Arkası da gelecek.

Olayın tam da ortasındayız.

Ama sektör içinde planı ve programı olmayan bir tek biz eczacılar görünüyoruz.

Planı ve programı olmayanlar başkalarının plan ve programlarının parçası olurlar.

Eczacılar da aynen bu durumdalar.

***

Gerçek şu ki, yaşanan sorunların yanında, bir taraftan da, biz istesek te istemesek te eczacılık mesleği dönüşüyor, evriliyor.

Bu dönüşüm de bizler bir plan çerçevesinde aktif olarak müdahil olmazsak her şey bizim dışımızda gelişecek.

Ki, şu anda durum böyle...

***

Sürece müdahil olmamızın yolu, derli toplu, ne yaptığını bilen, kollektif çalışabilecek bir TEB yapılanmasından geçiyor.

Eczacı odalarıyla, eczacı dinamikleriyle, ilgili tüm kuruluşlarla, kendi içindeki komisyon ve kurullarla, akılcı, üretken ilişkiler kurabilecek bir TEB yapılanmasına şiddetle ihtiyacımız var.

Kararlılıkla risk alabilecek, altı dolu, tam da bu dönemde gözü kara bir liderlik oluşturulabilmeli.